• işlettiği kırtasiyeye 'selam' diye giren gence 'aleyk' diye karşılık veren rahmetli dedemi hatırlatır.
  • hiç de hayırlı bir şey değildir. ben bunu hayatım boyunca bir defa deneyimledim, onda da mafya kılıklı adamlar ofiste silah çekip bizim müdürü porsuğa doğru camdan sarkıttılar.

    2006 ya da 2007 senesi. eskişehir doktorlar caddesi'ndeki bir ofisteydik. yanlış hatırlamıyorsam adidas mağazasının olduğu apartman ya da yan apartmandı. hangisi koyu yeşil boyalıysa o apartman işte, adını hatırlamıyorum apartmanın. arka tarafı adalar'a bakıyor, bizim ofis de o taraftaydı işte. kış aylarıydı. sanırım christmas dönemiydi çünkü msn'den yabancı bir arkadaşımla konuşuyordum olay başladığında. gayet normal bir ofis, bilgisayarlar, genç çalışanlar, geç ödenen mayışlar, palavracı bir müdür falan. bir akşam mesai bitimine doğru dört takım elbiseli adam geldi. benim arkam dönüktü kapıya, art arda kısa aralıklarla dört tane "selamün aleyküm genşler" duydum. ben ikinciden sonra huylandım zaten, yanımda oturan arkadaşa "noluyor ya, kim bunlar" dedim, aynı anda sandalyelerimizin etrafında döndük ve adamlarla göz göze geldik. dört silahlı adamdan biri bize bakıp "merhaba. rahatsız olmayın, biz ibrahim bey'e baktık" dedi. ha bir de çok nazikti, dedi ki "kadınlar çıkabilir, bizim onlarla işimiz yok."

    gulp!

    ben memur çocuğuyum ya, ne silahı ne mafyası? o zamana kadar gördüğüm en büyük aksiyon babam çok içti diye annemin dırdır etmesi falandı. bir defasında da bisikletimle lojman çitlerine uçup kafamı çitlere sıkıştırmıştım. ağzımı açamadım haliyle. yanımdaki arkadaş bülbül gibi şakıdı:

    - abi, abi benim küçük çocuğum var. ben de kadınlarla çıksam?

    bu arada kadınlardan biri olarak ben telefon, harici disk, kartvizitlik ne bulduysam çantama atıyorum. toplanıp çıkma derdindeyim hala, adam belki kurşunlarla götüme "meri kırismıs" yazacak ama ben hala telefonumu da alayım, atkım nerede derdindeyim.

    - tamam, hepiniz çıkın.

    adam bu cümleyi kurduğu an ofisteki erkekler resmen bizi ezerek kendilerini dışarı attı. bildiğin biri beni itti, "sen dur önce ben çıkayım nolur nolmaz" dedi adam. panik anında hiç de "önce kadınlar ve çocuklar" olmuyor yani. o arbedede tuvalet kapısının önünde sekreter ablayı gördüm. pantolon düğmelerini kapamaya çalışıyordu ama yeni başladığı rejim henüz sonuç vermemişti, bir yandan da "sifon yine bozuldu yaa" diyordu. şu an adını hatırlayamadığım bir iş arkadaşım ablaya "abla götümüzü kesecekler, bırak sifonu kaç kaç" dedi. abla ağzını açıp "noluyor" demedi. hepimizden akıllıymış. saniyesinde toz oldu kadın. hepimizden önce indi aşağı.

    ha bu arada masamdan kalkarken gördüğüm manzara çok komikti. bizim şişko müdür ibrahim'in (hadi soyadını yazmayayım) sadece göbeği görünüyordu. kafasını camdan sarkıtmışlar, silahı dayamışlar, "sana yapma dedik lan, neden dinlemiyorsun iboooooooo" diye bağırıyorlardı. fonda adalar manzarası, uzaklardan kalabak suyunun melodisi geliyor, tam bir eskişehir klasiği!

    biz apartmandan çıktık, kim aramış ne olmuşsa polis çoktan gelmiş ve apartman girişine şerit çekmiş. polis bize "çıkamazsınız, burada bekleyin" dedi. biz kaldık mı koyun gibi o sarı şeridin içinde! doktorlar caddesi kalabalık, gelen geçen bize "noldu, olay ne, mevzu mu varmış, sizi mi yakaladı polis" diye soruyor. o arada babam aradı. ben ilk iş deneyimimin ikinci haftasında, ofisimi mafya basmış ve müdürümün kafasına silah dayanmış şekilde bir emniyet şeridi içinde mal gibi dikiliyordum. etraftaki meraklı teyzeler bize bakıp "acaba uyuşturucu mu fuhuş mu" diye konuşuyorlardı.

    - alo, kızım nasılsın? annenle aklımıza geldi arayalım dedik. ne yaptın nasıl gidiyor iş?
    - ühühühüh babaaaaaaaaaağ!

    bir ofise art arda ikiden fazla takım elbiseli adam "selamün aleyküm" diye giriyorsa oradan tüyme vakti gelmiştir, aklınızda olsun.
  • sakalı var bunun, öyle diyeyim de beni çok sevsin.
  • dükkana allah'ın selameti(kötülüklerden koruması bir nevi) senin olsun diye dua ederek girmektir.
    müslüman müslümanı ilk gördüğü andan itibaren dua eder, bu dinimizin mükemmelliğinden gelen güzel bir sünnettir.
    edit: hatalı kelime.
  • her zaman yaptigim davranis , hatta sadece dukkanlara degil taksi ev gibi ortamlara girerken anlamini bilerek soylerim tabi bazen karsilik alamasamda onemli degil .
    artık bu eylemi gerçekleştirmiyorum. sadece selam diyorum. diğeri ile bir bağım kalmadı.
  • esnaf lokantası ve berber için fikstir.
  • anene filan degildir ya da istanbul turk-islam cografyasinda degildir. hangisi?..

    bu kentteki (evvelinde butun memleketteki) dukkanlarin onemli bir kismi gayrimuslimlerindi, gayrimuslimler tarafindan isletilirdi... o yuzden, "gunaydin", "iyi gunler" v.s. gibi daha sekuler selamlasmalar dile yerlesmistir. bu gayrimuslim nufuslara sahip misir'da da, lubnan'da filan da boyledir.
    atmayalim...
  • girdiğimde zaten kazıklayacak olan dükkan sahibinin en azından kazıklarken nasıl olsa küpeliydi diye vicdanının rahatlamasını istemediğim için yaptığım eylemdir.
  • hemen akabinde "abi çay söylüyorum?" diye karşılık alırsınız
  • cmk görevi çıktığında karakolda memura direkt selamla girerim, çok isime yarar. memurla güzel diyaloğun yolu selamdan geçer genç avukat meslektaslar, atın fava deneyin.
hesabın var mı? giriş yap