english summer rain

• freelance hellraiser remix'i öyle hareketli olmuştur ki şarkıyı gönderdiğim bir arkadaşım inanmamıştı placebo olduğuna. ama her haliyle güzel şarkıdır kendisi.
• an itibariyle, durmaksızın yağan yağmurundan dolayı ingiltere için söylenmesi farz olandır.
• neredeyse bir aydır yağmurun kesilmediği şu memlekette dilime, ''turkish winter rain seems to last for ages, i'm in the basement, you're in the sky, i'm in the basement baby, drop on by'' şeklinde dolanmasına sebep olan etkileyici şarkı.
• (bkz: the english patient)
• yillarca surecekmis gibi gozukur. ^*
• su an yagmaktadir.
• single versiyonu albüm versiyonunu döven placebo şarkısı. ya ilk olarak onu dinleyip aşık olduğum için bana öyle geliyor.
• tür. ingiliz yaz yagmuru.
  
  genelde guney ingiltere'de, temmuz ayina denk gelen musonumsu yaz yagmurudur. 20 derece civarinda seyreden gunduz sicakliklari ile sabahtan oglene dogru iyice isinan hava daha fazla buharlasamayip takriben saat 3-5 arasi indirir. 'showers' diye anilan bu yagmur tipi, sessiz (gokgurultusunuz) bir sekilde, ince ince ama yogun olarak yagar. lakin, yaz yagmurudur, uzun surmez. ardindan ferahlik ve hafif bir serinlik getirir. hayal edildigi gibi, akabinde her zaman gunes acmaz.
• placebo'nun en güzel şarkısı.. onca yılın ardından hala durduk yere akla gelebiliyor.
  
  günün birinde intihar edersem intihar sırasında dinlemem olasılığında parçalardan.
  
  bu şarkıyı en iyi ne yaparsa yapsın kendinden ve yalnızlığından kurtulamayanlar anlar. elde avuçta 33 yıllık bir yalnızlık. sıfır başarı. sıfır mutluluk. sıfır tatmin. insanların başarıya, doyuma, oturmuş bir hayata koştuğu yaşlarda sıfırdan öte bir ekside dibe vuruş.
  
  niye uzatıyorum. niye hala hayattayım bilmiyorum. cowboy bebop'ta vicious'un spike da dediği gibi: so why do you still alive? diye bağırıyorum kendime sürekli.
  
  ama bu şarkı güzel. bu şarkıyla sarhoş olabilirim. bu şarkıyla kendimi öldürebilirim. start again narasına karşı kendimi kesebilirim. bileklerimden kanlar akarken aklıma gelen rastgele bir john steinbeck, murakami ya da neil gaiman cümlesine ağlayarak ölebilirim.
  
  hiçbir zaman konuşurken tatmin olamadım. yazarken hariç kendimden bir şey anlatmayı da sevmedim ama bu şarkıda gerçekten boşalıyormuşum gibi hissediyorum. insanların orgazm dediği şeyi tatmaya gerçekten en yakın olduğum şey bu şarkıdır.
• (bkz: seems to last for ages)