6644 entry daha
  • bu dizideki beşir karakteri kesinlikle sözlükteki erkeklerin sürekli ajitasyonunu yaptığı “efendi erkek” sınıfının lideri. o meşhur “başına ne geldiyse efendiliğinden gelen” çocuk. seven ama kadri bilinmeyen bir yiğit, delikanlı, sadık ve sonunda sevdiğini piç erkeğe kaptıran ama yine de onu sevmeye devam eden mangal yürek; yani beşir sensin, benim, biziz, kaybedeniz.

    efendi beşir’e ve rakibi piç erkeğe yakından bakalım:

    beşir'in tipi eh işte; çirkin değil ama göze çarpan bir yakışıklılığı da yok. adamın duruşunda hiçbir çekicilik yok. tam ajan filmlerinde ajanların kılığına girdiği “silik, akılda kalmayan, kolay unutulacak” birisi. rakibi behlül ise, ondan fiziksel olarak kesinlikle daha iyi durumda. behlül beşir’e göre daha uzun, yüzü daha güzel, vücüdu ise kaslı. burada behlül kazandı!

    beşir'in maddi durumuna baktığımızda pek bir durum göremiyoruz. ırgat hadi havalı tabirle maaşlı çalışan. dahası sevdiği kızın çalışanı! ekmeğini suyunu o kızın arkasını toplayarak kazanıyor. hayattaki pozisyonunda elinde bir ikinci planı da yok. bugün patron kapıya koysa sokakta kalacak gibi. ama koymuyor patron, neden? çünkü beşir iyi bir köle, yemini suyunu ver, sesini çıkarmaz, patrondan çok korur patronun hakkını! hal böyle olunca maddi açıdan beşir’i 10-0 yeniyor behlül. çünkü behlül hayata önde başlamış, iyi kötü maddi gücü yerinde olan bir adama dayanmış, köşklerde büyümüş. yarın öbür gün amcasının yanında direkt genel müdür olarak yeri hazır, oraya girmese de en kötü ihtimal arkadaşlarının falan babalarının şirketinde maaşı dolgun, işi boş bir pozisyon bulur muhakkak; key account manager filan olur. geleceği her türlü parlak adamın. yani beşir’e göre. beşir bu açıdan hiçbir umut vadetmiyor bize. insan cidden utanır, millet dağda çobanlık yaparken okumaya geliyor istanbul’a, beşir resmen istanbul’un orta yerinde doğmuş büyümüş birisi ama olabildiğine vasıfsız!

    eğitime gelirsek, beşir’i. üniversite okuyup okumadığı meçhul, belki açık öğretim filan okuyordur. tamam behlül’e göre bazen daha olgun duruyor ama o kadar. adamın herhangi entelektüel bir birikimini de şuana kadar görmedim. o yaşta adam akşama kadar çalıştığı malikanenin diğer hizmetlileriyle birlikte mutfakta dedikodu yapıyor. ha aaa pardon kendisi çok düzgün birisi olduğu için dedikoduya karşı ama orada onların arasında. özetle kendisini geliştirmek için hiçbir şey yapmıyor. ne bir spor, ne bir hobi... şimdi “aman canım o fakir birisi ve tüm gün çalışıyor, başka ne yapacak” diyenler filan çıkacaktır. bu çok saçma bir bahane, ne fakir insanlar var, hem çalışıp hem okuyan, kendisini bir üst seviyeye taşımak için totosundan ter akıtan. bi okulun ucundan tutsa kendisini illa ki ednan bey’in şirketine atar. valla ilkel ya da değil, kadınlar güçlü erkek görmek ister karşısında. beşir hiçbir güç emaresi göstermiyor. üstelik olabildiğine kırılgan, hassas, çaresiz... bir de behlül'e bakın, iyi okullarda okumuş, öyle pek entelektüel bir adam olmasa da maddi gücü sayesinde görmüş, gezmiş, öğrenmiş. iyi seviyede ingilizcesi var, evdeki dadıdan kaynaklı fransızca sahibi de olabilir. bizim ülkemizde çok önemli olan üniversite eğitimini de alıyor. e daha ne olsun? behlül yine önde.

    sosyal çevreye bakarsak beşir yine sınıfta kalıyor. beşir'in hiç arkadaşı yok, etrafında onunla ilgilenen tek kız ise ayrı bir ezik ötesi cemile; hiçbir rekabet duygusu oluşturacak kız değil. beşir'in yakın bir erkek arkadaşı da yok. etrafında onu seven, sayan yaşıtı bir topluluğun parçası değil. oysa behlül'ün öyle ya da böyle bir arkadaş çevresi var takıldığı. insanoğlu sosyal bir varlık. ve sosyal çevresi olan insanlardan daha çok etkilenmesi de normal. sosyal çevresinde kabul görmüş insanlar her zaman çekicidir. en başta rekabet duygusu yaratır, yanında first lady olma hayali kurdurur. ilkel anam ama işte var. inkar edemeyiz. ay ama durrrr beşir'in bir sosyal çevresi var; mutfak çetesi. ortalama 50 yaş, işleri güçleri boş muhabbet olan, kendilerini patronlarının ailesi sanan ve hayatta yüksek gayesi olmayan bir grup. en yüksek emeli olan cemile, o da kocaya kaçma derdinde. kıskançlıktan patladığı kızla ilgili tek yaptığı büyülerden filan umut beklemek. git 2 okul oku? yok. o kadar yüksek emel taşıyamaz. yine istanbul’da sosyetenin orta yerinde yaşayan bir aile için çok kötü. köyde evine almanca akrabası gelen bile daha çok şey öğrenir o almancıdan her sene. çehov bunlara kasaba insanı der. hiçbir yüksek emeli olmadığı için çaresizlik ve kendi pisliği içinde yaşayıp gider. valla insan ortamda 3 gün kalsan 4. gün bilek kesersin. patroncu, iş bilmez, dedikoducu ama ne? iyi niyetli!!! ah canım. işte beşir, sadece cemile gibi bir kızın sevebileceği sosyal çevreye sahip. olgunlaşmamış, herhangi bir ideali olmayan, mutfakta dediko yapıp nefret ettiği insanlara hizmet etmeye mahkum kızların idealindeki koca olur beşir.

