895 entry daha
  • rastlamış olanlarınız farketmiştir, oyunun taktik kısmıyla ilgili birkaç entryde ufak bilgiler paylaştım. hatta duran toplarla (bkz: #142619910)ilgili yazdığımı "debe"ye ve" ekşişeylere" sokmuşssunuz.(tşkler) bu irili, ufaklı paylaşımlar aslında bir puzzle'ın parçalarıydı. işbu entry ile artık parçaları birleştiriyorum.

    ==futbol felsefemiz ve taktik anlayışımız==
    1-pozisyondan(topa sahip olmaktan) ziyade, boşluğu(space) kontrol eden.
    2-mümkün olan, en hızlı şekilde, en az pas ile dikine atağa kalkan
    3-topu kaptırınca şiddetli bir karşı-pres(counter-press) ile mümkünse rakip kaleye en yakın şekilde topu kazanan.
    4-ve göze hoş gelen (bol gol atan) yani kısaca "high octane football" kısaca "hof"
    (bu dört prensiple taktiğimizi şekillendireceğiz.)
    football manager , oyun felsefemi profilime böyle aktarmış.görsel

    ==high octane football işe yarıyor mu?==
    takımsız olarak oyuna başladım, yarım sezon antalyaspor sonrasında kume düsme hattindaki west ham united'ı çalıştırdım. görselpaylaştığım görselden de görüleceği üzere işe yaramış gözüküyor. 25 golle en az gol yiyen ve 109 golle en çok gol atan takımız. ama dikkatinizi çekmek istediğim asıl istatistik kalesinde en az şut gören(273) takımız. felsefeyi oturttuğumuz ilk sezonda, premier lig ,şampiyonlar ligi şampiyonu olduk, fa cup ve community shield cup'ı aldık. carabao cup'tan maç yoğunluğunu azaltmak için 18 yaş altı /yedek oyuncu karması ile çıkıp, kıl payı çeyrek finalde (uzatmalarda) aston villa'ya elendik. (nazar boncuğu) kariyer detaylarının önemi yok o yüzden burada kesiyorum. ne kazandigimin bi onemi yok. zaten kariyer yazisi da degil

    ==taktik giriş==
    gerçek hayatta ,teknik direktörlerin oyuna müdahale edebildiği, önceden çalışabildiği belli sekanslar vardır. savunma(out of possession) ve topun üçüncü bölgeye(hücum bölgesine) taşınması(transition) ve duran toplar benim sorumluluğumda, üçüncü bölgede ne yapılacağı ise oyuncuların.

    ilk sezonumda west ham düşme hattına yakın bir yerde seyrettiği için, elde ki oyunculara göre bir taktik kurguladım. sonrasında high octane football'u takıma entegre etmeye başladım. zaten " hof" oynayabilmek için belli bir takım dna'sına ve oyunculara ihtiyaç duyuyorsunuz. ayrıntısını bu entryde yazdım.(bkz: #142049351)

    ilk sezon ile high octane football'u (hof) oturttuğum sezonu karşılaştırmalı olarak yazacağım.

    ==savunma istatistikleri==
    datahub'dan yararlanarak iki sezonu karşılaştıralım.
    ilk sezonun defensive actions haritası görselde paylaştım. görsel görüldüğü üzere %40 defansif eylemlerimiz(tackles,blocks,interceptions,clearances) kendi ceza sahamız içinde gerçekleşiyor.
    ilk sezonki possesion gain görselini paylaşayım.görsel topu kendi birinci (defansif) bölgemizde kazanabiliyoruz. bu durum, taktiksel bir tercih de olabilir. ama benim oyun felsefeme uymuyor. biz topu mümkün olduğunca önde kazanmak istiyoruz.

    hof felsefesine geçtiğimizde defensive action haritası=görsel
    hof felsefesine geçtiğimizde possesion gain haritası=görsel
    defensive action haritasından görüldüğü üzere kendi ceza sahamızdaki müdahaleleri%28'e kadar düşürmüşüz. possesion gain haritasına baktığınızda ise ;ilk sezonla karşılaştırıldığında bariz biçimde felsefeye uygun olarak rakibi daha önde karşılayıp, topu kendi kalemizden daha uzakta kazanmaya başlamışız.

