• sevmek cok guzel ama engelli bir bireyle evlenmek sabir ister.
  • yazık ki pek sık rastlanmayan hededir.
    bir kaç engelli arkadaşım var ve hepsi de bekar. bir tanesine sigara içerken sohbet arasında
    s- bunca yıl bekar kalıp yazık etmişsin kendine, senden çok iyi anne olur aslında
    - ( yüzü değişti, gözümün içine baka baka ) fazla iyi niyetlisin, insanın bir ayağı biraz kısa olunca, bütün talipleri de kısalıyor işte
    s- yok yahu ondan değildir, baksana ortalık bekar kaynıyor, seni de onlardan zannetmiştim, hani yeni nesil bekar ölmeye yeminlilerden.
    - bak hala düşünmeden konuşuyorsun, fark etmiyorsun bile, dahası sen bile yapıyorsun bu kendini kayırmayı. hem söyle bakalım bugüne kadar kaç tane özürlü sevgilin/kız arkadaşın oldu ?
    s- ona bakarsan zenci sevgilim de olmalı, rus sevgilim de olmadı. çevremde yoktu ondan olmadı. kafa dengi biri olsa kesin çıkardım ama !
    - zor, ha belki çıkardın ama ciddiye varmazdı. yürümüyor işte hep bir yere gelip takılıyor, birileri laf ediyor. birileri sürekli hor görüyor. birileri de arayı bozuyor, aklını çeliyor.
    s- bir dakika yaa , ne kayırmacılığımı gördün ki sen benim ? niye öyle dedin ki bana ? (jeton paraşütlü, yeni düşüyor)
    - ya öyle demedim, arkadaşlık başka, evlilik aşk meşk işleri başka. iş sevmeye/evliliğe gelince her şey/herkes değişiyor onu dedim sana, off neyse benim gitmem lazım.

    sonrasında uzun uzun düşündüm ya la. galiba çevremde olsa da olmazdı her halde. kaza falan sonrası engelli hale gelen sevgilim/eşim vs olsa ölsem gene bırakmazdım ama engelli biri ile flört dönemine geçecek kadar yaklaşır mıydım orası belirsiz.
    aynı yerlerde dolaşmıyor, aynı hikayeleri paylaşmıyorduk. aynı yerlerde olmayınca da flört/çıkma/sevgili vs de olmuyordu haliyle. fark etmeden ayrımcılığa mı dahil olduk, yoksa gereksiz çıkarımlarda mı bulundum belli değil ama çevremde de hiç kimsede rastlamadım. genelde evliyse bile engelliler engelliler ile evli oluyor.
  • sevgi varsa ortada tabi ki olabilir.

    unutulmasın ki her insan bir engelli adayıdır.
  • hep öyle derler yolda dönüp bakmaz samimiyetsiz götler
    domatesin bile parlak renklisini seçenlerin samimiyetsiz kelimeleri mide bulandırıcı gerçekten
  • öncelikle şunu diyelim, hangi engelli ?

    yüzlerce farklı engel durumu var, bütün engellileri bir görüp yorum yapmak yanlış olur. mesela, kişinin eşinin bacağı kısa, o da "engelliyle evlendim." diyor. kağıt üzerinde haklı ama bu tip başlıklarda kast edilenin, daha ağır engelliler olduğunu düşünüyorum.

    sonra, engelli olan erkek mi kadın mı? burası, özellikle türk insanı için çok önemli. malum, ülkemizde özellikle genç kızların * erkeklerden oldukça yüksek beklentileri var ve engelli bir erkeğin bunları karşılaması mümkün değil. kadınlar, bu tip konuları erkenden düşünmek konusunda oldukça becerikli. kendisini engelli birinin yanına yakıştıramayacağını ve çevresinden gelecek tepkileri karşılayamayacağını düşünüyorsa, engelli erkeğe yüksek oranda erkek gibi bile davranmaz. bu çok kırıcı doğru ama kadın için de konforlu oluyor işte.

    engelli olan kız ise nasıl olur, tam bilmiyorum. ama erkeklerin çoğu daha çok güzellik ve cinsellik takıntılı olduğu için engelli kızı yine görmezden gelir diye düşünüyorum. yoksa kadın kadar düşünmezler.
  • benimle birlikteyken engelli olmussa. ölüm bizi ayırana kadar onunla olurum.

