8 entry daha
  • loststone ile idil aydınlıoğlu'nun yazışmalarının konusu:

    "artin penik hakkında;

    "artin penik kendini yakarak türk milletine ve devletine bağlılığını ve sadakatini ispatlamaya çalışmış bir azınlık vatandaşı olmanın yanında; en büyük hedeflerinden biri sabah, öğle, akşam, yemek yerken, gülerken, uyurken beyin yıkamak ve ulus devletin üstünlüğü algısı aşılamak olan devletin, bayrak fetişi vatandaşları üzerinde modernizmin insanlığa ‘hediyesi’ olan homojenleştirme çabasının bir yerde gerçekleştiğinin göstergesidir.

    "biz özür dileyenler ya da özür kelimesi nedeniyle bu metni imzalamamış ama acıyı yine de paylaşanlar olarak yaptığımız eyleme mazeret aramamakta, artin penik’in yaptığı eylemi kendimize bir gerekçe göstermemekte bunu bir meşrulaştırma çabası nesnesi haline getirmemekteyiz ve getirmemeliyiz. kendimizi ve yaptığımız eylemi ermenilerin içindeki herhangi bir pişmanlığı ve hüzün kırıntısını ummadan ve beklemeden tamamen yaşanılan olayın verdiği acıyla hareket ederek açıklamalı ve bir gerekçelendirme içine girmemeliyiz kanımca.

    "çünkü artin penik’in yaptığı, ulus devlet kavramının içselleştirilip benimsendiği bayrak mitinglerinden farklı bir konumda değildir aslında, bunu yapanın bir ermeni olmasının tek farkı bize ‘bakın ne de güzel entegre edilmiş’ dedirtmesidir ki bu da özünde karşı çıkılan, türdeşleşme ve benzeşerek ulus oluşturma yani tek bir millet yaratma kavramının özüdür. bu eylemi; imza kampanyasını gerekçelendirmek, haklı çıkarmak, ‘bakın onlar da yapıyor’ demek için kullanmak ya da eylemi herhangi bir şekilde meşrulaştırmak, imzalayanlar veya katılanlar için bir yerde yapılmak istenenin zıttını yaratacak, kendini yakmayı göze alacak kadar milliyetçi,ulusçu, devletçi bir insanın içinde bulunduğu patolojik durumu bu kampanyaya taşıyabilecektir.

    "ancak tüm bunların dışında en ama en korkuncu olan devletin bu tür eylemleri ‘zaten olması gerekiyor ‘onlar’ elbette kendilerini türk olarak görüp buna karşı çıkacaklar hatta gerekirse kendilerini yakacaklar’ edasıyla, yapılan bu eylemleri umursamamasıdır. devletin ve toplumun bu kadar korkunç raddelere gelen bir özür dileme eylemini hafızasından silmesi aslında içinde benimsediği üstün türk kimliği sapkınlığının yansımasıdır.

    "zaten yapılması gerektiği düşünülen bir şey önemsenmez ve yapılması beklenmeyen şey sürpriz olur. bu nedenle kendini yakmak kadar korkunç bir eylem unutulmuş, türkiye’nin nüfusuna kıyasladığımızda minicik bir azınlık olabilecek özür dileyen insanlar bir anda savaş ilan etmiş hainler olarak değerlendirilmiştir.

    "artin penik’in eylemi bir yerde kabul edilmek için atılan feryatlardan biridir, 1915 öncesi savaşa katılmak için heveslenen, ‘cesur ve doğuştan asker’ türkler kaçarken cephede kalan ermenilerin seslerinin yankısıdır. millete ‘kabul edilmek’ isteyen ve artık bundan çok da haklı olarak vazgeçmiş,–isimlerini eksik yazmaktan korktuğum için tek tek yazmayacağım- onlarca kimliğin kültürün dilin, insanlığın kaybolmamak için attığı adımdır. ancak umursanmamıştır kaale alınmamıştır, birkaç duyarlı gibi gösterilen tavırla geçiştirilmiş unutulmuştur.

    "böyle bir ‘miras’ın üzerinde oturarak ve hepimiz bir şekilde bundan nemalanarak yaşarken, özür dilememek dilemekten çok daha kolayken, yaptığımız bu kadar zor iken, penik gibi –özünde yok olma korkusu taşısa ve büyük ihtimalle amacı kendini veya toplumunu korumak olsa bile - kendini yakarak ulus devlet bilincini vurgulamaya çalışan bayrak mitinglerinde bulunan kişilerin kafasındaki ulus, millet,devlet algısını benimsemiş bir eylemi kendimize meşrulaştırma nesnesi olarak seçmeyelim çünkü bu yaptığımız hareketin amacına, duygusuna, temeline aykırı olacak, en başından beri söylenen karşılıksız özür kavramına ters düşecek, özür dilemem hareketini geç kalmış biz özür olarak algılanmasına sebep olacak, kendi özgül yapısını, ehemmiyetini ve cesurluğunu gölgeleyecektir.

    "ayrıca bu karışık ortamda penik’in eyleminin içerdiği ulus ve devletin öneminin tekrar gündeme gelmesi, ‘bakın o bile –türk olmadığı için ‘bile’ olacaktır- düşünmüş siz bizi bölmeye çalışıyorsunuz’ cümleleriyle karşılaşacağımız korkusu taşımakta bir de bununla uğraşma endişesi taşımaktayım.

    "artin penik’in içinde bulunduğu trajedi kendi içinde değerlendirilerek ayrı tutulmalı, imza kampanyası yangınların, ölümlerin olmadığı eylemleri, barışı ve birlikteliği vurgulamalıdır. "

    idil aydınoğlu
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap