• her gandhi mate, gandhi dinleyişimde öfkesini hissettiğim grup.
    yalnız bu gençlerin antwerpen, solidarity, mothership, sssnakepit gibi şarkıları yazarken nasıl bir kafa yaşadıklarını merak ediyorum. hakikaten ne kullanıyorsanız aynısı bana da lazım. fosforik gübre mi, lsd mi, kokain mi, konsantre portakal suyu mu, köpek öldüren mi, tuborg kırmızı mı, ne lan ne?*
  • (bkz: #92362403)
  • alternatif rock, elektronik rock, müzikler yapan ingiliz grup. klipleri güzel ve eğlencelidir.

    live outside ı'm gonna live outside, live outside of all of this

    dreamer's hotel
  • insanların tarz karmaşasından doğru dürüst dinleyip tadını alamadığı gruptur. siktirin edin ne tarz müzik yapıyosa yapıyolar arkadaş!

    eğlenceli mi, evet.
    rock-metal öğeleri içerir mi, evet.
    elektronik-dans öğeleri içerir mi, evet.
    özgün mü, evet.
    ingiliz mi, evet.
    sisteme giydirir mi, evet.

    kendilerinin ne kafada olduğunu anlamak için gandhi mate, gandhi şarkısının girişindeki şu sözlere bakmanızı tavsiye ederim:

    "now, ı don't know about you, but ı don't think the primary purpose of your life, of my life and the entirety of the human race's is just to blindingly consume to support a failing economy and a faulty system. forever and ever until we run out of every resource and have to resort to blowing each other up to ensure our own survival. ı don't think we're supposed to sit by either while we continue to use a long outdated system that produces war, poverty, collusion, corruption, ruins our environment and threatens every aspect of our health and does nothing but divide and segregate us. ı don't think how much military equipment we are selling to other countries, how many hydrocarbons we're burning, how much money is being printed and exchanged, is a good measure of how healthy our society is but ı do think ı can speak for everyone when ı say, we're sick of this shit!"
  • the mindsweep albumuyle yine gonullere taht kuran.
  • efsane bir post-hardcore grubu. daha önce nasıl denk gelmedim bunlara hiç bilmiyorum.
  • söylemekten bıkmadığım, şu hayattaki gelmiş geçmiş en sevdiğim grup. daha iyisiyle gerçekten ne zaman karşılaşabilirim hiç bilmiyorum.

    son albümleri nothing is true & everything is possible nisan 2020'de yayınlanmıştı. o günden beridir, özellikle bu pandemi döneminde asla dinlemeyi durduramadığım bir albüm olmuştu. the spark dönemi denemeleri kişisel fikrime göre fazlasıyla bayat ve ağlaktı, en azından rou reynolds'ın anksiyete sorunlarıyla yüzleşmesine yönelik başarısız, kişisel bir denemeydi. belki kendisi bu albümü solo olarak yayınlasa bile olurdu. aynı zamanda teknik olarak da sönük bir prodüksiyon hissi veriyordu.

    fakat nothing is true & everything is possible albümlerinde bu ataletten, ağlaklıktan kurtulmuşlar ve takım olarak daha iyi bir iş çıkarmışlar. rout'un içinde tuttuğu duygusal karmaşılık ve çatışmalar, enter shikari'ye yakışır bir şekilde şarkılara yansıtılmış. evet olgunlaştılar, evet bir common dreads sertliği ve çıldırtıcılığı yok, ama yarattığı darbe pek kuvvetli.

    albümün şarkıları sırasıyla:

    01. the great unknown
    02. crossing the rubicon
    03. { the dreamer's hotel }
    04. waltzing off the face of the earth (ı. crescendo)
    05. modern living....
    06. apocaholics anonymous (main theme in b minor)
    07. the pressure's on.
    08. reprise 3
    09. t.ı.n.a.
    10. elegy for extinction
    11. marionettes (ı. the discovery of strings)
    12. marionettes (ıı. the ascend)
    13. satellites* *
    14. the king
    15. `waltzing off the face of the earth (ıı. piangevole`

    her şarkıda ayrı bir hikaye var. the pressure's on ve elegy for extinction'da pek bir tutunamadım albüme, lakin gözlerimden yaşlar döktürecek kadar sert bir şarkı olan waltzing off the face of the earth (ı. crescendo) gibi bir şaheseri de barındırdığını belirtmeden geçemeyeceğim. kendi topraklarımızda yaşadığımız bir insani felakete bile değinmiş, gerçekten korkunç derecede vurucu bir şarkı olmuş. marionettes serisi muazzam bir işitsel şölen, satellites gerçekten harika bir "coming out of the closet" hikayesi denebilecek bir eser (hissediyorum ki rou'nun kişisel olarak yaşadığı bir deneyime bağlı olsa gerek, yoksa bu kadar içten olamazdı diye düşünüyorum).

    çekilmiş olan klipler de pek hoş oldu şimdiye dek. fakat itiraf etmem gerekir, t.ı.n.a.'nın klibinin neden var olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. neden yapıldı, anlayamadım. hayran olsam da övücülük yapamayacağım.*

    pandemi sebebiyle sahne performansları nasıl olur bu şarkılar için göremedik tabii, eminim onların da ciğeri yanmıştır performe edemedikleri için. merakla, yüksek arzuyla bekliyorum. bugüne kadar istanbul, lviv ve kragujevac şehirlerinde olmak üzere (prag gezim iptal olmak zorunda kalmasaydı common dreads 10. yıl setlerini de yakalamış olacaktım, hala yüreğim yanar) çok başarılı turne setlerini yakalamış, hayranlığım arşa çıkmış şekilde ayrılmıştım. eminim ki pandemi durumu normalleşir normalleşmez bizimle mükemmel bir set ile buluşacaklar.

    dipnot: kendi prodüksiyon ekiplerine bu süreçte destek olma amaçlı, common dreads 10. yıl setleri ile turnelerinin son konseri olan brüksel konserlerini sitelerinde satıyorlar. gönlünüzden ne koparsa verip alabiliyorsunuz ve konser gerçekten inanılmaz yüksek kalitede. acımadım, kendime koca bir şişe viski almak yerine tüm parayı sterlin olarak kendilerine gönderdim. highland park kalitesinde bir viski kadar kaliteli zaman geçirttiler bana, hem de kalıcı olarak.
  • 2003 yılında kurulmuş olan müzikleri post-hardcore olarak tabir edilen ancak diğer pek çok post-hardcore grubuna göre daha özgün tarzda müzik yapan ilginç ve güzel grup.
  • yaptıkları müziğe nintendocore da denildiğini duyduğum, orjinal ve sağlam müzik yapan gençler. bazı kendini bilmez insanların sürekli bok atmaktan zevk aldığı emo'ların ne kadar güzel işler başarabileceğinin bir kanıtıdır. kapaktır bir nevi.
  • pek de parlak olmayan metalcore şarkılarının arkasına en yarro ve ayağa düşmüş synth sesleriyle arpeggiator'ler dayayan ve milletin bir bok yapıyormuş sandığı bir grup. bi microkorg bi nexus'la oluyo bitiyo di mi herşey. çocuklar daha işte yazık, prim verende kabahat bunlara.
hesabın var mı? giriş yap