• elektriksel çekim demektir. bunun için karşı tarafla farklı elektron doygunlugu gerekir. bileşik yapılacak elementte eksik ya da fazla elektron olmalıdır ki elektriksel çekim gerçekleşebilsin. yoksa herşeyiyle dört dörtlük birine ancak masum bir hayranlık duyulabilir. bu durum annelerin, ananelerin fisir fisir fisir fisir tu tu tu tu maasallah dediği durumdur, zira onlar elementi uzaktan gördükleri (boy pos, oturuş kalkış vb.) için artı ve eksi özellikleri algılayamazlar ve kişiyi kusursuz görürler. böyle birinin zaten bir bileşik yapmaya ihtiyacı yoktur, bu yüzden teorimizde etkisizdirler. (bkz: asal gaz)

    eksi yüke olan çekimde elementin sıfır yüklü olması bizim hayal ettiğimiz durumdur. bu durum sözlüğümüzde [hem (akıllı, dürüst, güzel, yakışıklı vs.)] ile anlatılıyor. halbuki elementlerin çok büyük çoğunluğu hem eksiklere hem fazlalıklara sahiptir. çekimi yaratan hayalle gerçek arası farktır. hayal edilen sevgiliyle karşılaştığınızı düşündükten kısa süre sonra eksileri ortaya çıkmaya başlar. bu eksikler 'çok söyle ama burası da böyle' kalıplarıyla dile gelir.aslında eksik olarak gördüğünüz elektronlar kendinizde fazla gördüklerinizdir. misal dürüstlüğü tartışılan bir genç bayana açık gönüllülükle yaklaşmak veya kabalığıyla tüm çekiciliğini yitiren bir erkeğe o narin elinizi uzatmak, fazla elektronları karşı tarafın orbitallerinde döndürerek sağlam bir bileşik oluşturma çabasıdır. çiftlerin birbirini tamamlaması durumu veya 'benim dinginliğim onun çılgınlığını dengeliyor' tarzı magazinel açıklamalar bu şekilde açıklanabilir. kendinize uygun olduğunu düşündüğünüz birisi size 'bağlanmaktan korkuyorum, ben aşkta sınır tanımam, sevdik mi ölesiye, çok anaç bir yönüm var' gibisinden falsolu sözler veya edalar, imalar yaptıkça 'lan acaba' lar kafanızı kurcalamaya başlar. işte belki de aşka giden yol budur. gerçi fazla naz aşık usandırabildiği için ortamdaki diğer elementlerin reaksiyona girme önceliklerini* hesaba katmak gerekir.

    artı yüke çekim içinse karşı tarafta kendimizde eksik gördüğümüz yönleri tamamlama çabası diyebiliriz. karşı tarafta sizde olmayan ama imrendiğimiz özellikler varsa bu da bizleri bileşik oluşturmaya teşvik eder; ki zaten doğada en kararlı hale gelme çabası esastır. kadının narinliğine, erkeğin gücüne hayranlık artı yüke çekim için gayet güzel bir örnektir.

    ancak elektriksel özellikler de içerideki çekirdekle ilgilidir. bir hidrojen atomunun olsa olsa sadece bir tane artı veya eksi özelliği olabilir. insanın ruhunun gelişmişliğini çekirdeğindeki parçacık sayısıyla bağdaştırabiliriz. (nükleonların bağlanma enerjisini düşünürsek, rahatlıkla can çıkar huy çıkmaz da diyebiliriz.) bu durumda en gelişkin ruha sahip oldukları düşünülen sanatçılar (pek tabii deliler de olabilir) radyoaktif element olarak düşünülebilir. bahsedilen elektronları çekirdeğe protonlar bağlıyor. ne kadar çok proton o kadar çok elektron. işte kendimizdeki eksiklikleri hissettiren, içimizdeki meziyet ihtiyacını doğuran parçacıklar bu protonlar. bu protonlar insanda 'söyle bir insan olmak isterdim' ihtiyacını (eksi) veya 'yahu ben ne kadar yardımseverim' şeysini* (artı) gibi düşünceler oluşturuyorlar.

    şimdi orbitallerimizdeki eksik elektronlar, fazla elektronlar derken bunları insan karakterindeki birebir eksiklik veya fazlalıklar olarak da görmemek gerekiyor. zira +2 yüklü bir atom pek tabii -6 olarak da düşünülebilir. yani bir insanın kendinde beğenmediği sorumsuzluğu bir başkasına çok 'cool' görünebiliyor. böylece insan her ilişkide aynı olmayıp, hep artı veya hep eksi kalmaz. ayrıca her bileşiği oluştururken bütün elektronlar bağlanacak diye bir mecburiyet yok. -2 yüklü bir oksijen* ablamız kendine iki tane hidrojen bağlayarak su gibi duru ve berrak olabilir. (deli düşüncesi : dünyanın 4'de 3'ünü oluşturan su, ahlaksız oksijenlerle, gavat hidrojenlerden oluşmaktadır.)

    işte burada evrenin en kahpe atomu olan karbona geliyoruz. bu şahsiyetsiz element hem +4, hem -4 gibi takılıp en popüler element olmakta, bileşikleri okullarda dönemlerce okutulmaktadır. şimdi burada karbona şahsiyetsiz dememiz ağzımızı yaktığı, kuyruk acısı çektirdiği içindir. zira bu karbona sol frame de hatunlarin efendi adam yerine pic tercihi gibi başlıklarda bolca rastlar, yaptıklarına akıl sır erdiremeyiz.