    cinsel çekime gelelim, herhangi biriniz cafe’de görse beşir’den elektrik alır mi? ben alamam valla. adam belli ki bakir daha. ne bir sevgilisi olmuş ne de olabilecek potansiyeli var. biraz da sevdiği kızla sevişmeyecek kadar namuslu bey imajı çiziyor. hiçbir kadın sevmez bunu emin olun. böyle namus timsali gezen adama ne yapılır biliyor musunuz? onun istediği gibi karşılık verilir, ona namus satılır, ama gidip behlül’le çatır çatır sevişilir. belli ki dizideki kadınların pek çoğu da öyle yapmış, yapmak istiyor. bu fazla sevişmiş hali de bir çekim yaratıyor. insan biraz da birinden etkilenirken onun potansiyel partnerleriyle (yeni ve eski) kendisini kıyaslar da onların içinden öne çıkıp seçilmek ister. "bak o kadar talibi var ama en kaptım" psikolojisi olur. şimdi bu beşir'e kim bunu desin? onu cemile'den kaptı diye mi sevinsin kadınlar? libido killer! oysa behlül’e bak, şaka ya da ciddi adam etrafındaki 7'den 77'ye tüm kadınlar ile de flirty. şimdi kim istemez herkesin beğendiği adamı yatağına almak? sen de herkesin beğendiği kadınla yatmak istersin değil mi? kaybettin yine beşir.

    aura, beşir'de negatif bir aura var. kendinden emin değil, aşırı "ahlakçı" dedik, aşırı "ama ben seninle ciddi düşünüyorum" havası var dedik. evlat olsa çekilmez. oysa insanlar biraz daha rahat insanları sever dedik. sevişme istediği bırakmaz bu dedik. bak behlül'e, adam o kadar rahat ve enerjisi yüksek ki kimse ona gıcık olamıyor. herkes seviyor, her ortamda "aranan kan" oluyor. arkadaş ya da partner, behlül ortamların aranan insanı. beşir ise anca işte yılda 1 kere aklımıza gelecek aşırı gururlu, aşırı onurlu, aşırı hassas birisi. bize kendimi kötü hissettirmekten başka bir vasfı yok. yine olmadı beşir! bir sonraki maddeye git!

    - beşir iş bilmeyen bir romantik. kendisine her fırsata “s e n b e n i m e n i y i a r k a d a ş ı m s ı n” diyen kıza fino gibi sürekli hediyeler, çiçekler filan alıyor. kusura bakmayın ama bu gurursuzluktur. kadın mı bitti? seni istemiyorsa gazla gitsin kanka? o seni çok üzülüyor zannetsin. bak behlül’e, adam terkettiği kadının düğününe gidiyor, çiçek yolluyor filan. sürekli karışık mesajlar verip kafa karıştırıyor ama hayatında da birileri olduğunu gösteriyor. resmen “catch me if you can” diyor. kim gitmez ki şimdi?

    şimdi bu kadar olumsuz yanına rağmen beşir neden seçilebilir? nedir onu iyi bir partner yapabilecek?

    -seviyor. adam belli aşık, deli aşık.
    - efendi. sesi soluğu çıkmaz, vur kırbacı yönet. çocuğa baksın, yemek yapsın, işlere yardım etsin filan. tam uygun.
    - iyi birisi!

    evet bu kadar. derine insen herkeste var bunlardan. kimseyi özel yapacak şeyler değil.

    başka? başka bir şey yok. o yüzden de kaybetmeye mahkum. o yüzden beşir kendisine kadın eli bile değmeden, dertten çileden verem olacak birisi. sırf sevdiği kız üzülmesin diye hayatını iyice bok edecek, onu başkasına kaptırdığı gibi bir de kaptırdığı adamın ne mal olduğunu söylemeye götü de yemeyecek bir çocuk. he çok iyidir. ama kaybetmeye mahkum işte.

    neden kaybetmeye mahkum beşir? çünkü tembel bir göt olduğu halde, bir şoför olduğu halde gidip dadılarla büyümüş, bir dediği iki edilmemiş, yurt dışında okutulacak, yabancı okullarda okumuş babasının biricik kızı, psikopat da olsa eli yüzü düzgün, hatta hoş ama hiçbir klasmanda beşir’le eşleşmeyecek bir kızla ilgili hayallere kapılıyor. baksa etrafına belki komşu köşkte güzel bir hizmetçi bulacak kendisine denk, ama olmaz. beşir iyi birisi ve en iyisine layık olduğunu düşünüyor içten içe...

    bu hikayede sadece behlül değil, azıcık düzgün her profil beşir'den daha çok talep görür. beşir de dışarıda kabettiği her müsabaka için gelip sözlükte kadınlara hakaretler içeren yazılar yazar. neden? çünkü kendisi iyi olduğu halde sevdiği kız onu seçmedi.

    beşir'e iyi bakın bence, onun gibi olmamak için uğraşın. rakibiniz behlülse şayet, kaybetmeyi de kabul edin. kaybeden insandan daha iticidir kaybetmeyi binbir bahane ardına saklayan ve gerçekle yüzleşemeyen insan.
2830 entry daha
hesabın var mı? giriş yap