• north and south adlı romanının bbc uyarlaması en basarılı roman uyarlamalarından biridir. sadece mr thornton'u oynayan richard armitage in performansı için bile seyredilir vede neden gunumuzde bole adamlar yok diye iç çekilir...
  • 45 yaşındayken yazdığı north and south adlı mütüş romanı, az kaldı ki romanın ana karakterinin adıyla isimlendiriyormuş; margaret hale. neyse ki charles dickens, gaskell'in hem arkadaşı hem akıl hocası hem de bu romanın 20 haftalık bir süreçte bölüm bölüm yayınlanacağı derginin editörü olarak isminin north and south olmasında ısrarcı olmuş. böylece, "sosyalistler için pride and prejudice" başlığı altında inceleyebileceğimiz bu roman kendisine yakışan bir isimle doğmuş.

    (bkz: north and south)
  • kendisi klasik bir yazar tabii, ama ben naçizane yeni keşfettim... tam manasıyla jane austen tadı aldığım bu yazardan da pek hoşlandım (zaten jane austen sevgim malumdur #22972299 ). zevk çok göreceli elbet, ama "sıkıcı" diyenler karşısında gözlerim kocaman açıldı! nefis derecede ironik, eğlenceli bir yazım tarzı olduğu kanısındayım. bence herkes bir şans vermeli...
  • north and south romaninin yazari.
    guneyden gocmek zorunda kalan bir ailenin kuzeydeki hayat sartlarina ve ingilterede 1800 lerin ortalarinda yasanan sanayilesmenin getirdigi kultur degisimine alisimaya calismasini gaskell bu kitabinda is veren/isci/sendika problemlerini fabrika sahibinin gocen ailenin genc kizina onceleri karsiliksiz olan askini anlatirken araya serpistirerek anlatiyor.
    bbc 2004 yilinda gaskell'in romanini tv ye uyarlayarak kitabin tekrar okunmasini sagladi. margareth hale'i daniela denby-ashe oynarken, thorton'u richard armitage canlandirdi. ikisi de bu uyarlamada cok basarili.

    kitabin kahramani margereth'in kuzenine yazdigi mektupla bitiyor toplam dort episotdan olusan uyarlamanin birinci episodu. :

    “i wish i could tell you edith how lonely i am; how cold and harsh it is here. everywhere there is conflict and unkindness.
    i think god has forsaken this place.
    i believe i have seen hell.
    it’s white.
    it’s snow-white.”
    bu cumlelerin gectigi mektubu yazarken masanin ustunde uykuya dalmis olan elizabeth'in oldugu sahneyi cok guzel bir muzigin esliginde pamuk parcalarinin havada ucustugu fabrikada pamuk tozu icinde calisan iscileri gosteren sahneler takip ediyor. havada ucusan pamuk parcalarinin arasindan thorton fabrikanin bir ucundan obur ucuna yuruyen siluetiyle ilk episode bitiyor.

    "cehennemi gordugume inaniyorum, o beyaz, bembeyaz." diye biten sahneden etkilenmemek imkansiz.

    o sahneler youtube'dan "north and south episode 1 part 6" seklinde girildiginde bulunabilir.
  • dönem dizilerine ilgimi fark eden bir arkadaşın tavsiyesiyle north & southu seyrettim. daha ilk bölümde, 19. yüzyıl ingilteresinin pastoral senfoni tadındaki taşra hayatının cazibesine kapılmışken birden kendimi kasvetli ve sefil bir sanayi şehrinde bulunca çok affedersiniz leydim eşekten düşmüşe döndüm. bi' de tabii böyle göstere göstere sınıf çelişkileri, kültürel çatışmalar, sermayenin el değiştirmesi, toplumsal değişim, feodal aristokrasinin çöküşü ve sanayi burjuvazisinin yükselişi gibi mevzular başımdan aşağı boca edilince bu kez de şamar oğlanına döndüm.

    neyse, dört bölümlük dizi, bbc mutfağından çıkmış, oyuncular şahane, içinde downton abbey'nin mr bates'i bile var, hanımkızımız tam bir taşra güzeli, beyoğlumuz da her genç kızın rüyalarını süsleyecek endam ve edada, gözü işten güçten başka şey görmeyen, annesinin kuzusu ve tek aşkı, nazlı mı nazlı, huysuz mu huysuz, hassas mı hassas bir fabrikatör. oy oy oy.

