7 entry daha
  • bundan 2 yıl öncesinin karlı bir kış gecesinde yurtta otururken telefonum çaldı. universiade'de birlikte çalıştığımız, bir aylık süre zarfında yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediği ama sonrasında organizasyon bitince doğal olarak koptuğumuz izmirli bir arkadaşım arıyordu. liseden arkadaşlarını görmek için odtü'ye gelmişti, şimdi de çarşıda oturuyordu. gel dedi görüşelim. ben ise o sıralar isa demiray yurdunda kalıyordum. bu yurtlar odtü'nün diğer yurtlarına göre daha konforlu olsalar da odtü'nün merkezi sayılan çarşıya uzak kalıyordu ve mevzubahis gecede yerlerde dize kadar kar vardı. doğal olarak üşendim ama arkadaşımı da uzun zamandır görmemiştim zorladım kendimi giydim gocuğumu, ayağıma da geçirdim kocaman izci botlarını yollara düştüm.

    kar görmedik bir egeli olarak buz tutmuş yollarda yürümekte epey zorlansam da, o gece garip bi şekilde düşmedim, hatta kaymadım bile. içimden "lan artık alışıyorum galiba karda yürümeye" diye geçirdiğimi hatırlıyorum. aslında o zamandan anlamalıydım o gece kötü şeyler olacağını. neyse efenim yürüdüm yürüdüm, basketbol sahalarının yanından geçerken bir anda arkamda çok yakından gelen köpek havlamalarını duydum. çevirdim kafamı, en az 6 köpek son hız üzerime koşuyorlar aramızda bi kaç metre ya var ya yok. şimdi yanlış anlamayın ben öyle köpekten korkan bir insan değilim. küçüklüğünden beri sayısız köpek beslemiş ve de (o geceye kadar) hiç köpek tarafından kovalanmamış birisi olarak köpekten korkmam abes olurdu zaten. amaaa, aması var işte, üzerinize koşan kalabalık köpek grubunu görünce köpekten korkup korkmamanızın bi önemi kalmıyor, topuklar götünüze vura vura kaçıyorsunuz. tabii nereye kaçıyorsun yerde dize kadar kar var. yetişti köpekler, zaten ben onları farkedesiye hızlarını alıp gelmişlerdi, ben dezavantajlı başladım yani yarışa. yoksa karda, çimde kumda farketmez, hiç bi köpek yakalayamazdı beni o göt korkusuyla kaçarken. kimi köpekler yanımda koşuyordu arada da paçamdan kapmaya çalışıyordu itler. neyse ki o sırada büyük spor salonundan çıktıklarını tahmin ettiğim bi kaç kişi yetişti imdadıma, kovaladılar köpekleri. bana da geldiler geçmiş olsun dediler sağolsunlar ama eklemeden de geçmediler "hocam köpek kovalarsa kaçma, daha çok azıyorlar. onlar öyle havlar havlar bi şey yapmazlar sen yavaça uzaklaş bi dahaki sefere" diye. şimdi tabii bana yardım etmiş olan insanlar hakkında böyle konuşmak hoş değil ama, bre godoş, bre puşt ben bilmiyom mu bizim okuldaki uyuz köpekleri. öyle havlar dururlar bi numara yok ama sana da öyle organize saldırsınlar da seni bi de ben göreyim nası kaçıyon. tabi demedim böyle, teşekkür edip ayrıldım.

    çarşıda arkadaşımla buluştum. konuştuk ettik ama kafam hep köpeklerde, kendimi böyle gururu kırılmış gibi hissediyorum garip bi şekilde, sanki biri bana posta koymuş da karşılık verememişim gibi. çok oturmadık arkadaşımla, vedalaştık. ben de yurda dönüş yoluna düştüm. tam o sırada da okulun içindeki sinemadan çıkmış insanlar gruplar halinde çarşıya doğru yaklaşıyordu. tam çarşının karısındaki otoparka dogru girerken aynı köpek grubunun oraya konuşlanmış olduğunu gördüm. itler beni bellediklerinden midir nedir kalktılar hemen hırlayarak geldiler üstüme. ama ben de dellenmiştim bi kere köpeklerin anasına (ve avradına) sövmeyi ihmal etmeden üzerlerine koştum, ve gururla söylüyorum efendim kovaladım köpekleri. muzaffer bir komutan edasıyla çarşıdan yaklaşan insanlara döndüm yüzümü hakettiğim övgüyü almak ve tevazuyla karşılık vermek için. ama beklemediğim bi şekilde insanların yüzünde garip, hafiften de korkmuş bir ifade vardı. atkımı yüzüme iyice sardım, hızla uzaklaşarak karanlığa karıştım. şimdi yalan söylemiyim o günden beri bi kere bile olsun "bizim okulda biri varmış tek başına 6 köpeği kovalamış" konulu bi muhabbete şahit olmadım, ama eğer siz duyarsanız veya o gün bu olaya tanık olduysanız, evet o 6 köpeği kovalayan isimsiz kahraman bendim..
91 entry daha
hesabın var mı? giriş yap