• --- spoiler ---

    19-20 yaş insanın en taze cildinin en parlak yüz hatlarının en masum ancak yetişkin olduğu dönemi. ve dorian bu doğal güzelliğinin yanında bütün çekingenliği ve saflığı ile yeni bir topluluğa* dahil olur. yağlıboya tablosu yapılana kadar kendi yakışıklılığının bile farkında değildir. işte bu masum ve iyi kalpli çocuğu sevebilirsiniz. çünkü henüz temiz ve aşık olabilecek sevebilecek bir kalbe sahiptir. daha sonra tablosuna ve kendine aşık olur. ruhunu istediği her şeyi elde edebileceği ve en kötü olayın bile onu etkilemeyeceği sanrısı ele geçirir. ah dorian büyüdün kirlendin ve kirli bir dünyanın hakimi oldun güç güzel miydi? yıllar sonra hayatın sunduğu her lezzeti tatmış biri olarak "keyif evet vardı ama mutluluk işte onu hiç tatmadım" derken sahip olduğun hüzün oldukça manidardı.

    --- spoiler ---

    yıllar sonra interview with the vampire'ın bıraktığına benzer bir lezzet bırakmıştır damağımda bu film. bu bir film için oldukça büyük bir iltifat olmalı.
  • --- spoiler ---

    öncelikle film kitaptan epey bir farklı olmuş. bildiğimiz hikaye eğilip bükülmüş, yorumlanmış; kitapta pek üzerinde durulmayan dorian'ın ahlaksız eylemlerine ışık tutulmuş. bu da bence filmin izlenebilir kılan yanı. aynı zamanda alışıldık hikayeden farklı olduğu için bir kolaylık da sağlamıştır yönetmene zannediyorum. fakat filmin zayıf yönleri de bence yine buradan kaynaklanıyor. ister istemez film boyunca kitapla karşılaştırma gereği duydum. kitabın derinliği yok, diyaloglar yüzeysel kalmış. özellikle lord henry wotton'ın kafa açan aforizmalarının birçoğu atlanmış. bir de film sanki yapılmak istenenden oldukça farklı bir işmiş gibi duruyor. psikolojik çözümlemelerle seyircinin de kafa yorması, zaman zaman da gerilmesi istenmiş gibi. ama bu başarılamamış maalesef. yoksa fikir güzel. ayrıca film bana koku ve sweeney todd gibi filmleri de hatırlattı kısmen de olsa.

    son olarak filmin bazı bölümlerinde aklıma emmanuelle serisi gelmedi değil. sevişme sahneleri biraz uzun tutulsa -zaten son haliyle hikaye de cuk diye oturuyor-, iyi bir erotik film olabilirdi :) .

    --- spoiler ---
  • şimdi yüzüklerin efendisi'ni bile seyredip, beğenmeyen bir güruhuz. kitabı okuduk diye. ben okumadım aslında. genel bir beğenmeme durumu vardı, ben de onlara uydum. neyse, diyeceğim o ki; yüzüklerin efendisi'ni beğenmediysek, bunu hiç beğenmeyiz. bu sefer kitabı okudum, ondan yazıyorum. yüzük entirim yok hiç.

    sadece bunun için değil, herhangi bir kitap uyarlamasında kitaba bire bir uymak mümkün değildir elbet. böyle bir beklentimiz de yok ama ben kendi adıma her sayfanın filme alınamayacağını bilsem de, en azından kitaba biraz uygun gitmesini isterdim.

    - basil'le dorian'ın ilişkisi bu kadar kısa mıydı? kitabın ilk çeyreği dorian'ın portresinin yapılmasıyla, o arada basil'le, wotton'la yakınlaşmasıyla geçiyordu.
    - sybil vane'in ölümü (filmde rachel hurd-wood) ki kızıl saç fetişleri için çok güzel bir seçimdi (taam lan benim o). dorian'ın basil ve wotton'la tiyatroda seyredip rol yapamadığı kısımlar, hatta rol yapmaktan vazgeçtiği kısımlar da önemliydi. ölümü de öyle değildi.
    - dorian'ın önce kızına atlayayım, sonra anasına atlarım, kesmezse iki erkek dillerim, kendime gelirim şeklindeki davranışlarının açıkça anlatıldığını hatırlamıyorum. yönetmen kitabı okurken herhalde "lan ben böyle yaşlanmıycam, bende böyle yakışıklılık olacak veheeeyy... önce kızına atlarım, sonra onu yatağın altına atar, üstünde anasına bile atlarım" mı dedi, nedir? fantazileri coşmuş arkadaşın.
    - filmin sonlarında takıldığı manita, kitapta wotton'un kızı değil de kardeşi diye hatırlıyorum. net değilim.
    - dorian'ın ölümü de wotton tetiklemesiyle değildi.