    aşk hikâyesini aşağı yukarı tahmin ettiniz zaten, çok da önemli bir mevzu değil aslında, daha ziyade alegorik işlev görüyor, olaylar gelişiyor falan. asıl mevzu romanın yazarı gaskell'ın kimliği, bu romanı ve diğer romanlarını yazmaktaki meramı, ingilitereye, sınıflara, değişime, çatışmaya, aşka, evliliğe falan bakışı. eh mesele oraya varıp dayanınca en azından benim için azıcık okuma yapmak kaçınılmaz oluyor.

    doğrudan gaskell ile ilgili üç akademik metin buldum. ikisi yüksek lisans tezi, biri de makale. önce kaynakçayı vereyim.

    * fatma kalpaklı. "gaskell's questioning of the victorian class system in north and south." the black sea journal of social sciences. yıl 2, sayı 2, bahar 2010. s. 1-15.

    * suphi burak üskent. 19. yy. ingiliz romanında endüstri devriminin yansımaları: dickens'ın hard times'ı, gaskell'in mary barton'ı ve disraeli'nin sybil or the two nations'ı. yayımlanmamış yüksek lisans tezi. ankara ünv ingiliz dili ve edebiyatı, 2006.

    * nurdan tonoz. elizabeth gaskell'ın mary barton, north and south ve viwes and daughters adlı romanlarında ingiliz kimliği. yayımlanmamış yüksek lisans tezi. ankara ünv ingiliz dili ve edebiyatı, 2010.

    bu son tezin sonuç bölümünü buraya olduğu gibi aktararak sizi gaskell ve romanları hakkında yakın bir okuma deneyimiyle başbaşa bıkarıyorum. ben mevzuyu yazarı romanı hikâyeyi falan aşağı yukarı anladım, sizin neyiniz eksik, siz de anlayın. eğer diziyi henüz seyretmediyseniz okumayın demiyorum, ben olsam okuyup öyle seyrederdim, zaten biliyorsun sonunda ne olacağını, bari olay örgüsünü takip ederdim, diyalogları yerli yerine oturturdum, sahneleri çözümlerdim. (alıntılarken imlaya müdahale ettim.)

