40 entry daha
  • kendi çapımda 10k (max 13k) antremanları yaparken, kendimi 21k içinde; yanlış ekipman ve mevcut sakatlıkla bulmama rağmen becerdigim hede. ölüyorum sandım evet. ha bi de yarımı bu. neyse.

    aşılamayan şeylerden biri benim için pişik konusu. askılı domnyos (dechatlon) ürünlerini kullanıyorum tekstil olarak ama 10k ustune çıkınca oluşan pişik konusunu (kol altinda) aşamadım (izmir sıcağı sorunsalı) belki de yarim kollu bir atletle mi koşmak lazım acaba? askiliyla koşan çok nadirdi.
    yarı maratondaki sorunumun yarısı bu pisikle ilgiliydi. kalan yarisi ayakkabı...

    ayakkabı çok çok uygunsuzdu. hemen yeniledim zaten sonrasında ama, ayak parmaklarıma bisey oluyor 10k sonrası... uyuşuyor gibi, karincalariniyor gibi. bişey var, ama çözemiyorum. bir ihtimal sürtünmeden olabilir gibime geliyor.

    ultra maratoncu bir hatun var. onun yarış sonrası bir karede ayak parmaklarını ve bileklerini flaster gibi biseylerle sarmış olduğunu gördüm. şunu diyorum acaba sürtünmeyi kesip, su toplama vs şeylerin mi önüne geçiyor bu flasterler? (edit: kinezyo bant imiş, arastiriyorum)

    bu tip küçük ve önemsiz görünen, ama parkurda müthiş önemli hale gelen şeyler; benim gibi yeni başlamış, herhangi bir antrenör hizmeti almayan ve bir gruba dahil olmayan koşucuları gerçekten zorluyor.

    onun haricinde çok güzel. zorlamak güzel, başarma hissi güzel, bedene faydalı bisey yapıyor olmak güzel, finishte eşini ve çocuğunu heyecanla zıplayıp tezahürat yaparak karşılarken bulmak ve cok duygulanıp o son metreleri salya sümük ağlayarak koşmak güzel (yaptım bunu, evet)

    koşun, koşturun. at gibi koşmak, koşabiliyor olmak çok güzel ^_^

    (değindiğim konularla ilgili bilgisi olana bi yeşil mesafedeyim)
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap