• emek sineması'nın* açılışından yıkılışına yaklaşık 90 yıllık dönemi fotoğraflarla inceleyelim....

    edit : usta hugh'un verdiği bilgiye göre 1965,1972 ve 1974 yılı fotoğraflarındaki mekan küçük emek olarak biliniyormuş. ayrıca daha önce yüklenmiş 1980 yılına ait fotoğraf 2000 sonrasına ait olduğu ihtimali üzerine silinmiştir.

    ''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''
    1924'te melek sineması adıyla kapılarını açtı

    1924 *

    1930

    1931 *

    1939

    1957'de ismi emek sineması oldu

    1965

    1971 *

    1972

    1973

    1974 *

    1984 *

    1985

    1986

    1987 *

    1993'te yenilendi

    1994 *

    1995

    1996

    1997

    1998

    2006

    2007

    2008

    2009 yılında kapandı

    2010

    2011

    2012

    2013 *

    ''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''

    benzer istanbul kronolojileri

    istiklal caddesi
    (bkz: #136014831)

    alman çeşmesi
    (bkz: #135687433)

    kamondo merdivenleri
    (bkz: #133856227)

    ayasofya
    (bkz: #110030573)
    *
  • konunun akp ile ilgisi çok büyüktür. ülkede halkın emeği ile kurulmuş bir çok sanat merkezi rant alanına çevrilmekte ve iktidar buna karşı koymamaktadır. dolayısıyla eylemin ucu kıyısı mutlaka onlara dokunacaktır.

    artık öyle günler yaşıyoruz ki, yolda ağzını açsan tomalar gelip su sıkıcak ağzını gözünü dağıtacak neredeyse. bir tarih yok oluyor, bir tek ordaki bir avuç insan mı umursuyor bunu gerçekten? buna içi sızlayan bir milletvekili, bir polis yok mu? bu kadar acınası bir halde miyiz?

    ankara'da akün ve şinasi sahneleri ne yazık ki emek sineması ile aynı kaderi paylaşacak. bu ülkede birileri sanata saldırırken karşı koyanlar gözaltına alınıyorsa hiç kimsenin umudu olmasın artık, the end.
  • neyin protesto edilip edilmeyeceğine karar verme ekibinin über aşmış eylemciye bok atma timleri tarafından yıkılmaması için yapılan eylem beğenilmeyen sinema.

    tabii ki siz de başkalarının eylemlerine, protestolarına bok atmaya harcadığınız vakti bu protestolara sebep olan güçlere harcamayın. herkes birbirini yesin.

    ne de olsa kibrimiz bizi dinci ile muhatap etmez, belediye başkanına ya da avm sahibine de laf etmeyiz, o avm'ye gitmeyecek bireysel protestoları da salakça buluruz "naalakası var ki yaneee"dir bireysel ve tüketime dair her türlü protesto. (ülker almamam ile hala her gün alay ediliyor, "nalakası var ki akp ile ülker'in yanee","nalakası var ki akp ile devletin yaneee"ler ile geçiyor ömrüm)

    size ne lan??? kim neyi ne zaman istiyorsa önceden protesto edip etmediği şeylerden bağımsız olarak protesto eder. siz kimsiniz de protesto belirleme komitesi gibi burada biber gazı yemiş insanlara bok atıyorsunuz?

    neye göre, neyin prerequisitei imiş daha önceden gitmiş olmak? siz kimsiniz başka protestolara katılmış olmak, emek'te en az x film izlemiş olmak gibi şartlar koyuyorsunuz.

    biber gazı ve tazyikli su yemiş lan birileri yine dün!
    nasıl oluyor da polis şiddeti diil de onun bunun magazinel kişiliği oluyor sizin derdiniz?

    isteyen istediğini, istediği biçimde, istediği zaman, önceden protesto etmiş olup olmadıklarından bağımsız olarak protesto etme ve bunun sonucunda da biber gazı yememe hakkına sahiptir!
    biber gazı lan!!!