    ==geçişler (transition) istatistikleri==
    datahub'da geçişler için baktığım iki harita var.
    ilk sezonun possesion lost haritası=görsel %13 top kaybı yapmışız kendi ceza sahamız içinde. demekki defanstan çıkışlarda sıkıntı yaşıyoruz. bu sorun illa "play out of defence"(defanstan pasla çıkmak?) komutu yüzünden olmayabilir. oyun, kalecinizin topu ileri şişirmesi de top kaybı istatistiğini ceza sahası içinde sayıyor. yine de ilk sezon için fena sayılmaz. top kaybının çoğunu ikinci bölge olan orta sahada yapmışız.
    ilk sezonun passes attempted haritası=görsel yine ilk sezon için fena olmayan bir harita. hazırlık paslarımızın normal olarak ikinci bölgemizde ağırlıklı.

    hof sezonu possesion lost haritası=görsel gerçekten ilk sezona göre büyük gelişim var. kendi üçüncü bölgemizde toplam %14(7+7) top kaybı yapmışken, bu sayı ilk sezon %21(13+8)'di. hatta ilk sezon kendi yarı alanımızda toplam %46'iken, bu rakam hof sezonunda %36'a düşmüş. top kaybını ne kadar karşı kaleye yakın yapıyorsak, o kadar rakip yarı sahasında oynuyoruz demektir. dikkatli gözlerden kaçmamış olabilir. top kaybımız fazlalaşmış. ama bu maksatlı bir tercih. entry devamında detaylandırırım.

    hof sezonunda passes attempted haritası=görsel ilk sezona göre daha az pas yapmışız ama daha ilerde bu pasları yapmışız. bu da tam da oturtturmaya çalıştığımız sistemin çalıştığını gösteriyor. ilk sezon 703 pasın sadece %29 rakip yarı sahada yapılmış iken, hof sezonunda 692 pasın %36 rakip yarı sahada yapılmış. sonuç olarak high octane football anlayışımıza uygun olarak dikine, en az pasla rakip kaleye yönelmişiz. benim sorumluluğumdaki savunma ve geçişlerin felsefeye uygun hale geldiğini veriler ortaya koyuyor.

    ==taktik diziliş==

    ==in possesion(top bizdeyken)==görsel
    amacımız dikine, hızlı, önde baskı isteyen, seyir zevki yüksek bir oyun olduğu için mantalite positive veya üstü bir komut seçilmeli. ben tercihimi pozitiften yana kullandım. diğer daha yüksek mantaliteler maçların gidişatına göre artırmak her zaman bir seçenek.

    attacking width ve final third ayarları boş. en başta dediğim gibi, üçüncü bölgede ne yapacakları oyuncuların sorumluluğunda. aslında boş bırakmak, maç içi taktiksel manevralarımı da artırmış oluyor. attacking width; eğer rakip dar bir savunma hattı kuruyorsa oyunu genişletmek için, daha geniş seçeneklere geçiyorum. oyunu genişlettikçe takımınız topu kanatlara atmaya yönelir. böylelikle ara kanallar açılmış olur. bu kanallar nedir? bunun içinde five channel entryime bakınız.(bkz: #132416009)

    merkezde bir zafiyet görüyorsam veya top kayıplarım yüzünden maçın momentumu rakibe geçiyorsa bu sefer daha dar seçeneklere yöneliyorum. oyuncular birbirine daha yakın olduğunda, pas isabeti artıyor, pas yönelimleri merkeze kayıyor ve topu kaptırdıklarında birbirlerine yakın oldukları için gegenpressin etkisini artırmış oluyorum. okuduğunuz üzere aslında genişlik rakibe göre değiştirilmesi gereken bir mevzu.

    final third komutları da rakibe ve skora göre değişkenlik gösteren ayarlar bütünüdür. fm22'de pozisyonel futbol, tiki-taka oynamıyorsam work ball into box kesinlikle seçmiyorum. hof felsefesine en aykırı komut. amacımız ; work ball into box ile top çevirmekten ziyade ,dikine, en az pas ile, mümkün olan en yüksek hızla rakip kaleye gitmek

    tempo artıkça, oyuncunun karar verme süresi azalır ve ayağından topu daha çabuk çıkarır. hızlı temponun avantajı, rakibin yerleşmesine izin vermeden topu hızla üçüncü bölgeye taşınması, böylelikle rakibi tek ayak üzerinde yakalamak. zaten oyun anlayışımıza adını veren unsur hız. bu özelliği de maçın durumuna göre değiştirmiyor değilim. örneğin, kaleye çok şut gönderiyorum; fakat gol bulamıyorsam bunu sorumlusu tempodur. work ball into box seçeneği yerine tempoyu high seviyesinden standart seviyesine düşürüyorum. çok şut çekip az gol atıyorsanız, bilin ki oyuncularınız tempoya ayak uyduramıyordur.

    son olarak "pas"a değinelim. görüldüğü üzere standart olarak bıraktım. pas komutlarını oyuncuya ve mevkiye özel seçmek gerçekten taktik seviyeyi yukarı çıkarıyor. buna fm-guruları "creative-pass" diye adlandırıyorlar. pas ile ayrıntılı entry yazmıştım. buyrun.(bkz: #142064122) taktikle ilgili ayarlarım ise oyuncu komutlarında anlatacağım.

    son olarak "play out of the defence" ve "pass into space" komutları olmasa da olurdu. rakip bana önde basıyorsa görseldeki gibi görsel bu komutu kaldırıyorum. "pass into space" komutunda is eğer rakip kendi yarı alanında bekliyor ve herhangi bir boşluk bırakmıyorsa bu seçeneği de kaldırıyorum.

