• sanatçı ve sinemacı kişiliğinden gayri bir kişiliği ile bilmediğim özellikle underground filmi ile beni çok etkilemiş yönetmendir. ama bugün türk medya'sından öğrendiğim kadarıyla ülkesinde sanatçı ve sinemacı kişiliğinden ziyade siyasi söylemleri ile biliniyormuş, bir şey daha öğrendim be sözlük, herhalde sırbistandaki siyasetçiler de sanatçı kişilikleri ile tanınıyorlar.
  • vahşet yanlısı, vatan haini, karaktersiz biri olduktan sonra filmlerinin güzel olup olmaması umrumda olmayan yönetmendir. alsın o film bobinlerini uygun bir yere soksun. sanat insanlıktan üstün değildir, saygıyı hak etmiyor.
  • emir kusturica, balkanlar'ın en tanınmış ve en iyi yönetmenlerinden biri... aynı zamanda siyasi söylemleri ve duruşu nedeniyle boşnaklar'ın önemli bir kesimi tarafından sevilmeyen biri...

    şunu net ifade etmek gerekir ki, emir kusturica'yla ilgili birçoğumuzun sahip olduğu düşünceler, kulaktan dolma bilgilerden ibaret. dikkat edilirse, kusturica konusundaki eleştiriler sanki aynı kalemden çıkmışçasına benzer kelimeler ve benzer üslup kullanılarak yapılır. bu da, kusturica'yı eleştirenlerin büyük bölümünün 'sürü psikolojisi' ile hareket ettiğini gösteriyor.

    kusturica, söylemleri açısından çelişkili denilebilecek biridir. bu yüzden söylemlerinin bir bölümüne bakarak onu boşnak düşmanı ilân etmek çok kolaydır. ancak başka söylemlerine bakarak, onu savaş karşıtı ve halkların birliğini savunan biri ilân etmek de mümkündür. örneğin, kusturica'nın savaşla ilgili olarak boşnaklar'a hitaben "meseleyi gereğinden fazla abartıyorlar" ya da "biz sadece türkler'den korunmak için müslüman olduk, 250 sene önce hepimiz sırp'tık, ben her zaman sırp'tım" demesi onu boşnak karşıtı yapabilir. öte yandan, 1993 yılında yani bosna savaşı sırasında sırbistan'ın aşırı milliyetçi (çetnik) lideri vojislav seselj'i düelloya davet etmesi, 1995'te belgrad'da milliyetçi bir parti lideri nebojsa pajkic'i yumruklaması onun çetnik olmadığını gösteriyor. "yıllardan beri türk kültürünü tanımaya çalışıyorum, bir gün türk kültürünün parçası olacağıma eminim" demesi türk düşmanı olmadığına delil olarak sunulabilir. kusturica'nın bu yönüne, kusturica'yı eleştiren kesim, ya bilgisizliklerinden ya da kasıtlı olarak eleştirilerinde hiç yer vermezler; çünkü işlerine gelmeyecektir, işin içinden çıkamayacaklardır, kafaları karışacaktır.

    emir kusturica hatalı, aykırı fikirli, sırp milliyetçisi ve hatta (boşnaklar nezdinde) vatan haini de olabilir...

    ancak...

    bir kere, din değiştirmesinin veya milliyet değiştirmesinin sadece kendisiyle ilgili olduğunu, bu yüzden de kimseyi ilgilendirmediğini, sorgulanmaması gerektiğini, bunun üzerinden suçlanmaması gerektiğini inanç ve ifade özgürlüğü adına savunmalıyız.

    ikincisi;

    kusturica'yı anlamak için yugoslavya'nın dağılma sürecini ve milosevic'i anlamamız gerekmektedir.

    yugoslavya 'iç savaşı'nda batı ve batı medyası sırplar aleyhinde muazzam bir propaganda yaptı. bunu, karadzic ve mladic gibi katliamcıların yaptıklarını bir şekilde meşrulaştırmak adına söylemiyorum. yugoslavya'da olanlar bunların da tasavvur ettiğinin çok ama çok ötesinde bir şeydi. gerek milosevic'in gerekse karadzic'in lahey'deki savunmalarından bunları anlayabiliyoruz.