    şimdi ben bunları düşündüm; oturdum fit fit yazdım. diyebilirsiniz ki 'üzerinde binlerce yıl kafa yorulmuş kadın-erkek ilişkilerini; oturmuşsun bir de lise kimyasıyla açıklamaya kalkmışsın, bu ne cüret bre dürzü !' ancak bu artı eksi muhabbetiyle yapılan açıklama bilim adamlarına da yetmemiştir. bunun kovalent bağı var, atomların birbiriyle yaptıkları açılara göre bağ kuvvetleri var, en önemlisi ortam şartları* var, katalizörler* var, daha da fantastiği bir hidrojen atomunun çevresindeki elektronun pozisyonunu öyle hemen bulamayız diyen kuantum fiziği var. böyle olunca bu işlere akıl sır erdirilememesi normal görünüyor, ayrıca elektrik almak teorim de kıvırma esnekliği kazanıyor.*

    ayrıca beyinimizdeki bütün sinir iletimlerinin elektrik yoluyla olduğunu da belirtmek isterim.

    çıkış noktası (bkz: #14694539)

    konuyla ilgili olarak :

    (bkz: aramizda cok guzel bir kimya var)
    (bkz: askin kimyasi)
    (bkz: iliski matematigi)

    ve zaten (bkz: zit kutuplar birbirini ceker)
  • bu yeni tamlama eylemimiz birinden hoşlanmak, sıcak bir hisle içinin bir tuhaf olması gibi anlamalarda kullanılmaya başlandı. bir süredir tüm magazin programlarında ve bbg evinde herkes bi şekilde elektrikleniyor. misal ki:
    -ben çok hoş bi elektrik aldım esradan
    meali: sanırım esra bana verecek.
    -gelir gelmez tuhaf bi elektirik aldım. alırım ben..
    meali: bilmiyorum, bi bok anlamış degilim, en azından içgüdülerimle hissediyormuş gibi yapayım.
    -berkecandan bu gün negatif elektirik aldım. inanamıyorum.. çıldırıciim.
    meali: berkecan kendisini 150. defa boynuzladıgımı ögrenmiş olmalı. acaba altıma çektiği corveti geri alır mı?
    son örnekten gördüğümüz kadarıyla, elektrik ile almakın arasına bi negatif sıkıştırdıgınızda karsınızdakinin sizin azınıza sıçamak niyetinde oldugunuda anlatabiliyormuşsunuz.

    her halukarda "sizden ve entrylerinizden öyle bi elekrik aldım ki.." diyene, "800 walt alaydın cayır cayır yanaydın bre kendini bilmez" demek sünnetir. evet.
  • türkçe'den döve döve defedilip kullanımı yasaklansa, eminim ki, insanların yarısı apışıp kalır, cümle kuramaz, içinde bulunduğu durumu ifade edemez. anlamıyorum, nedir bu eğreti lafı kullanma ısrarı. seksilik mi, sempatik olmaya çalışmak mı, yoksa o anki durumu ifade edecek başka kelimeler bulamamak mı?

    bazen öğleden sonra açıyorum televizyonu, o an denk geldiğim herhangi bir evlendirme programında ilk defa tanışan kişiler, "elektrik aldım", "elektrik alamadım" gibilerden laflar söylerek karşı taraftaki kişi ile olabilecek muhtemel ilişkilerinin seyrini bu söz ile özetliyorlar. adayların hiçbirinde istisna yok! karşı tarafı inek gibi süzdükten sonra fikri sorulan herkes bu lafla cümlesine başlıyor. sadece televizyonda değil, sokakta yürürken yeni yetme ergenler arasında geçen diyaloglarda da bu lafı duyuyorum. "ay ben ondan elektrik aldım", "x hiç elektrik almamış" diyerek arkadaşlarına serzenişte bulunuyorlar. işte o zaman ben daha bir delleniyorum.

    zaten günlük ortalama 400 kelime ile konuşan milletiz. bir de bu korkunç söz öbeği ile cümle kuranlar tez vakitte; paratonerlere, yüksek akımlara, kurukafalara, ölüm tehlikesi'ne gelir umarım.
  • mesleğim gereği bu işi yapabilecek en iyi insanlardan olduğumu düşündüğüm halde, her ne hikmetse herkesin ağzına sakız olmuş teknik bir terim.
    aslında bahsi geçen terim, henüz hiç enerji altına girmemiş bir cihazın, tesisin, santralin v.s ; ilk olarak çalışma gerilimi altına girmesi işidir.
  • yaşınıza göre değişiklik gösteren eylem.
  • kullanılmaması, kullananlardan ise kaçılması gereken söz öbeği.
  • soru:
    elektrik aldın mı?
    meali:
    bu herife verir misin?
    cevap:
    evet kendisinden elektrik aldım...
    meali:
    kendisiyle yatabilir, kulak memelerimi emdirebilirim.
  • trafoya bağlı vaziyette etrafa cazır cozur elektrik saçan güleryüzlü insan imgesini akla getiren garip tamlama."hoşsohbet,canayakın,güleryüzlü" gibi tabirler duruken "pozitif elektrik" tabirini kullanmak niye?.
  • kontrol kalemi olabileceğinize işaret edendir.
hesabın var mı? giriş yap