3 entry daha
  • kitabını okumadım ama filmi de yeterince ilgi çekici. subjektif bir anlatımla toprakçılığa kayan hikayesinde beşamel sosu niyetine mizah var. jiri menzel de değişken bir görsel yapı kullanmış. zaman zaman saygı duruşu mahiyetinde sessiz dönemi hatırlatan estetik baskın geliyor. aslında filmin genelinde de müziğiyle, oyunculuğuyla bu estetik anlayışı hakim. cinsellik, kadın, komunizm, nazizim gibi geniş bir yelpazede seyreden senaryosu da, ironik diyaloglara ve hicveden bir yapıya sahip.

    hikayeyi de kısaca özetlersek filmde, dite isimli bir gencin hayatı anlatılıyor. dite milyoner olmayı hedefleyen ortalama bir garson olarak başlıyor ve gittikçe yükseliyor. ancak yükselse de bir türlü olgunlaşmıyor, eriştiklerine de zaten doğru yerde doğru zamanda olması sayesinde erişiyor. aslında diğer bir deyişle film dite'nin olgunlaşmasını da anlatıyor.
    dite'yi canlandıran oyuncu da oldukça iyi bir iş çıkarmış ki kendisi hem görünümüyle hem de mimikleriyle filme farklılık katan en önemli etkenlerden bir tanesi. velhasılı kahkahadan kişnetmeyen ama dudaklara şöyle bir bruce willis gülüşünün yayılmasını sağlayan mizahıyla, iyi bir film.

    unutmadan, dite çekce'de çocuk demekmiş.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap