12 entry daha
  • analitik psikolojide çok önemli bir yeri olan gölge kavramı, kişinin bilmeyi tercih etmediği, bastırılan ya da reddedilen tarafını tarif etmek amacıyla kullanılan bir terimdir. gölge; kişiliğin gizli, bastırılmış, değersiz ve günahkar yönlerini ve de aynı zamanda uzun süre gömülü kalan veya hiç bilince erişmeyen içgüdüleri, yetenekleri ve ahlaki niteliklerini içermektedir. gölge kısmen adi, ilkel, uyumsuzdur yani tümüyle kötü değildir. çocuksu veya ilkel nitelikler içerse bile hayat verici ve insan varoluşunu renklendiren şekildedir. ancak uzlaşmak çok zordur. en büyük güç, gölge yanların kabulü ve onların benliğin bileşenlerine dahil olmasıyla gelir. yani gölge arketipi, bilinçdışının bir parçasıdır. dolayısıyla bu karanlık taraf bilinçli tarafla bir bütün haline gelmelidir. aksi takdirde kişi bireyleşme sürecini tamamlayamayacaktır.

    ''bir birey kendi gölgesini görebilmek için bir girişimde bulunduğunda, kendisinde bulunduğunu inkar ettiği ama başkalarında bol bol gördüğü özelliklerin, bencillik, zihinsel tembellik ve dağınıklığın, gerçek dışı hayallerin, utanç ve kötü niyetlerin, dikkatsizlik ve korkaklığın, para hırsının ve ihtirasların, kısaca kendi kendine ‘hiç önemi yok, bunu kimse fark etmez, ayrıca herkes yapıyor bunu’ dediği küçük günahların ayırdına varır-çoğu kez de bu nedenle utanır.

    eğer bir dostunuz sizi bir kusurunuz nedeniyle eleştirdiğinde içinizden bir öfke kabarıyorsa, tam o noktada bilincinde olmadığınız gölgenizin bir parçasının bulunduğundan emin olabilirsiniz.

    gölgenin dost mu düşman mı olacağı kendimize bağlıdır. gölge her zaman bir iç düşman değil, tıpkı birlikte yaşanılan diğer bütün insanlar gibi, durumun gereğine göre bazen boyun eğerek, bazen direnerek, kimi zaman da severek birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir varlıktır. gölge görmezden gelinir ya da yanlış anlaşılırsa düşmanlaşır.''

    carl gustav jung - man and his symbols

    insan, dünyaya bedensel ve ruhsal bir bütün olarak gelmiştir. fakat toplum, ironik olarak insanın bu bütünün tek bir tarafını yaşamasına izin vermektedir. bu sebeple toplum tarafından kabul görmeyeceğini düşündüğümüz her türlü şeyi isteyerek veya istemeyerek bilinçdışına itiyoruz. yani bu sebeple her insanın bir gölgesi vardır. gölgemizin farkına varmamız persona tarafından engellenmektedir. jung, bizi toplum içinde görünmek istediğimiz biçimde sunan persona arketipini başkalarıyla iletişime geçtiğimizde taktığımız maskeler olarak tanımlar. ne kadar parlak bir persona ile tanımlanırsak gölgemiz de o kadar karanlıktır. personamız ne kadar sağlam ve katı ise gölgemiz de o kadar koyudur. tam da bu nedenle gölge ve persona dengeleyici bir ilişki içindedir.

    (bkz: carl gustav jung)
    (bkz: arketip)
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap