• her ne kadar gelir gelmez ekibin önemli isimlerini kovmasına sinir olsam da ingiliz vogue'unda çok da fena iş yapmayan editor-in-chief. ilk sayısı aralık ayında çıktı ve ''great britain'' vurgusunun olduğu sıradışı kapağıyla camiada epey takdir gördü. ocak ayındaki ysl'li taylor swift kapağına bayılmıştım. nicole kidman ve margot robbie'li şubat kapağı klişe olsa da 2 avustralyalı aktrisi bir araya getirerek hollywood'daki taciz skandalını çok iyi işlediğini düşünüyorum. aynı sayıda güçlü kadın vurgusunu londra'da finans sektöründe yöneticilik yapan kadınlar üzerinden de oldukça başarılı bir şekilde yaptı. hem de açık açık ''londra'daki finansçı kadınlarımız sizin agresif wall street erkeklerinize benzemez ayık olun'' mesajı çekti. azzedine alaia'yı da naomi campbell'la beraber anmaları oldukça şık oldu. mart sayısında da hadid bacılar kapak kızı oldu ama son dönemlerin en bomba iki ismi olan gigi ile bella daha ayrıntılı bir şekilde işlenebilirmiş. kızları çıplak fotoğraflayıp göndermişler. gönül isterdi ki hadid bacılar christian dior, valentino falan giysin hakkını versinler diye ama nerdeee. ama editorial çekimler genel olarak güzel, keyifle bakınıyorum.

    ayrıca brit vogue'u konuk editörler açısından da şov yapmakta. güzellik köşesinde charlotte tilbury yazıyor ama kendi ürünlerinin reklamını yapıyor sadece. slip elbiselerle alakalı bir sayfayı da kate moss devralmış. hem o elbiselerin anılarını anlatıyor hem de yeni sezondan slip elbise seçimi yapıyor okurken dibim düştü valla.

    1 sene geçsin bir eylül sayısı kapağını içeriğini görelim sonra yine editlerim.
  • ilk skandali patlak vermis, vogue dunyasinin en yüksek sinifina girişi haşin ve acimasiz olmustur. hikaye kısaca su: gectigimiz aylarda yani british vogue'un basina gececeği aciklanmis ama henuz alexandra shulman 'nin tam olarak birakmadigi donemlerde mr. talented enninful, derginin 30 kusur yillik moda editorunu bir anda, hicbir birime -yani ik, yani yonetim, yani diger editorler filan- haber vermeksizin kovuyor. gerisi anlatilmis iste.

    https://www.nytimes.com/…id=tw-nytfashion&smtyp=cur

    http://vestoj.com/will-i-get-a-ticket/
  • o kadar eblek bir tipi var ki çağrıldığı her ortamda eğreti duruyor. en son victoria beckham’la çektirdiği bir foto var, zannedersin vicky’i zeytinburnu olivium outlet’te yakalamış.

    tanım: british vogue’un editor in chief’i.
  • vogue’un us edisyonunun basina gececegi konusuluyor.
    (bkz: anna wintour/#75661221)
  • gerek kapaklar, gerek içerik ile güzeller güzeli canım ingiliz vogue'unu manasız vanity fair haline getiren yayın yönetmeni. günün sonunda vogue denilen yayın bir moda dergisi; amacı, içeriği belli. bunu bir sivil toplum hareketinin yayın organı haline getirmeye gerek yok. hoş, öyle bir hareketin dergisinin de vogue olmayacağı açık. neyi zorlamaktır bu? anladık kendisi "siyah, gey, erkek aman allahım çok şaşırtıcı bir hadise" falan filan. eee, sonuç? kötü içerikler, kötü çekimler, anlamsız boş yazılar, birkaç iyi kapak dışında resmen fiyasko. yaklaşık 20 yıldır her ay ingiliz vogue'u (hayır, diğer vogue'lar ile ilgilenmiyorum) alan biri olarak diyebilirim ki, dünyanın en sıkıcı dergisi olma yolunda hızla ilerliyor. ft how to spend it 'in içeriği ve çekimleri bile daha iyi. bravo edward, bir sen bir de hedi slimane, moda dünyasının içine ettiniz.
  • british vogue'un yeni editor-in-chief'i.
  • lan!
    o güzelim kadın dergisini bu kömür karası adam yapıyormuş artık:
    (o yaparsa ben de yaparım.)
    http://www.dailymail.co.uk/…ver-december-issue.html
    herifi şöyle tanımlamışlar:
    he is the first black, first male and first gay editor of the magazine, which has been running since 1916.
    (derginin 1916'dan bu yana ilk siyah, ilk erkek, ilk homo editörü.)
hesabın var mı? giriş yap