    bunlar bir piyondu, kullanıldılar. amaç, yugoslavya'nın parçalanıp, tek tek, bölünmüş ülkeler hâlinde neo-liberal kapitalist sisteme entegre edilmesiydi (örneğin bugün beyaz rusya'ya yapılmak istendiği gibi). tabi bu çıkarım, karadzic'in ve mladic'in suçlarındaki sorumluluklarını azaltmıyor, ama büyük resimde bunların rolü-görevi piyon olmaktı zaten, problemin genelini kavramak için böyle bir çıkarım yapıyorum. burada bir parantez açarak, yugoslav diplomat ve nobel edebiyat ödülü sahibi yazar ivo andric'in drina köprüsü romanındaki şu tespitini aktarmak istiyorum (hatırladığım kadarıyla); "balkan halkları (siyasetçileri, entellektüelleri) birbirleriyle didişmekten, avrupa devletlerinin onlar üzerinde ne türlü politikalar yürüttüğünü anlamaya zaman ayıramıyorlardı." andric'in 1800'lerin sonlarını ve 1900'lerin başlarını tasvir ettiği bu yorumu, bosna savaşı'nı ve bugün bosna'daki durumu bile temel olarak açıklamaya yetiyor.

    kusturica'yı anlamak için milosevic'i de anlamak lâzım... milosevic, liberal-muhafazakar görüşleri sayesinde, batı'nın desteğiyle, genç yaşlarından itibaren hem bankacılık sektöründe hem de siyasi yöneticilikte hızla yükselmiş biridir. ikircikli siyasetiyle (bir milliyetçi, bir sosyalist) kitlelerin (hem milliyetçilerin (aşırıların değil) hem sosyalistlerin) desteğini alan, sosyalist sistemden kapitalist sisteme geçişi sağlayan, yugoslavya'nın parçalanma sürecine girmesine sebep olan biri... daha doğrusu 'bir tek kişi'den ziyade, onun liderliğini yaptığı kadrolar ve politikalar bunlara sebep...

    yugoslavya'nın parçalanması, parçalanma esnasındaki savaşlar, o kadar kompleks bir olay ki, elbette bir sürü aktör ve faktör var. ben, kendi görüşlerim doğrultusunda yaptığım yorumlardan hareketle, kusturica'yı anlamak için milosevic'i anlamak lâzım söylemimi hatırlatıyorum; sırplar -genel olarak- çözümü, çözüm derken yugoslavya'nın dağılmaması veya sırplar'ın kurtarılması, ya da önce yugoslavya'nın dağılmamasını ancak dağılacağını anlayınca sırplar'ın kurtarılmasını, milosevic'te gördüler.

    milosevic, yugoslavya'nın dağılmasında ve bosna savaşı'nda tek ve büyük suçlu olarak gösterildi. kim tarafından? abd, ab, bm, nato ve batı medyası tarafından... avrupalı sözüm ona sosyalistler dahi, nato'nun yugoslavya'ya müdahalesini savunmadı mı 1999'da? insan hakları ihlâlleriymiş de, demokrasi yokmuş da... falan da filan... batı, kendini yugoslavya'da olanlardan hem ustaca sıyırdı hem de kârlı çıktı. öyle ki, bosnalılar (özellikle boşnaklar, biraz da çaresizlikten) ve sonra kosovalılar çok daha fazla derecede sevinmediler mi batı'nın askeri müdahalelerine?!

    önce biz kendimize bir soralım... bugün milosevic'e, karadzic'e, mladic'e ettiğimiz küfürlerin kaçta kaçını abd'ye, ab'ye, bm'ye, nato'ya ediyoruz?

    kusturica'yı, osmanlı'nın dağılmasını engellemek için ortaya çıkan çeşitli fikir akımlarını (türkçülük, osmanlıcılık, turancılık vs.) savunanlara benzetiyorum. niyet özünde iyi olsa da (dağılmayı önlemek), yöntem hatalı... hem de çok...

