202 entry daha
  • konu hakkında öyle yüksek perdeden ahkam kesecek kadar bilgiye sahip değilim, araştıran, okuyan bir ortalama insan kadar hakimin diyelim.

    bu ve buna benzer, evrimi konu alan tüm başlıkları ve altında yazılan entrylerin büyük kısmını okudum, iki tarafın savları ve öne sürdükleri olgular hemen hiç değişmeden her başlık altında tekrarlanıp duruyor gördüğüm kadarıyla,

    örneğin şu sav,

    “ evrimin akıllı olmakla bi alakası yok, evrimin amacı türün çevre koşullarına adapte olarak hayatta kalması ve genlerini geleceğe aktarabilmesi “

    yani evrimin amacı, türleri aşırı akıllı yapıp onlara cep telefonu, uçak, araba, bilgisayar, yapay zeka vs üretecek düzeye getirmek değil de, asgari düzeyde çevreye uyum sağlayıp, değişen çevresel şartlarla birlikte onları da değiştirerek/evirerek hayatta kalmalarını sağlamak.

    buraya kadar çok güzel, ancak bu noktada evrimi teorisini savunanlar kendileriyle çelişiyor bana kalırsa, yukarılarda bir kaç entryde bu savı desteklemek için buğday ve karınca örnekleri verilmiş, denilen ise şu, bizden çok daha az beyin hücresine sahip karıncalar gayet güzel bir şekilde hayatta kalmayı başarmış, bizden çok daha fazla çoğalarak tüm dünyaya yayılmışlardır.

    hatta daha uç bir örnek olarak buğday verilmiş. söylenen, “ buğday, tüm dünya yüzüne çok başarılı bir şekilde yayılmış ve hayatta kalmayı, merkezi bir sinir sistemine dahi sahip olmadan başarmış bir türdür” doğruya doğru.

    bu durumda akıl, zeka ya da alet edevat yapma becerisi oldukça gereksiz hale geliyor değil mi ? hatta sadece teknolojik de değil, felsefik ve sosyolojik olarak da böylesi gelişmeye ihtiyaç yoktu, eğer amaç sadece “ hayatta kalmak ve türün devamı “ ise. ormanda daldan dala atlayan bir primat türü olarak gül gibi geçinir giderdik, böyle bakınca da belki öylesi daha iyi daha mutlu bir dünya sunardı denilebilir :)

    yani bundan 200.000 yıl önce tarih sahnesine çıkan ‘homo sapiens sapiens’ in hayatta kalabilmek için günümüzdeki haline kadar evrilip gelişmesi gerçekten elzem miydi ? işte maymunlar, aslanlar, deniz canlıları vs. etrafımızda gördüğümüz binlerce tür bizim evrimsel süreçte katettiğimiz yolun yanına dahi yaklaşamazken hayatta kalmayı başarıyorlar, bundan 200.000 sene önceki homo sapiens sapiens de hayatta kalabiliyordu e peki bu durumda nasıl bugün bulunduğumuz noktaya gelebildik ? cep telefonu, bilgisayar, uçak, daha sayamadığım binlerce icat/ teknolojik gelişme olmadan da hayatta kalabilirdik değil mi ? aynı bunlar olmadan da hayatta kalabilen binlerce tür gibi. yok eğer günümüzde hayatta kalabilmek için bunlar gerekliyse diğer türler nasıl günümüze kadar, bizim kadar gelişmeye ihtiyaç duymadan gelebildi ? eğer ki evrim bizi bulunduğumuz noktaya taşıdıysa, doğa kendi topuğuna sıkmış, dünyanın ve doğanın anasını belleyecek denli bencil ve aynı oranda akıllı bir türü ortaya çıkarmış demektir.

    yani söylemeye çalıştığım şey evrim teorisini yalanlamak değil ancak böylesi basit, papağan gibi tekrarlanan savlarla açıklamaya çalışmak komik, evrim “ hayatta kalmak “ dan çok daha fazlası bana kalırsa.

    ayrıca bu savı “ gerek kalmamış “ olarak açıklamak da çok komik, çocukça ve aşırı basite kaçmak bana kalırsa,

    evrim teorisi “ insanlar maymundan geliyor “ demez, malumunuz, aksine daha çarpıcı bir savı vardır “ tüm canlılar tek bir ortak atadan evrimleşmiştir” bunu ön kabul olarak aldığımız zaman “ aslanların akıllanıp alet yapmasına gerek yok çünkü çeneleri çok güçlü, pençeleri çok keskin “ gibi söylemler komik. zira eğer evrim böylesi basit anlaşılabilecek ve anlatılabilecek birşey olsa idi, hayatta kalmak sadece güçlü çene ve güçlü pençe ile mümkün olur, canlılar da sadece o yönde evrim geçirirlerdi ancak hayatta kalmanın bunlar ile de alakası yok zira hayatta kalmış ve günümüze kadar gelmiş türler ortada, yukarıda da bahsettik.

    son olarak geldiğimiz noktayı salt “ evrim teorisi “ ya da salt “ ol dedi oldu “ ile açıklamak yersiz, temelsiz. bizi diğer türlerden ayıran sadece akıllı olmak değil, tatmin edilemez, önüne geçilemez bir “ merak ve keşif “ arzusu duyuyor olmamız. bir aslan ya da bir tilkiyle milyon yıldır aynı gökyüzüne bakıyoruz, ancak orda gördüğümüz yıldızları, gezegenleri biz merak ediyoruz sadece ve bu doyurulamaz merak etme ve etrafımızda olan herşeyi eksiksiz açıklığa kavuşturma ihtiyacıdır bizi ay üzerinde yürüten, marsı ve adım adım tüm evreni tek bir bilinmeyen dahi kalmayana kadar keşfe zorlayan. ve bu merak eminim ki birgün dinlerin de anladığımız anlamda evrim teorisinin de sonunu getirecek .
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap