18 entry daha
  • gelmiş geçmiş en manyak güce sahip tanrı/insan'dır. kahramandır. hatta sadece yunan mitolojisinde değil, ölümlü olarak doğan efsane isimlerin en güçlüsüdür. gücünün ınırsızlığı, ne sümer'deki gılgamış'la, enkidu'yla be iran 'ın zaloğlu rüstem 'i ne israil 'in samsonu, ne germen'lerin siegfried 'i ve ne de yunanların kendi kahramanlarından perseus, theseus veya achilles 'le ölçülebilir. hiçbiri hercules kadar güçlü olamamıştır.
    doğumu şöyledir; perseus 'un üç oğlu olmuştu:
    elektryon - alkaios - sthenelos

    alkaios 'un oğlu amphitryon bir kaza sonucu amcası mykene kralı elektryon'u öldürmüştü. sthenelos 'un öc almasından korkarak thebai'ye kaçtı ve öldürdüğü amcasının kızı alkmene ile evlendi. ama kendisinin olmadığı bir sırada zeus girmişti alkmene'nin koynuna onun biçiminde.
    alkmene, hercules ve iphikles 'e gebe kalmıştı bu birleşme sonunda.m zeus, doğacak olan çocuğundan dolayı mutluydu ve tüm olympos'lular arasında övünüp durdu. "benim kanımdan doğacak bir insan bütün komşularına buyuracak" diyerek.
    fakat zeus'un insanlarla olan ilişkisine hep kötü gözle bakan kıskanç hera bir uzak kurdu ve zeus'un şu andı içmesini sağladı:

    "bugün benim kanımdan, benim soyumdan doğacak çocuk geçirsin buyruğunu tekmil komşularına."