    ----------------------------
    "yapılan bu çalışmada, gaskell'ın, 19. yy'da ingiltere'deki toplumsal sorunları ele alarak yazmış olduğu mary barton, north and south ve wives and daughters adlı romanları incelenmiştir. sonuç olarak, gaskell'ın yazmış olduğu üç romanda da ortak temalar bulunduğu tespit edilmiştir. gaskell'ın, romanlarını yazdığı dönemde ingiltere'de, sanayileşmenin etkisiyle toplumda büyük değişiklikler meydana gelmiştir. bu değişiklikler sonucunda ingiltere'de bireyler, sınıf ve cinsiyet bağlamında kimliklerini de sorgulamaya başlamıştır. bu sebeple ingiltere, bir ulus olarak kendini hem sınıf hem de cinsiyet bağlamında yeniden tanımlama gereği duymuştur. ayrıca bu dönemde, orta sınıf ile işçi sınıfı arasındaki fark çok açılmış ve bu da toplumsal gerilime sebep olmuştur. orta sınıf işverenler, işçilerinin sorunlarına karşı duyarsız davranmakta ve düşük ücret politikasını desteklemektedirler. işçi sınıfı ise, sorunlarına çözüm getirilmemesi sebebiyle işverenlere büyük öfke duymakta ve çözümü işçi sendikalarında aramaktadırlar. bunun sonucunda orta sınıf, işçi sınıfının şiddet içerebilecek eylemlere kalkışabilecekleri endişesini yaşamaktadır. bu dönemde yazarlar, toplumsal sorunları ele alan romanlar yazmışlardır. bu roman türüne "toplumsal sorun" romanı denmektedir. 19. yy.'da yazılan "toplumsal sorun" romanlarında sosyal sorunlara karşı yazarlar çok duyarlı davranmış, toplumdaki değişikliklere, yaşanan haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı ahlaki açıdan daha güçlü ve duygusal bir tavır sergilemişlerdir. bunun amacı, orta sınıf okurların duygu ve düşüncelerini yumuşatarak değiştirmeye çalışmaktır. gaskell da eserlerinde toplumsal adaletsizlikleri sergilemiş, olaylara ahlaki ve dini açıdan yaklaşarak orta sınıf okurlarını etkilemeye çalışmıştır. charlotte bronte'nin shirley ve charles dickens'ın hard times, benjamin disraeli'nin sybil ve gaskell'ın mary barton ve north and south romanları bu dönemde yazılan ve dönem özelliklerini gösteren "toplumsal sorun" romanlarıdır. bu romanlarda işlenen konular ve sosyal problemler sebebiyle acınacak durumdaki karakterler, jane austen gibi daha erken dönem romancılarının eserlerindeki rahat ve düzenli dünyaya ait değillerdir. gaskell, içinde yaşadığı dönemin toplumsal konularına ve sorunlarına duyarsız kalmamış, tersine, toplumsal tartışmalara katkıda bulunmaya çalışmıştır. bu amaçla, dönemin tartışma konuları olan, işçi sınıfının sınıfsal ve cinsel kimlik çatışmalarını ve onların sorunlarını, sanayileşme ile değişen orta sınıf yapısını ve böylece ulus kimliğine dair tartışmaları, feodal yapının ikinci nesiller ve maddi sıkıntılar sebebiyle varlığını sürdürememesini, eski-yeni çatışmasını, sendikaların işçileri yanlış yönlendirip onları sömürmesini, evlilik kurumunu, değişen toplumda kadının geleneksel rolünün de değişerek daha özgür, eğitimli, çalışarak para kazanan ve erkeklerle eşit haklara sahip olabilen kadınlar hâline gelebileceklerini hem işçi sınıfı hem de orta sınıf kadınların hayatlarından örnekler vererek okuyucusuna aktarmaktadır. gaskell'ın kendi hayatını etkileyen önemli olayları ya da kişileri roman karakterleri ya da mekânlar olarak romanlarında kullandığını da görmekteyiz. gaskell ayrıca bu üç romanda, ticaretin gelişmesinin toplumu nasıl değiştirdiğini ve bunların emperyalizmi ve feodalizmi nasıl etkilediğini de ele almıştır. ayrıca orta sınıfın idari mekanizmalar üzerindeki gücünü ve etkisini de açıkça ortaya koymuştur. gaskell, bir yandan polisin herkesin güvenliğinden sorumlu olmasına rağmen, yalnızca orta sınıfı koruyan yanlı tavrını eleştirirken, bir yandan da yargının da orta sınıfın kontrolünde olduğunu ve onların kendilerini âdeta hem yargıç hem de jüri yerine koyarak kendi istedikleri kararları aldırabilecek konumda olduklarını göstermeye çalışarak eleştirmiştir. gaskell, duyarlı bir yazar olduğu için ve çevresindeki insanların dönemin önemli bilim adamları, düşünür, yazar ve fikir adamlarından oluşması sebebiyle döneminin toplumsal sorunlarını yakından takip etme imkânına sahip olmuştur. gaskell, döneminin tartışma konularına doğrudan katılmış ve bu sorunlu dönemi romanlarında ele alarak olayların irdelenmesine ve orta sınıf okurlarının bilgilendirilmesine katkıda bulunmuştur.

    "gaskell ilk romanında olaylara işçi sınıfının bakış açısıyla bakmaya çalışmıştır. roman kahramanları ,john barton ve kızı mary isimli işçilerdir. romanda mary erken yaşta annesini kaybederek çabuk olgunlaşmak zorunda kalır. roman boyunca mary'nin kişiliğinin güçlendiğini ve kendine olan güveninin arttığını görmekteyiz. mecbur kalınca kendi başına tren yolculuğu yapacak ve kayığa tek başına binecek kadar özgüveni artar. bunlar o dönem için sıradışıdır. gaskell, işçi sınıfı kadınlarının orta sınıf kadınlarda olmayan olumlu yönlerine vurgu yapmaktadır.

