• araba kullanırken pedallarla aram kötüleştiğinde yumurta topuk arkasına basılmış ayakkabısından ayağının yarısını çıkarmış olmasına rağmen büyük ustalıkla pedallara hakimiyetlei olduğunu gördüğümde araba kullanmaktan vazgeçirten meslek gurubu
  • beyin göçünün en büyük sebeplerinden biridir.
  • dolmuşu sürerken aynı zamanda 20 tl'den 2 öğrenci alabilen, sigara içebilen, telefonla konuşabilen, yolcuları nereye oturabilecekleri hakkında yönlendirebilen, korna çalabilen, selektör yapabilen, kapıyı açıp kapayan esrarengiz bir gruptur. bu yeteneklerini daha verimli alanlarda kullansalar kim bilir neleri başarabilirler.
  • çok garip kafalar yaşayanları var, akla zarar.

    -caddeye çıktık efendim, inmek isteyen var mı efendim?

    dolmuştan garip bakışlar, 5 dakika sonra:

    -yolcu alacağım, kapıyı açıyorum, kapıya dayanmayın efendim.

    sabahın köründe uyuklayarak okula giderken rüya sanmıştım ki..inerken:

    -sağda indiriyorum, iyi günler efendim, karşıdan karşıya geçerken dikkat edin efendim.

    demesiyle gerçek olduğunu anladım. dolmuştan mı indim, rüyadan mı uyandım, nerdeydim nereye geldim diye düşündüm, gerçeklik payının sıfıra yakınlığını düşününce, "şizofren miyim yoksa lan?" diye bütün gün kafayı yedim.
  • hız sınırı bilmeyendir, trafikte ronaldinho çalımları atabilendir, yeri geldiğinde kapının yanından çıkardığı beyzbol sopasıyla arabadan inip had bildirendir. ayrıca istanbul'da gördüklerime göre söylüyorum, arapça bilendir. 50 lira verdiğinizde bozuk parası yoksa, bozamam deyip, duraktaki diğer dolmuşçulara sormayandır. ama eğer hala yaşıyorsanız, sizi otobüsle 1 saatte gideceğiniz yere 20 dakikada ulaştırmış olandır.
  • yolcu:
    -ne zaman kalkıyor şoför bey?
    dolmuşçu:
    (iki bacak arasına bakarak)
    -birazdan kalkar.

    gibi bir diyaloğu gerçekleştirerek beni yarabilen toplu taşıma aracı sürücüsü.
  • bir gün mantık ilişkisi yaşamam gerekirse en mantıklı seçeneğim olan kimse. yok yahu, durmuyor bu araçlar doluyken, ayrıca da polis kontrolünde çökün diyor. zaten dolmuş ücreti de çok.

    düşündüm de her zaman bana duran, "bir tanem senin için tabure getirdim, çökme buna otur" diyen -yer ayırmasına bile gerek yok- "aa aramızda lafı mı olur" ya da "yarısını versen yeter" diyen -kolay kolay kabul etmem de böyle şeyleri, işte bun ahayır diyemem dskadj- bir sevgilim olsa...

    vazgeçtim. hatrım için aşk fm dinlemekten vazgeçmeyecektir.

    ciddiyete davet ediyorum kendimi! ciddi tanım; eskilerde epey iyi kazanan ancak son dönemde ulaşım ücretlerinin fazlalığına rağmen pek de iyi kazanamayan kimsedir. zaten hat sahibi, dolmuş sahibi ile dolmuş çalışanı aynı şeyler olmuyor. akdjasdkj yok ya, cidden düşünüp araştırmadım. valla.
  • istanbul trafiğinden dolayı zaman zaman çıldırıp, dolmuşa binen herkese bir arıza çıkaran dolmuş sürücüleri. bugün bunlardan birine rastladım. önce öğrenci indiriminden yararlanmaya çalışan öğrencileri ben iett otobüsü değilim burada iett kartı geçmez diye azarladı. sonra para uzatan birine sertçe burada kaç para var dedi ve bu diyalog başka yolcularla da birçok kez tekrarlandı. en son az ileride inebilir miyim diye soran birine bir daha ki ışıklara kadar durmam dedi, o inince de bir de evine kadar bıraksaydık diye söylendi. resmen müsait bir yerde inebilir miyim diye sormaya korktum.
  • önümdeki yolun sol tarafından dolmuş, sağ tarafından roket gelse, ben sağ tarafa doğru yürürüm. roket belki hedefe güdümlüdür, beni ıskalar falan ama durağa yanaşan dolmuşçudan kaçış yok. bazen, çekilmesem kaç santim kala duracak bu adam diye merak ediyorum. ama öyle bir poker face var ki adamlarda duracağına hiç ihtimal vermiyorsun. 3-5 saniye kala can havliyle kenara çekiliyorsun çünkü adam frene bile basmıyor üzerine sürerken. blöf mü değil mi hiçbir zaman öğrenemiycem.
  • sayelerinde bir çok şey öğrenilebilen meslek grubu *

    http://diebroccoli.blogspot.com/…alemun-hayatm.html
hesabın var mı? giriş yap