downton abbey

• özellikle dönem (period) dizileri/filmleri sevenler için güzel bir seyirlik. bununla beraber üç sezonunu izlemek yetti bana, dördüncü sezonunu indirdiysem de izlemeye başlayamadım. ne bileyim böyle iyiden iyiye bir tür ferdi tayfur filmi psikolojisi sinmeye başlamıştı. biraz ara verdikten sonra fark ettim ki dördüncü sezonu hiç izlemek istemiyorum. hoş sonra da spoilerlara baktım zaten, iyi ki izlememişim diye düşündüm, fikrim pekişti..
  
  --- ilk üç sezon için spoiler ve yorumlar içerir ---
  
  ilk sözüm senaristlere:
  ilk sezonda özellikle en azından bizim memlekette herkesin dikkatini çeken anakronik hatalar olan, osmanlı imparatorluğuna türkiye denmesi (zira 1910’lu yılların başındayız henüz) ve ilgili arnavut diplomata kemal pamuk adı verilmesi, senaryoyu özensiz gösteren kritik hatalardı. gerçi 3. sezon'un bir yerinde edith, osmanlı imparatorluğundan bahsediyordu bir yerde ya (türkiye değil), anlamışlar demek sonradan.
  
  bi de kemal pamuk adını nasıl yarattıklarını çok merak ediyorum. arnavut olması bir yana isim yaratma mantığı sheldon cooper’ın^* muhammed li’si gibi bişey olsa gerek. sanırım diziye ikinci bir türk karakter daha girse ona da "tarkan şükür" diyeceklerdi. evet..
  
  aslında senaristlere daha da giydireceklerim vardı ama unuttum işte, neyse birkaç karaktere özel olarak değinmek istiyorum, sonra bu dünyayı hayatımdan çıkaracam..
  
  carson
  orhan veli’nin “ne ingiliz kıralı kadar / mütevazııyım / ne de bay celal bayar’ın / ahır uşağı kadar aristokrat.” diye anlattığı aristokrat uşak'ın orijinali. yine de konuşmaları ve davranışları çok eğlenceli geldiği için bana hiç antipatik bulamadım kendisini. severek izliyordum..
  
  mary
  sosyetik kezbanın ingilizcesi, uyuzun önde gideni. yalnız çok güzel denerekten bulunmaz hint kumaşı muamelesi yapılacak bir karakter için cast seçimi çok daha iyi olabilirdi bence! neticede kate upton’ın memeleketinden^* bahsediyoruz, come on!!
  
  sybill
  seni öldüren senaristin yatacak yeri yok, ah bahtsız kuzucum benim!!
  
  thomas
  senaristin bir diğer faşoluğu^*. sen sybill’ime, matthew’e kıymaya hiç çekinme ama iş thomas’a gelince dokuz canlı kedi çıksın herifçioğlu. (bkz: cık cık cık)
  (not: bazı karakterlerin kadrodan çıkacağı için öldüklerini biliyorum, benmki zaten senarist sana çemkiriyorum, yapımcı sen anla şeysi)
  
  --- başka dizilerde görüşene kadar esen kalın ---