24 entry daha
  • maç esnasında ve sonunda yaşanan herşeyi üst üste koyduğumda, sadece üç şeyle aklımda kalacak maçtır...

    hemen arkamda, üç senedir önlü arkalı koltuklarda bulunduğumuz arkadaşlardan 35 yaşlarındaki biri maç esnasında yere yığılıp kalmış, kendine geldikten sonra onbeş dakika kadar göğsünü ovuşturmuş ve bana 18 senedir koltuklarını eskittiğim inönü'de aklımın ucundan dahi geçmemiş şeyler düşündürmüştür... futbol dediğimiz şey gavur deyişiyle biraz overrated mı ne...

    kapalı tribünü gözetleyen toplam 5 polis kamerasından kapalı'nın göbeğine dönük yerleştirilenler, nedense tribüne değil de, tribünün çatısına bakar şekilde konuşlandırılmış... oysa tribünün sağına ve soluna yerleştirilenler doğrudan taraftara bakmakta... sanki bu kamera işi, biraz dostlar alışverişte görsün tadında bir şeye dönmüş...

    runje yediği golden sonra, sahadaki arkadaşlarına dönüp, "benim hatamdı, haklısınız, pardon" tadında hareketlerde bulundu... allah biliyor ya, runje o golü yediğinde, aklıma sergen, tümer, cordoba, yıldırım demirören, tigana ve en sonrasında runje geliverdi... kısacası baharın sıcak günlerinde yaşanan saçma bir olay yüzünden, aylar sonra, soğuk bir sonbahar gününde inönü'de yine hüzün vardı... sonu hayır olsun demeli...
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap