76 entry daha
  • insanı ülkesinden soğutan kağıt parçası.

    2019 ağustos ayında b sınıfı ehliyet almak için motorlu taşıtlar kursuna yazıldım. ilk başta yazılırken istenilen belgeleri toplamaya başlamıştım. bunlardan birisi de sağlık raporuydu. ben de sağlık ocağına gidip aile hekimimden alırım diye düşünmüştüm. sağlık ocağına geldiğimde doktorumun yıllık izne çıktığını öğrendim. bu durumu kursumdaki yetkiliyle paylaştım. onlar da hekim değiştirmemi söyledi, ben de e-nabız üzerinden, ertesi güne nöbetçi olan hekimi seçtim. seçtikten sonra e-nabız uygulamasında 5-21 ağustos tarihleri arasında hekim değişikliği yapıldığında bir ay sonra resmi olarak değişeceği uyarısını verdi. ben de bu durumu tekrar kursa ilettim. onlar da 20 tl karşılığında belediyenin hekimimden alabileceğimi söyledi. ben de aldım.
    sınava girdim çıktım, direksiyonu da geçtim ve gün geldi ehliyet bastırmaya. ancak direksiyon sınavım eylül ayına sarktığı için ve aynı zamanda okulum da açıldığı için bursa'ya döndüm. (sınava balıkesir'in bir ilçesinde girmiştim.) vizelerden sonra eve geldiğimde bastırırım acelesi yok diye düşündüm.
    ve kutsal gün geldi. vizelerim bittikten sonra ailemin yanına döndüm. nüfus müdürlüğünün internet sitesinden randevumu aldım ve hükümet konağına geldim. oradaki memur vermiş olduğum sağlık raporunun geçersiz olduğunu, aile hekimimden almam gerektiğini söyledi. ben de sebebini sordum. o da sizin almış olduğunuz rapor özel kişi olarak geçiyor, devlet personeli bir doktordan veyahut sağlık bakanlığıyla anlaşmalı özel hastanelerden bu raporu alabileceğimi söyledi. teşekkür edip ayrıldım. daha sonra sağlık ocağına geldim tekrardan. fakat o da ne? benim değiştirdiğim hekim izne çıkmış. sürekli bir izin silsilesi, ancak şanslıyım ki bu sefer hekimim 1 gün sonra değişti resmi olarak.
    neyse efendim. yeni aile hekimimin yanına gittim. ehliyet için sağlık raporu almak istediğimi söyledim. hekimim bana önce göz testi, kulak testi, denge gibi testler yaptı. daha sonra kalbimi dinledi ve bir daha dinledi ve bir daha dinledi.
    kalbimde garip bir ses duyduğunu ve kuşkulandığını söyledi, ben de kuşkulandım ister istemez ve ne olduğunu sordum. sanırım üfürüm var dedi. pekala üfürüm nedir? diye sordum. her 5 kişiden birinde olan ve 5/1 oranında düzensiz kalp atışına sebep olan kronik bir hastalıkmış. peki madem ben bunu üniversitede gösteririm, raporumu alayım gideyim dedim. hekimim vermem dedi. ille de tutturdu seni sevk yazacam. yapmayın etmeyin xxx hanım desem de dinlemedi. 1 haftalık vize tatilimi harcamak için can atıyordu adeta. bastı sevki kardiyolojiye. neyse dedim kendi kendime. belki vardır bir şeyler, ön tespit iyidir her zaman. (bu arada yaşım 21)
    bu serüven salı günü yaşanmıştı. çarşamba gününe ayvalık devlet hastanesinden sıra aldım. gittim kardiyolojiye ve aile hekimimin cebime sıkıştırdığı kağıdı kardiyoloji doktoruna uzattım. bana bir sürü test yaptı. kalbimi dinledi, damar yolu açtı ve kalbime sıvı gönderdi derken sonunda toparlandık ve masaya oturduk. x hocam sizi dinliyorum dedim. y bey, sanıldığının aksine kalbinizde üfürüm yok dedi. ancak ben yine de emin olmak istiyorum bu yüzden sizi balıkesir şehir hastanesine sevk edeceğim dedi. nasıl yani dedim? sizi sevk ediyorum kalbinizde bir problem gözükmüyor ama şehir hastanesinde daha detaylı bakarlar dedi ve bastı sevki. x hocam size bir şey sormak istiyorum dedim. sorun dedi. hiç trafiğe çıkıyor musunuz? dedim. elbette dedi. peki o yaşlı amcalar cayır cayır arabayla gezerken raporu alıyorlar da ben mi sıkıntılıyım yani dedim. olay o değil olay sizin sağlığınız, ehliyeti alırsınız dedi. yıkıldım tekrardan.
    sonra atladım otobüse ve istikamet balıkesir şehir hastanesi...
    x hanımın yanına geldim. x hanıma tüm silsileyi anlattım.((( ayvalıktaki doktor ağzıma boru sokulacağını ve onunla kalbimin arkasına kamerayla bakılacağını söylemişti. bu işleme hede deniyor ismini unuttum.)))) o da direkt olarak "hede" işlemi bizde yapılmıyor, tıp fakültesine git dedi. ben de çarptım kapıyı hastanenin dışına çıkıp sigara yaktım. çok sinirlendim. günlerdir elimde bir kağıt parçasıyla uğraşıyorum ve kimse müdahale etmiyor. gencecik insanım ulan elim ayağım tutuyor, gözüm görüyor, kalbimden bir sıkıntım olsa çoktan belli ederdi diyorum kendi kendime.
    sonra aklıma bir fikir geldi. hastanenin sağlık kuruluna çıktım ve tüm olayı anlattım. o da beni kurulun kendi kardiyoloğuna yönlendirdi. 50 tl karşılığında kurul hekimine gözüktüm. hekimde sen gencecik adamsın yok bir şeyin deyip raporuma "1.sınıf sürücü olur" kısmını işaretleyip bastı kaşeyi.
    bu silsile salı günü başlamış olup bir hafta sonra salı günü son buldu. çarşamba günü (yani 8 gün sonra) hükümet konağının nüfus işlerine geldim. raporumu, dekontumu vs. zımbırtıları uzattım. artık ehliyeti bastıracaktım. kii.....
    memur bey raporda yanlışlık olduğunu söyledi. ne yanlışlığı var dedim. raporda
    - kurula sevk
    - 1. grup sürücü olur.
    - 2. grup sürücü olur.
    - sürücü olamaz
    şıkları vardı. hekim 1. grup sürücü olur diye işaretlemiş yani bu da " araç sürebilir ama gözlük takmak kaydıyla veya işitme cihazı bulundurmak kaydıyla " anlamına geliyormuş. sorunsuz bir şekilde araba sürebilir şıkkı "2. grup sürücü olur"muş...
    o an tekrar dünyam yıkıldı ve tekrar balıkesir şehir hastanesine gidip lanet olası sağlık raporunu düzelttirdim.
    sonra da gidip bastırdım.

    ülkemizdeki bürokrasi maalesef beni buldu. böyle dumura uğrayan çok kişi yoktur umarım.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap