2026 entry daha
  • aldous huxley gibi iyi yazarlardan biri der ki "psikolojiyle tıbbi açıdan her zaman ilgim oldu çünkü psikiyatri sayesinde insan ruhunun bilinmeyen köşelerini inceleyebiliyoruz. romancı olarak buna ilgi duyuyorum. eğer gizlilik gibi bir engel olmasaydı, bir romancı psikiyatr olup hastalar üzerine yazmak ideal bir durum olurdu. ahlak dışı bir şey olurdu tabi bu. âmâ bunu yapan romancının çok para kazanabileceğini düşünüyorum" baba bu röpörtajı 1960'ta yapmış ilgilenenler buradan izleyebilir söyleşinin tamamını. gülseren budayıcıoğlu'nun yaptığı tam da huxley'in ifade ettiği romancı tipi çok para kazandığı aşikar,kazandığı parada da gözümüz de yok ancak yaptığının kendi içinde ahlaki olarak nasıl izah ediyor ,bunu kendisine sormak isterdim. bir hasta hikayesini anlattığında define bulmuş bir grup yağmacı gibi mı hissediyor kendini, o gözle mi dinliyor hikayeleri bir yağmacı gibi bu hikâyeden ne fayda sağlarım gibi mi düşünüyor. kendisinin röportajlarını dinlediğimde hissettiğim bu yönde bir tip olduğu, psikoloji alanında akademik anlamda entelektüel derinliği ve günceliği olmayan salt psikolojinin önemli temellerini atan, ancak yöntemleri itibariyle bir o kadar eleştiri alan sigmund freud'un nerdeyse bir yüz yıl önce yayımlamış olduğu psiko seksüel kuramla her şeyi izah etmeye çalışıyor ki bunda yeni hiçbir şey yok. bizim gibi psikiyatriste gidenlere deli gözüyle bakılan bir toplumda, bu dizi toplumun mevcut bakışını güçlendirmekten yana başka bir alternatif sunmuyor ve kanımca tamda bu sebepten toplum tarafından hanım efendinin her işi tutuyor.
6716 entry daha
hesabın var mı? giriş yap