    delirteceksiniz insanı. şu müslümanlar, dinciler, cemaatçiler bile diil, en sonunda beni bu memleketteki bu çekemez, kötü, iğrenç yarı-münevverler delirtecek!

    cvmi teslim edeceğim size, katılmış olduğum eylemler, emek'te kaç film izlediğim, converse giyip giymediğim, aylık gelirim, anamın babamın siyasi görüşü, daha önceden oy verdiğim partiler, ne konuda ne söylemiş olduğum, oyuncuysam kiminle çıktığım hangi dizide oynadığım hangi reklamı seslendirdiğim, hangi durumda ne yapmışım vb. hepsi yer alacak cvmde.
    böyle siz über aşmış yarı-münevverlerden bir barikattan geçeceğiz. siz müthiş aşmış tipler de barikatı tutun, cvlerimizi kontrol edin, "neden eylem?","bu eyleme neler katabilirsiniz?" falan gibi sorular sorun.
    ondan sonra izin verirseniz protesto eylemine alındıktan sonra doya doya yiyelim biber gazımızı.

    cvlerimiz uygun bulunursa ikinci aşama olan biber gazı yemekten şikayet edebilme hakkına kavuşacağız. onun için tabii daha önceden yemiş olanlarla ilgili farkındalık sınavlarınızı aşmamız gerekiyor.

    toptan patlasın şu memleket. herkesin içi irin irin kusmuk kusmuk nefret.
  • birileri sermayesini büyütsün diye açılmış bir işletmeydi. hayır sermaye kazandı derken felan, yanlışlık olmasın yani.

    yoksa emek sineması sosyalizmin kalbiydi de bana mı söylemediniz lan?
  • kültür bakanı yıkılmasını istiyormuş. başka?

    eğer tuvaletleri kötüyse, havası pisse, teknolojisi eskiyse; bunlar çözülemeyecek şeyler değil. yenilenir, geliştirilir, restore edilir. öyle pis ve köhne kalsın da demiyor kimse. alkazar gitti, emek gitsin, sırada neresi var? hangi sinema kalıyor geriye 1-2 taneden başka? afm'nin fazla olsun diye bit kadar kalmış salonlarına mecbur mu herkes?

    istanbul'u istanbul yapan şeylere biraz olsun saygı ve özen göstermek bu kadar mı zor? beyoğlu çarşıdan, alışveriş merkezinden, giysi mağazasından geçilmez oldu. sanırsın ki herkes çıplak geziyordu! her eskiyi yıkacak mıyız, bu mudur modernlik? madem koltukları kirli ve yağlı, onları değiştirmektense 1 kot yukarı taşımak da neyin nesi? markiz pastanesi'ni bile adıyla işletmesini beceremediniz.

    inci de eski, ama profiterol denince akla gelen ilk yer. hacı abdullah da eski, ama türk mutfağı denince akla gelen ilk adres, ali muhiddin hacı bekir de eski, ama lokumları akide şekerleri enfes... onları da mı yıkalım yani? hem kuzum, yeterince alışveriş merkezi dolmadı mı istanbul? ne çok alışveriş yapasınız varmış! oysa ki çoğu avm'de dükkanlar boş, giren kimse yok.
  • bir sinemadan fazlası.

    süreyya sineması da son dönemlerinde sinemaseverlerin favori mekanlarından değildi. ama yıkılıp avm yapılmak yerine, bu şehrin kültür mirası kabul edilip, farklı bir rolle topluma kazandırıldı. aynı şey pekala emek için de yapılabilirdi. pekala bir opera sahnesi olarak, yahut performans mekanı olarak yeniden değerlendirilebilirdi.

    emek'in değeri sinema olmasından değil, bu şehrin bir kültür mirası olmasından ileri gelir.