    "bu romanda gaskell, ayrıca işçilerin hayatlarını, evlerini, yaşadıkları sıkıntılarını, birbirleri ile olan ilişkilerini, duygularını, hobilerini ayrıntılı bir anlatımla okuyucusuna aktarmıştır. gaskell, bir papaz eşi olması sebebiyle işçilerin hayatlarını yakından izleme ve onların sorunlarından haberdar olma imkânına sahiptir. onların, içinde yaşadıkları olumsuz fiziksel koşullara üzülmekte ve kendini onlara yakın hissetmektedir. onların, seslerini idarecilere duyuramamaları sebebiyle ve son bir umutla işçi sendikalarına üye olduklarını görebilmektedir. ancak kendisi orta sınıftan olması sebebiyle bu sınıfın değer yargılarına da sahiptir. orta sınıfın en büyük endişesi, ülkede işçilerin bir iç karışıklık ve ayaklanma başlatacağı ve ardından da prusya ve fransa'da olduğu gibi bir yönetim değişikliğine sebep olacakları korkusudur. gaskell, orta sınıfın bu korkusunu bilmekte ve kendisi de gelişen olaylardan tedirginlik duymaktadır. gaskell, orta sınıfın bu endişelerini ortadan kaldırmak ve onları işçilere yakınlaştırabilmek için, işçilerin neden mutsuz olduklarını ve onları hak aramaya götüren sorunların neler olduğunu okuyucusuna (orta sınıfa) anlatarak, toplumun bu iki sınıfı arasında bir uzlaşı oluşturmaya çalışmaktadır. mary barton ve north and south romanları ile işçi sınıfının orta sınıf açısından bilinmeyen yönlerini ortaya koymakta ve bu konuları romanlarında ele alarak işçileri orta sınıfa tanıtmaya çalışmaktadır. onları birbirine yakınlaştırmak için, işçilerin orta sınıfa benzeyen yönlerini ortaya çıkarmıştır. işçilerin cahil olmadıklarını, içlerinde bilimle bile ilgilenenlerinin olduğunu, yani birer makine gibi sadece iş üretenler olmadıklarını (hands) anlatmaya çalışmıştır. onların da aileleri, çocukları olduğunu ve korkuları, geçim endişesi, evlat ölümleri, aşkları ve zayıflıkları ile diğer insanlardan farklı olmadıklarını karakterleri aracılığı ile okuyucusuna göstermeye çalışmıştır. işçi sınıfının, arkadaşlarına ve komşularına değer verdiğini ve zor zamanlarında, kendileri de fakir olmalarına rağmen birbirleri ile yardımlaştıklarını göstererek, âdeta orta sınıfa insanlık dersi de vermektedir. işçilerle ilgili orta sınıfın basmakalıp düşüncelerini yıkmaya çalışarak, onları sıradan işçi sınıfının dışına taşıyarak, onların en başta insan olduklarını vurgulamaya çalışmıştır. gaskell, işçiler ile işverenler arasında bir uzlaşma sağlamaya çalışarak âdeta arabuluculuk yapmaktadır. işçilerin sorunlarının çözümü için sendikalaşmayı onaylamaz. işverenlerin, işçilerine karşı daha anlayışlı ve çalışma koşullarını düzelterek daha güvenli çalışma ortamı sağlamalarının gerekliliğini ortaya koymaktadır. işverenlerin, işçilerini çocuk yerine koymayıp onları yetişkin bireyler olarak görmeleri gerektiğini ifade etmektedir.

    "gaskell'ın north and south romanında ise, roman kahramanı margaret orta
    sınıftan bir kadındır. romanın başından sonuna kadar margaret, kişisel bir gelişim geçirir. endüstrileşme ile değişen toplumda her şey ve her yer değişmektedir. margaret önceleri bu değişimden memnun değildir ancak daha sonra değişimin gerekli ve doğru bir şey olduğunu anlar. bu romanda daha önceki romandan farklı olarak, olaylar orta sınıf bakış açısıyla ama işçilerin sorunlarını da görerek ve irdeleyerek yazılmıştır. bu romanda, işçilerin sorunlarının anlatılmasının yanısıra, sanayileşmenin sonucu toplumda iki ayrı orta sınıfın oluştuğunu ve bunlar arasındaki çatışmayı da görmekteyiz. orta sınıflardan ilki, margaret'in de içinde olduğu gelenekselçi aristokratik orta sınıftır. bu sınıf, eğitime ve asil köklere sahip olmaya değer verirken, yeni oluşan orta sınıf ise ticaret sayesinde zenginleşerek eğitim ve asalet yerine paraya değer veren bir orta sınıftır ve romanda bu sınıfı john thornton temsil etmektedir. romanın sonlarına doğru margaret'e miras kalınca, thornton ile eşit zenginliğe sahip olur ve bu da onların birbirleri ile yakınlaşmasını kolaylaştırır. gaskell, toplumda bu iki sınıf arasında var olan değerler çatışmasını eserine taşırken, romanın sonunda margaret ile thornton'ı evlendirerek, orta sınıflar arası çatışmayı sonlandırır. çünkü toplumsal huzurun sağlanması için her iki sınıfın da birbirleri ile uzlaşması gerekmektedir. gaskell, bu romanda da, mary barton'da olduğu gibi, işçilerin tüm sorunlarını ifade eder. hatta thornton'ın işçileri grev yaparlar ve margaret yaralanır. gaskell, burada da orta sınıfın iç karışıklık korkularına vurgu yapar. ancak gaskell, romanın sonunda margaret'in arabuluculuğu sayesinde benzer bir uzlaşıyı thornton ile işçileri arasında da sağlayarak, sosyal sorunların çözümü için işçi-işveren uyumunun zorunluluğunu ifade eder.