    aklımda kalanlar bunlar. girişte dediğim gibi, elbette kitaba tamamen bağlı kalınamaz, hele ki ortalama bir sinema filminin birbuçuk saat olduğu düşünüldüğünde. ne yapılabilirdi? en azından filmin adı dorian gray değil de "oliver parker's the picture of dorian gray" olabilirdi. ayrıca bu kadar dorian gray dedik, bir kere dorian greyfurt demedik.
  • birisi tip itibarıyla haluk bilginer'e benzeyen iki keranacının maceralarının konu edildiği film (kitabını bilmem).
  • -- film hakkında --

    madem bir romanın ekmeğini yiyeceksiniz, madem ki bir anıt eserin ağzına bu denli sıçacaksınız, becerebilin bari. az daha para harcayıp kadroyu abartın. sonunda, osurukça değil de baştan beri verin fantastikiyete. insin dorian gökten skimsonik efeklerle, tablo da canlansın bişeler..yardırıp gişeye oynayın.

    bu roman olaylara dayanmaz arkadaşım olay yaratıp kamera döndürmeye çalışma. hayatını hedonizm diye bas bas bağırarak geçirmiş adamı, kızı manita yaptığında töre cinayeti işleyecek adama dönüştürme. okuyup da yarım saat düşünmedin mi lord henry'nin kişiliği hakkında.

    ey bu filmi çekenler;
    saatlerce konuşmak yerine, size olan hislerimin bi tablosunu yapıcam paintle. siz hiç bir şey olmamış gibi yaşamlarınıza devam ederken, o tablo günden güne çürüyecek çektiğiniz filmin bantları gibi. bu vandallığınızın cezasını aklınız çürüyerek çekeceksiniz. damarıma bastınız olm. benle uğraşılmaz. çok pis adama denk geldiniz bu sefer. ben bu nicki yeni nesil, osuruk bi film karakterinden esinlenmiş görsün diye seçmedim. cami duvarına işedin oliver.

    romanı okumayan kişiler sanmasın ki her şey filmdeki gibi.

    "arkadaş bi kişi de roman çekerken esere bağlı kalsın lan!!"
    --attila forrsey (empire)
  • beklentiyi yüksek tutmayın. kitabını* okuyalı çok uzun zaman oldu o yüzden yazarını karıştırıyor olabilirim de film bildiğin serdar ortaç'ın eserinden uyarlanmış.

    dorian gray'im
    vur kadehlere hadi içelim
    içelim her gece
    zevki sefa doldu gönlüme
    hadi içelim acıların yerine
  • sadece colin firth'ün lord henry performansı için bile izlenebilcecek film.

    önizleme - http://tinyurl.com/yfu25bb
  • istanbul seyircisiyle ilk kez tiyatro oyunu olarak buluşacak roman.

    dorian gray “yeniden doğuyor”, dünyanın en önemli yazarlarından irlandalı oyun yazarı, şair, öykücü ve romancı oscar wilde’ın ünlü romanı dorian gray’in portresi’nden uyarlanan bir oyun.
    dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan dorian gray’in portresi, edebiyat ve müzik alanında birçok esere esin kaynağı olmuş ve romanın dünya üzerinde çok sayıda tiyatro, sinema, opera ve dans uyarlaması yapılmıştır.
    bu dünya klasiği roman, dorian gray “yeniden doğuyor” isimli tiyatro uyarlamasıyla nisan 2010’da istanbul seyircisiyle buluşuyor.
    dorian gray “yeniden doğuyor”, etiketler ve ambalajlarla algıladığımız modern dünyanın ve bu dünyanın dayattığı kötücül bencilliğin konu edildiği gerçeküstü ve karanlık bir serüven. hareket tasarımı ve sahnedeki fiziksel enerjiden güç alan, hızlı ve dinamik bir oyun.

    kötü bir provadır hayat ve bir an dorian gray gelir… kendi canımıza kıydığımızı fark etmeden sonlandırırız bir şeyleri, gerçeği gizlemek ve kendi çıkarlarımız adına günah zehrini içeriz ve bu oyun gibi sonu ölümcül kılar.

    kutu’nun üçüncü prodüksiyonu olan ve deniz akçay ile mert öner tarafından uyarlanan dorian gray “yeniden doğuyor” un yönetmeni mert öner, oyuncuları serhat teoman, emre erkan, doğu alpan, şirin kılavuz, ezgi bakışkan, ayten ayrancı, merve koçer, ercüment acar, selahattin töz.

    tiyatro maan performans sahnesi’nde 1 nisan 2010 perşembe prömiyer yapacak olan oyun 8, 9, 10, 23, 24, 29 nisan’da saat 20.30’da oynamaya devam edecek.

    (bkz: tiyatro kutu)
hesabın var mı? giriş yap