    engelliyken tanıssak bu etkilenme zor olur.
  • ruhumuz tamamsa fiziksel olarak eksik olsa ne olur ki? eşler birbirini tamamlayabilmelidir.
  • yorum yapmadan ve üzerinde düşünmeden önce hepimizin birer engelli adayı olduğunu bilmeliyiz. empati yapmadan zan üzerine konuşmak çok da sağlıklı sonuçlar vermez çünkü.

    ilkokula gittiğimiz zamanlarda bir abimiz vardı. abimiz dediysem tanımam etmem, bazı sabahlarda okula giderken karşılaşırdık. 40 küsür yaşlarında, kır saçlı birisiydi. bir de çok zor bir çocukluk geçiren apartman arkadaşım vardı. onun da annesiyle babası boşanmış, babası ile birlikte dedesinin evinde kalıyorlardı. halası hayat kadını gibi bir şey olmuştu sonradan. işte o çocuk bu abiyle karşılaştığımız zaman koluna girip onu da bizimle götürmeye başlamıştı. çünkü adamın gözleri görmüyordu. ben ilk zamanlar yabancılarla konuşma diye büyütülen nesilden olduğumuz için tedirgin olsam da sonradan adamın pis birisi olmadığını ve bize karşı da çok yumuşak davrandığını görünce adamı sevmiştim. bir süre sonra da koluna giren ben olmaya başlamıştım. çocuk işte nefret tohumlarının atıldığı bir evde de yetişse özünde iyilik var. bana da cesareti onun adama davranışları vermişti. şimdi koca koca adamlarız ve tartıştığımız konuya bak, üzücü. çok hatırlamıyorum ama sanırım adamın çocukları da vardı. eşi engelli değildi. sonradan muhtemelen emekli olduğu için karşılaşmadık bir daha.

    bir de yıllar sonra aynı apartman farklı blokta oturmamıza rağmen balkonlarımızın bitişik olduğu bir aile vardı. adamın gözleri görmüyordu, eşi ve çocukları engelli değillerdi. şimdi yazılanlara bakıyorum da insanların şekilciliklerinin geldiği boyut beni ürkütüyor. toplumun geneli bu şekilde düşünmeye başladıysa zaten sonuç bellidir. kilolu insanları dışla, yaşlıları dışla, engellileri dışla, fakirleri dışla, çirkinleri dışla sonra ortalıkta birbirinin taklidi tipler cirit atıp sidik yarışı yapsınlar. cidden üzücü. engelli asansörünü kullananlar, engelli rampasını özel park alanı zannedenler, engelli park yerini özel park alanı zannedenler, yaşlılar için ayrılmış yeri işgal edenler, ihtiyacı olanlar için dağıtılan yemeği yağmalayanlar gibi sayısız aç gözlülüğü yapan yine bunlar. sebebi de işte bu. yani onların hakkı yok, her şey benim hakkım düşüncesi.

    ben bu konuları evlilik veya aşk açısından hiç düşünmemiştim ama seks konusunda yaşananları merak ettiğim dönemler olmuştu. belden aşağısı felçli bir adamın nasıl seks yaptığı, bacakları olmayan, kolları olmayan bir kadının seksteki rolü gibi şeyler önemli konular bence. cüce (engellilik sayılır mı bilmiyorum) bir kadınla seksi hala merak ederim. sonuçta işin ucunda evlilik varsa seks konusu da düşünülmeli. şu da var daha önce yazıldığı gibi şekilcilikten ve mahalle baskısından dolayı ilişki yürütememe durumu olmasaydı cinsellik evliliğe engel olur muydu? bana göre böyle bir durumda evlilik düşünen kişilerin kafa yordukları konulardan birisi de budur. konuyu sırf çocuk yapmak olarak görünce bir şekilde çocuk yapılır da bahsettiğim zevk almak için yapılan şeyler. dolayısıyla zaten çok fazla olan evlilik kriterleri, bir de rutinin dışına çıkılınca daha da artıyor olabilir. benim tanıdığım iki engelli insan da evliydi ama kendisini eve hapsetmiş olan çok büyük bir çoğunluğun var olduğunu düşünüyorum. al sana evliliğin önündeki bir engel daha. bu insan yeni bir adayı internet dışında nereden bulsun?
  • aşk engel tanımaz...
hesabın var mı? giriş yap