    hani o ailenizden hiç almadığınız kültür.
  • açık olduğu vakit berbat işletilen bir yerdi. insanların festival haricinde emek sinemasına gitmeyi tercih etmemesi gayet normaldir. kimse bok gibi işletilen bir yere sırf tarihi diye gitmekle entellektüel olmaz. kimsenin de o işletmecileri zengin etmek gibi bir sorumluluğu yoktu. lakin bu kültür mirası yok edilirken mal mal bakacak halimiz de yok.

    yazılanlara bakıyorum da sanırım kimsenin kafası basmıyor bir türlü buranın işletmecisinin korunması ile emek sinemasının korunmasının aynı şey olmadığını.
  • ekşi sözlük devrimci eylem ve devrimci belirleme komisyonu tarafından "eylem yeterliliği" sorunu nedeniyle protestosu mücadele dışı bırakılmıştır.

    protestosuna katılabilmek için aranan şartlar:

    - en az 10 kere emek sineması'nda 10 farklı film izlemiş olmak.
    - emek sineması dururken başka hiçbir salonda film izlememiş olmak (bu özellikle ülke çapındaki sinema salonlarının kayıtlarına bakılarak araştırılacaktır)
    - en az 5 farklı nitelikteki eylemlerde bulunmuş olmak

    bu şartlar tamamlandıktan sonra komisyon tarafından bir sonraki aşamaya geçen eylemci adayları bir "romantiklik" testine tabi tutulacaklar. inci pastanesi vb. olaylarda gösterdikleri duygusal reaksiyon özel olarak oluşturulmuş odalarda üç gün boyunca takip edilecek ve "kız düşürmek için eylemden eyleme koşturan, sınıf mücadelesi nedir bilmeyen, ama şehrin dokusu, ama kültürel miras diye bik bik öten tam bir orospu çocuğu" olup olmadığı belirlenecektir.

    üzülerek söylüyorum ki ben geçemedim. daha ilk şartta elendim. komisyon üyelerine ve muhafazakar-liberal kanattaki yardımcılarına -fahri komisyon üyelerine- mücadelerinde kolaylıklar diliyorum.
  • ortalık bu kadar yıkılırken herhangi bir yetkiliden doğru dürüst hiç bir açıklama gelmemiş olan mabedimizdir...
    bugün bir sürü gazetenin manşeti, bir sürü haber sitesinin ilk haberi idi...
    yetkilileri uyandırmak için daha ne olması gerekiyor? eylemde bir / kaç arkadaşımızın ölmesi mi!

    bir de, allahınızı severseniz saygıdeğmez zeka yoksunu arkadaşlar "zamanında emek sinemasına gitseydiniz, para verseydiniz, vs" deyip durmayın yeter!

    evet hocam, gittik, epey paramızı da, hem de yok günümüzde, öğrenciğiliğimizde verdik. sonra çıkıp eve otobüsle gitmemek için, otobüs parasından tasarruf etmek için taksim'den osmanbey'e çok yürüdük, büfesinde su pahalı diye marketten aldığımız suyu çantamızda sinemaya çok soktuk, ama o sinemaya bilet parası verdik.
    o eylemlere gelenlerin yarısından fazlasını çok yakından tanıyorum, daha 4-5 sene önce festivallerde de, filmekiminde de o sinema buluşma noktası idi... ve o insanların benim kendilerini daha tanımadım gençlikleri de hep emek sineması'nda geçti...

    içiniz rahat olsun... ve artık lütfen bu lavuk açıklamayı bırakın! emek sineması'na biz paramızı çok verdik, çok da uğradık... ama siz oraya uğramadığınız, yolunuz düşmediği, paranız nasip olmadığı için böyle az gelişmişsiniz...
    şimdi bu, hakaretten uçar mı bilmiyorum ama... uçmayacağını bilsem daha epey de ağır konuşurum...
  • "avm yapılacak bir bina için bu kadar ağıt niye öküzler?"

    diye atarlananları demirören avm'ye sokup 6 saat ışıl ışıl alçı dekorlar içinde gezdiriyorlarmış. adamlar çaktırmadan 2 kat üste biraz enlere hatta üstkat değil mi yola taşsa nolcak diye azmanca bir genişlikle caddeye salınmıştır. (bir bakın havaya doğru remsen havayı da işgal etmiş adamlar)

    peki o geniş suratlı sahipli demirören adamından başka kimsenin faydası var mı bu işte? yok.

    emek sineması kendisine devri tartışmalı olsa da bir kamu malıdır. bu kamu malı sıradan bir kamu malı da değildir. yani, şilede 4 dönüm hazine arazisini tartışmıyoruz.

    1. içindeki en eski sinema ile kamusal bir alandır. aklı olan bir devlet yönetm gözü gibi bakar saklar yenileştirir.

    2. içindeki sinemanın en eski olması da yetmiyor, sembolik ve işlevsel anlamları da çokcadır. bu kadar büyük salon kaldı mı beyoğlunda

    3. binanın kendisinin mimarisi binlerce insanın önünden her an geçtiği bir caddeye aittir. ha diyorsan ki, ya demirörenin alçı kalıpları da pek güzel, o zaman birşey demiyorum o mermer sütunlar götüne girsin.

    şimdi ne olacak orası? bir avm. kim işletecek? kamer. karı kime gidecek o adama. sana ne faydası var? kıçına mı sokacan memeleketteki 455. avm'yi, king burger mi bulamadın, bir teknosa eksik mi kaldı? bir d&r ye daha muhtaç olacak kadar kitap dostusun.

    sinemayı 6 kata taşıyacaklarmış? siz de az salak değilsiniz. yukarı taşınacaksa niye aşağıda kalmıyor aaa salaklar. siz daha önce duydunuz mu? tarihi bir eseri yukarı aşağı vs ye taşımayı. hadi anıtkabiri plaza yapalım en üstkata koyalım . koyalım lan diye dincilere, hırkai serifi alalım cevahirin üstünde yemyeşil özel bir alan yapalım.

    öküzlerim sevgili öküzlerim bir avm'de en değerli yer giriş katıdır. insanları sürekli önünde sirkülasyon yaratmadan dolaştığı tek katta yani en üst katta ya yemek salonları olur ya sinema. başkaca da mantığı yok. standart avm inşaatını sana revünasyon konsüldasyon sikimdasyon diye geçiriyorlar.

    yine soruyorum. kamunun bu mal, hadi açtınız avm, kim gelirinden faydalanacak? örneğin beyoğlu ve civarı sokak çocukları merkezleri mi açılacak buraların tüm giderleri buradan mı karşılacak, ya da sığınma evleri açıldı buralardan bunlara para mı verecek? ya da emek sinemasını yok ediyoruz ama ülkenin en güzel (başka da yok açınca mecburen en güzel olacak) sinematekini açıyoruz isteyen istediği gibi faydalanacak mı diyeceksiniz?

    hayır seçeneklerin hepsi hayır.

    mesele sinema değil mesele pastane değil ama muhafazkar geçinen bir iktidarın tarihten anladığı sanattan anladığı bu kadar? ama bu kadar da değil akp kurucusu bir inşaat firmasına türkiyenin m2 fiyatı en pahalı caddesinde bir avm veriyorsunuz.

    hadi gidin demirören amcaya, ya babam benim kamusal alanımda avm açtın bir küçük tüp ver yemek yapayım deyin, götünüze sokar onu hem de bir de polis çağırtıp dövdürtür.

    mesele yağma yani. ha yağmaya kimi kamusal alan der sahip çıkar, kimi nostaljisi var anısı var deyip sahip çıkar kimisi avm'ye gıcıktır ondan sahip çıkar ama sahip çıkar yahu sahip çıkar.

    adamlar/kadınlar boşuna emek bizim istanbul bizim diye sloganlar atıyor. istanbulu kaybediyoruz ve buralar gerçekten bizim yahu gerçekten bizim. kimse size sordu mu burayı avm yapayım içine teknosa d&r burger koyayım sen de gel diye sordu mu?
hesabın var mı? giriş yap