    "gaskell, son romanı olan wives and daughters'ta ise, yaşanılan dönemden, 1820 ve 30'ların başlarına geri giderek, geleneksel, kırsal bir yaşamın devam ettiği kasaba hayatını anlatarak, işçi sınıfının sorunlarından ve endüstrileşmenin sıkıntılarından uzaklaşmıştır. roman kahramanı yine orta sınıf bir kadındır. olaylar molly'nin çocukluğundan başlayarak anlatılır. molly küçük yaşta annesini kaybetmiştir ancak çevresinde onun kişiliğinin oluşmasında payı bulunan ve onu etkileyen güçlü ve akıllı kadınlar vardır. bu romanda kadınların erkekler ile eşit eğitim hakkının olmaması ve yaşanan adaletsizliğe vurgu yapılmaktadır. gaskell, kadınlardan, fazla eğitimli olmalarının yerine çevrelerini memnun etmelerinin istendiği, gelenekselci viktorya döneminin kadına bakış açısını eleştirmektedir. gaskell ayrıca evlilik kurumunun önemine değinerek, sevgi ve saygıya dayalı evliliklerin doğru evlilikler olduğunu vurgulamıştır. öte yandan, molly'nin üvey annesi ile babası arasındaki evliliğin doğru gerekçelerle yapılmadığını ve hatalı olduğunu ifade etmiştir. hyacinth'in ekonomik endişelerle evlenmesi eleştirilmiştir. ancak gaskell, bir yandan da o dönemde maddi sıkıntı çeken kadınların hayatlarının çok zor olduğunu ve iyi eğitim alamadıklarından iyi bir işleri olamadığını, dolayısıyla evlilik sayesinde ekonomik sıkıntılarından kurtulmaya çalışmalarının kaçınılmaz hâle gelmesini de gözler önüne sermektedir.

    "bu romanda ayrıca feodalizmin yaşadığı sıkıntılar da anlatılmakta ve sanayileşme sonucu zenginleşen orta sınıfın (burjuva) ekonomik sıkıntı içinde olan toprak sahiplerinin arazilerini ele geçirmesi anlatılmaktadır. ancak, feodal ve aristokratik ailelerde genç nesiller artık ailelerinin izinden gitmeyerek kendilerine yeni çalışma alanları sağlamaktadırlar. endüstrinin gelişmesi bilimsel araştırmaların da artmasına ve daha çok kişinin bilime ilgi duymasına yol açmıştır ve bu yeni nesiller de saygın birer bilim adamı olmaya çalışmaktadırlar. normal koşullar altında toplumsal gelenekler gereği orta sınıftan bir kişinin aristokrat biri ile paylaşacağı ortak yönü olamazken, bilim ile uğraşmak bu iki farklı sınıftan olan doktor gibson ile lord hollingford'un belirli aralıklarla bir araya gelerek son bilimsel gelişmeler hakkında sohbet edip bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamış ve bu iki sınıfın birbirine yakınlaşabileceğini göstermiştir. ancak, orta sınıfın altından gelenlerin ne kadar iyi eğitim alsalar ve kendilerini geliştirseler de asillerle kendilerini eşit düzeye getiremeyecekleri de vurgulanmaktadır. leydi harriet ile yakınlaşmaya çalışan bay preston'ı gaskell haddini aşmak ve küstah olmakla eleştirmiştir. ancak, öte yandan, toprak sahibi bay hamley'nin oğlu bir fransız katolik hizmetçi kızla evlenince gaskell bunu onaylamış ve yeni neslin temsilcileri olan molly ve robert, aimée'ye destek olarak onu kabul etmişlerdir. gaskell her ne kadar sınıflar arası yakınlaşmanın önemini ve doğruluğunu göstermeye çalışsa da bu iki ayrı olayda farklı tavırlar sergilemiştir. birinde farklı sınıflar arasında yapılan evliliği diğer karakterleri aracılığı ile onaylarken, bay preston'ın davranışlarını yine diğer karakterleri aracılığı ile eleştirerek onaylamamıştır. gaskell'ın burada yine orta sınıf değer yargılarının etkisi ile bu şekilde farklı tavırlar sergilediğini görmekteyiz. gaskell bazı durumlarda sınıflar arası sınırın korunmasını desteklemektedir. gaskell, bay preston'ın lady harriet'le yakınlaşma çabalarını onaylamamakta ve okuyucuları tarafından da bunun onaylanmayacağını bilmektedir. gaskell'ın diğer konularda yaşadığı ikilemi burada da görmekteyiz. gaskell, osborne ile aimée'nin evliliğini onaylasa da onların ingiltere'de rahat edemeyeceklerini bildiği ve aslında toplumun büyük çoğunluğunun buna hazır olmadığından da emin olduğu için, onların avustralya'ya gitme fikrini ortaya atarak sorunun uzak bir ülkede çözüme kavuşturulmasını sağlamaya çalışmıştır. bu ayrıca orta sınıf okuyucusunu da rahatsız etmeyecek bir çözümdür.