    ==transition (geçiş)==
    gegenpress ve counter seçili. rakip şiddetle önde basıyorsa kaleci dağıtımını kaleciye bırakıyorum. baskı görmüyorsam(ya da yeterince adamla rakip basmıyorsa ) ball playing defence rolundeki adamıma atıyorum. bu arada counter ile pass into space komutları arasında bir sinerji vardır. ikisini aynı anda kullanıp, kapamak gerekiyor.

    ==out of possesion==görsel
    "hof" uygulanmasını mümkün hale getiren sekans burası. line of engagement(loe) ve defensive line(dl) ile başlayalım. "loe"; rakibe baskıyı nerede başlatacağınız, "dl" ise defans çizginizi nerde tutacağınızı belirler. loe ve dl arasında kalan bölge savaş alanınızdır. bu kısma geleceğim.

    oyunda her oyuncunun göremediğiniz bir pres başlatma çemberi vardır. bu çember , trigger press ayarı ile çapı büyür veya küçülür. ayrıca fm22 ile beraber kötü ilk dokunuş, sırtının kaleye dönük olması, saha çizgisine sıkışmış olması gibi (daha var) çeşitli pres tetikleyicileri de oyuna eklenmiş durumda. fm21 oynayanlar bilir press intensity ibaresi press trigger olarak değişti. arayüzde bir sözcük değişmiş gibi ama arayüzün altında değişen çok şey var aslında.(başka entry konusu)

    "hof" prensiplerini göz önüne alarak ; loe ve dl arasındaki savaş bölgemiz ne kadar dar ve önde olursa, ve oyuncu pres çemberleri ne kadar geniş olursa, rakibe baskımızda o kadar şiddetli ve yıldırıcı olur. hemen bu arada çok ilginç bir istatistikler paylaşayım. görsel ligin en az foul yapan ve en az kart yiyen takımlarından biriyiz. buna karşılık ligin en başarılı tackle, en fazla interception (ki asıl amaç buydu), en az gol yiyen, kalesine en az şut çekilen takımıyız. yani kısaca karıncayı öpmüşüz ama beline zarar vermemişiz.

    "loe" much higher yerine high olmasının sebebi topu kapınca rakip kalenin önündeki boşluktan yararlanmak. much higher ayarı rakibi kendi kalesine fazla gömüyor, bir nevi kalenin önüne otobüs çekmelerine yardımcı olmuş oluyoruz. hatta kapanan takımlara karşı "loe" seviyesini standarta çektiğim oluyor.

    "dl" much higher ise biraz fazla cüretkar duruyor farkındayım. göbek tandeminizde gerçekten iyi oyuncular bulunmalı. acceleration,pace, jumping , anticipation, concentration,positioning minimum (premier lig için) 14+ olmalı. "hof" göre savaş alanını mümkün olduğunca önde kurmam gerekiyor ve bu riski alıyorum. offside trap'le beraber önce yaradana sonra oyunculara kaderimizi bırakıyoruz.

    trigger press much more often ve tighter marking seçenekleri ile dar savaş alanında yıldırıcı bir baskı ile sürekli rakibin ensesindeyiz. markinge biraz değinelim. oyunda 3 çeşit marking var.
    -opposition instructionda rakip oyunculardan birine ait markaj komunutunu seçerseniz. o rakip oyuncu, kendi takımınızdan hangi oyuncunun sorumluluk sahasına girerse o oyuncunuz marke eder.
    -personel instructiondaki daha belirgin. seçtiğiniz oyuncunuz, belirlediğiniz rakibi veya (belirmediyseniz) kendi sorumluluk sahasına kim giriyorsa onu marke eder.
    -team instructiondaki ise; oyuncularınızın sorumluluk sahasına hangi rakip girmiş ise, onu daha sıkı marke eder.

    özetle; loe/dl ile dar ve önde olan bir alanda, tight marking ile rakibe daha yakın olarak, much more often press ile yoğun baskı yapıyoruz.

    yazdıkça, daha çok ayrıntı aklıma geliyor. okuyanı da sıkmak istemiyorum. hepinize öpaj.
    edit:imla vs.
91 entry daha
hesabın var mı? giriş yap