    http://devrimcibosnak.blogspot.com/…a-saplants.html
  • savaş zamanında (bkz: bosna savaşı) yaklaşık 300 bin kişinin öldürülmesine, tecavüz kamplarında binlerce kadına yapılan zulme ''meseleyi lüzumundan fazla abartıyorsunuz , 500 yıl önce zaten hepimiz sırptık, yeniden sırp ve hristiyan olalım, mesele bitsin" şeklinde bir açıklama yapabilmiş yönetmen.insanliğini yitirmiş belki de hiç insan olamamış bir kişinin insana mahsus bir meslekteki başarısını da asla kabul etmeyeceğim şahsiyet.

    ama gündemdeki asıl mevzu 47. uluslararası antalya altın portakal film festivaline davet edilmesine ilişkin haberler sonucunda; ''boşnaklar'in türkiye'ye tepkisi artıyor'' şeklinde saçma sapan başlıklarla alevi-sünni, türk-kürt gibi yeni bir ayrımın ortaya atılma çabası. boşnak kökenli biri olarak şüphesiz ki bosna'da yasananların asla unutulmayacagını biliyorum.evet sırplar'ın bu hayretlere düşüren zulmünü destekleyen ya da normal bir durummuş gibi gören nemenja kusturica’nın türkiye' deki bir organizasyona davet edilmesi boşnaklar için oldukça kırıcı. ancak bu organizasyon daveti nedeniyle boşnaklar'ın türkiye'ye tepkisi artıyor gibi bir ifade ne kadar tehlikeli ve ne kadar ahmakça.bu tür haberlerde atılan başlıkların seçimi çok dikkatli yapılmalıydı oysa...milleyet gibi tecrübeli bir gazetenin böylesi bir duruma mahal vermesi de ayrıca düşündürücü.zira bu şekliyle yeni bir ayrımı ortaya cıkartmaktan öteye gidemeyecek bir haber olmuş.oysa munira subaşiç'in , "tüm türkiye suçlu demiyorum, ama kusturica’yı davet eden festival organizatörleri benim için kusturica ile aynı olur. böyle bir durum canımı acıtıyor. çünkü bu, srebrenitsa annelerinin, kurbanlarımızın küçük düşürülmesi anlamına gelir.'' şeklindeki cümlesi boşnaklar' ın aslında neye tepki gösterdigini açık bir diller ifade ediyor...
  • tüm uluslararası kamuoyu gazına rağmen kendi ülkesini soykırımcı ilan etmeyen yönetmen. tabii bizimkiler çok şaşırmıştır... tam da fırsatı nobel kapmanın nasıl kaçırdı saftirik diye düşünmüştür. adam hem de boşnak kökenli. amerika'nın da düşman olduğu miloseviçleri rahatça satabilirdi...
  • bosnalı küçük bir kız çocuğunu kesip pişirip yemiş. savaş suçundan aranan ratko mladiç'i evinde saklamış. miloşeviç'i cezaevinde ziyaret edip ona birinci sigarası götürmüş. sırpça "havasına suyuna, taşına toprağına..." diye başlayan bir şarkı söylemiş. miloş teodosiç türkiye'ye karşı çok iyi oynadı diye ismini miloş olarak değiştirmiş. bu arada kaynak kıçım. böyle bir adamın jüri başkanı yapılması utanç vericidir utanç!
  • bu adam altın portakal'da juride olacak diye, bal filminin ekibi festivale katılmayacağını açıklamış. ne desem bilemiyorum.
  • nasıl leibniz almanya içinde almanlığı keşfetmekle meşhur ise kusturica da bosna içinde sırplığı keşfetmekle meşgul. 250 yıl önce, onun doğduğu coğrafyada herkes ortodokmuş efendim ama türkler kesmesin diye müslüman olmuşlar, sırplarmış aslında. vay babayın gemiyine şeklinde bir şaşırma ünlemi ile karşılamak lazım bu çiçeği burnunda ortodoks ortodoks biraderimizi.
  • - bi zamanlar yere göğe sığdıramadığımız biriydi, sonra ne olduğunu anlamadık.

    sinemacı komşuların açıklaması.. en azından benim açıklamam böyle.
hesabın var mı? giriş yap