    "gaskell, sosyal sorunların toplumsal yapıyı değiştirmeden bireysel uzlaşılar ile çözülebileceğini düşünmektedir ve toplumsal yapının korunmasından yanadır. gaskell'ın bu tavrı onun orta sınıfa ait olmasıyla açıklanabilir. orta sınıf gelenekselcidir ve gaskell her ne kadar çağına göre modern düşüncelere sahip olsa da kendi sınıfının değer yargılarından tamamen kurtulamamıştır. bu da onun eserlerinde görülen bir ikilemdir. bir tarafta gaskell'ın göz ardı edemediği ve toplumsal yapının değişmesiyle çözülebilecek sorunlar vardır, diğer yanda ise bu yapıyı korumak isteyen ve değişmesini asla istemeyen orta sınıf değerleri ile düşünen bir gaskell vardır. gaskell bir orta yol bulabilmek amacıyla ve o anki geleneksel yapının kabul edemediği konuların çözüm yeri olarak kanada ve avustralya'yı kullanmıştır. ingiltere'den çok uzaktaki bu ülkeler gaskell'ın çağına göre modern düşüncelerinin uygulanabileceği yegâne yerlerdir. gaskell'ın amacı sınıflar arası bir uzlaşı ve anlayış ortamı oluşturarak, toplumda meydana gelebilecek herhangi bir isyanın oluşmasını sağlayacak ortamı ortadan kaldırmaya çalışmaktır. romanlarında sorunların çözümlerine yönelik kesin öneriler getirememiştir. sorunların bireyler bazında, sadece bireyler arası anlaşma ve uzlaşma ile çözülebileceği görüşünü ileri sürmektedir. ancak bu, toplumun genelinin sorunlarını çözmekten uzaktır. her şeye rağmen gaskell, döneminin sorunlarına duyarsız kalmamış ve kendi görüş ve düşünceleri ışığında bu konuları romanlarında ele alıp eleştirilerde bulunarak toplumsal tartışmaya katkıda bulunmuştur." (s. 109-116)
    ----------------------------
  • charlotte brontenin hayati uzerine de yazmistir.
  • ingiliz edebiyatının karanlık victoria çağında yaşanan kadın yazar patlamasının örneklerinden biridir. charles dickens'la ve diğer çağdaşlarıyla arası iyi olmuş ve çok sıkıcı romanlar yazmıştır. yazarın en ünlü romanı olan north and south henüz türkçe'ye çevrilmemiştir ve okur sağlığı açısından çevrilmemesinde yarar da vardır. ortalama bir gaskell romanının kurulması 200 sayfa sürer, bu 200 sayfadan sağ çıkan okurları ise o ana kadar baş göstermiş olan karakterlerin sapır sapır döküldüğü bir ölüm serüveni bekler. ölüm dediysem kimsenin timsahlara yem olduğu falan yoktur, öyle kalpten, veremden falan sıkıcı bir şekilde giderler.
    bu kadının yazdığı bir kitabı okumanın tek özürü ingiliz dili ve edebiyatı öğrencisi olmaktır.
  • genelde miss gaskell olarak bilinir.
    (bkz: nazan aksoy)
hesabın var mı? giriş yap