    zira sthenelos'un karısı da gebeydi o sırada, henüz yedi aylıktı gebeliği ama hera doğum tanrıçası ve kızı olan eileithyia 'ya onu erken doğurtturdu, alkmene'nin doğumunu ise erteletti. zeus'un andı da sthenelos'un oğlu üzerine geçerli oldu böylece. eurystheus, herakles'ten önce doğar ve kral olmaya hak kazanır. o da perseus, dolayısıyla da zeus soyludur çünkü. (derman bayladı, tanrıların öyküsü) robert graves bu konuda daha ayrıntıya girer; amphitryon'un yokluğunu fırsat bilen zeus, onun kılığına girerek alkmene'ye kardeşlerinin intikamının alındığını müjdeledi -gerçekten de amphitryon o sabah zaferini ilan etmişti- ve o geceyi genç kadınla birlikte geçirdi. anlatılanlara göre bu gece üç gün sürmüştü. çünkü zeus'un emriyle hermes, helios'a güneş ışığını söndürmesini, saatlere dinlenmelerini ve bir sonraki günü de evinde geçirmelerini söylemişti. zira, bu aşkın meyvesi olarak dünyaya gelecek olan zeus'un kafasındaki şampiyona hayat vermek aceleye getirilmemesi gereken bir işti. kronos'un baş tanrı olduğu ve hiçbir zaman thebai'ye, aşk serüvenleri yaşamak için eşini terk etmediği eski güzel günleri büyük bir özlemle yad eden helios, bundan yakınsa da kendisine verilen emri yerine getirdi. hermes daha sonra ay'a çok yavaş ilerlemesini, uykuya da olan bitenden kimsenin haberdar olmaması için bütün insanları uyku mahmurluğunda tutmasını emretti. aldatıldığının farkına varmayan alkmene, pterelaos'un oikhalia'da nasıl bozguna uğradığını büyük bir zevkle zeus'un ağzından dinledi ve kocası sandığı kişiyle otuz altı saat süren o gecede birlikte oldu. ertesi gün, alkmene ile birlikte olmaya can atan amphitryon zafer sarhoşluğu içinde evine döndüğünde eşinin kendisini, beklediği kadar sıcak karşılamadığına şahit oldu. hatta kocasına dönerek 'dün bütün gece gözlerimizi bile kırpmadık' diye şikâyet etti ve ekledi, 'herhalde benden kazandığın zaferin hikâyesini ikinci kez dinlememi beklemiyorsun?'. bu sözlere bir anlam veremeyen amphitryon, olan biteni anlamak için kâhin teiresias'a danıştı. kâhin de ona, eşinin kendisini zeus'la aldattığını söyledi. kıskançlıktan dolayı tanrıların gazabına uğramaktan korkan amphitryon bunun üzerine alkmene ile birlikte olmaya cesaret edemedi. bu olaydan dokuz ay sonra zeus, olympos'ta bir gün boş bulunup, yeryüzünde şu an doğmak üzere olan bir erkek çocuğunun dünyaya geleceğini, ona 'hera'nın şanı' anlamına gelen herakles adının konulacağını ve bu kişinin ileride perseus kavmine hükümdar olacağını büyük bir gururla anlatmıştı. bunun üzerine hera, hemen zeus'un yanına giderek ondan, perseus kavminde akşam karanlığı çökmeden önce doğacak ilk çocuğun büyük kral olacağına dair yemin etmesini istedi. zeus, asla geri dönemeyeceği yeminlerinden birini daha eder etmez hera çabucak mykene'ye gitti ve burada kral sthenelos'un o sırada hamile olan eşi nikippe'nin doğum sancılarını başlattı. tanrıça hemen sonra thebai'ye giderek, kıyafetini ilikleyip parmaklarını birbirine kilitleyerek, alkmene'nin kapısının önünde bağdaş kurup oturdu. amacı herakles'in doğumunu geciktirip, o sırada annesinin karnında henüz yedi aylık olan sthenelos'un oğlu olan eurystheus'un doğumunu çabuklaştırmaktı. bunun sonucunda herakles eurystheus'tan bir saat sonra dünyaya geldi ve ertesi gün de ikiz kardeşi, alkmene'nin amphitryon'dan olan oğlu iphikles doğdu. buna karşın bir grup yazar, iphikles'in değil de herakles'in bir gece sonra dünyaya geldiğini; diğer bir grup ise alkmene'nin ikizlere aynı gece hamile kaldığını ve dolayısıyla her ikisinin de aynı gece dünyaya geldiğini, baba zeus'un da doğum yatağını tanrısal olarak aydınlattığını iddia eder. ilk başta herakles'e alkaios ya da palaimon adı verilmişti. hera olympos'a döndüğünde doğum tanrıçası eileithyia'yı alkmene'nin kapısına bırakarak genç kadının doğumunu nasıl geciktirdiğini büyük bir gururla anlattı. bunun üzerine büyük bir öfkeye kapılan zeus, hera'nın kendisine yaptığı oyunu görmemesini sağlayan büyük kızı ate'ye lanet okuyarak onun bir daha olympos'a gelmesini yasakladı. kızını saçlarından tutan zeus bununla da kalmayarak onu yeryüzüne gönderdi. her ne kadar zeus verdiği sözden geri dönememiş ve perseus kavminin başına herakles'in geçmesini sağlayamamışsa da hera'ya, eurystheus'un herakles'e vereceği on iki görevin yerine getirilmesi halinde onun bir tanrı olacağına dair ikna ettirmeyi başarmıştı.

    zeus'un niobe de dahil olmak üzere diğer sevgililerin aksine .alkmene, zeus tarafından sırf gönül eğlendirmekten ziyade, - aslında genç kadın, güzelliği, soyluluğu ve bilgeliği ile diğer kadınların hepsini geride bırakıyordu - tam aksine tanrıları ve insanları yok olmaktan kurtaracak kadar güçlü bir evlat sahibi olmak amacıyla seçilen bir aşıktı. niobe'nin ardından baştan çıkardığı on altıncı ve son ölümlü olan alkmene'den sonra zeus, herakles kadar kahraman bir erkek çocuğu başka hiçbir kadının dünyaya getiremeyeceğini bildiğinden o günden sonra hiçbir ölümlü ile birlikte olmadı. aslında bu, zeus'u o kadar çok onurlandırmıştı ki, sevgilisine kabaca sahip olabilecekken amphitryon'un kılığına girme zahmetine katlanmış ve ona birbirinden güzel sözler söyleyip iltifat etmeyi ihmal etmemişti. alkmene'nin kendisiyle aşk yaşamayacağını bilen zeus, amphitryon'un kılığına girdikten sonra âşığına karkhesia kâsesini hediye etmiş ve genç kadın da bunun bir savaş ganimeti ol-duğunu sandığından hiç tereddüt etmeden kabul etmişti. bu kase, babası poseidon tarafından telebos'a verilmişti.
    bazı yazarlar bizzat hera'nın alkmene'nin doğumunu geciktirmediğini, bunu yapmak için büyücü kadınları gönderdiğini; ayrıca teiresias'ın kızı historis'in, çocuğun dünyaya gelmesi ve onların uzaklaşması için bu kadınları doğum odasından -bu yer thebai'de gösterilmektedir- bir sevinç çığlığı atarak aldattığını anlatırlar, karşın diğer bir grup yazara göre ise, hera adına doğumu geciktirenin eileithyia olduğunu, alkmene'nin sadık dostlarında sarı saçlı galanthis'in ya da galen'in eileithyia'yı şaşırmak için doğum odasından dışarı çıkarak bebeğin dünyaya geldiğini söylediğini ve tanrıçanın yaşadığı şaşkınlıkla bir anda ayağa kalkarak parmaklarını birbirinden ayırmasıyla herakles'in doğduğunu ileri sürerler. buna göre galanthis, amacına ulaştığında kahkahalar atarak planının başarılı olmasını kutlamıştı - ne var ki bu eileithyia'yı öfkelendirmiş tanrıça genç kadını bir gelinciğe dönüştürmüştü. alkmene'nin evini sık sık ziyaret eden galanthis, yalan söylediği için hera tarafından cezalandırılmış ve o günden sonra yavrusunu ağzından doğurmaya mahkûm etmişti. thebaililer herakles'e tanrısal payeler verdiklerinde, aynı zamanda galanthios ismi de verilen ve proteus'un kızı olarak tasvir edilen galanthis onuruna da ritüellerin ilk kurbanlarını sunmayı gelenek haline getirdiler. thebaililer'in söylediğine göre genç kadın herakles'in bakıcısıydı ve herakles onun onuruna bir tapınak inşa etmişti. thebaililer'in anlattığı bu hikaye atinalılar'ın alay konusu olmuştur. onlar galanthis'in bir fahişe olduğunu ve sapık ilişkiler kurduğu için de hekate tarafından cezalandırılarak bir gelinciğe dönüştürüldüğünü söylerler. buna göre; hera, alkmene'nin doğumunu geciktirdiğinde galanthis de tesadüfen orada bulunmuş ve genç kadını korkutmuştu.

    herakles 'in doğumgününün her ayın dördünde kutlanmasına rağmen, bazı yazarlar onun, güneş'in onuncu burca girdiğinde dünyaya geldiğini; diğer bir grup yazar ise doğumun batıya doğru yol alarak orion üzerine gelen büyük ayı'nın bebeğe on aylıkken bakmasıyla -bu olay, güneşin on ikinci burcu terk ettiğinde gerçekleşir- meydana geldiğini ileri sürerler.

    kaynaklar:

    derman bayladı, tanrıların öyküsü
    robert graves, the greek myhts
    philokhoros: fr. 177; ovidius: metamorphoses ix. 285; theokritos: idiller xxiv. 11-12
    aelianus: nature of animals xv. 11; antoninus liberalis
    pavsanias: xi. 11. 1-2
    hesiodos: herakles 'in kalkanı 4 ff. ve 26 ff.; pherekydes, athenaios: xi.7; atheneus xi. 99; plavtos: amphitryo 256 ff.
    homeros, ilias xix. 119 ff. ve 91 ff. ve 91; sicilyalı diodoros: iv. 9 ve 14
    lukianos: theon dialogoi x.
    tzetzes: lykophron 33 ve 932; pindaros: isthmian odes vii. 5.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap