93 entry daha
  • baba-oğul ilişkisi en sancılı, en netameli insan ilişkilerinin başında gelir. bu ilişki, baba-oğul çatışması formatında tarih boyunca edebiyatçıların ana konularından biri olageldi. çeşitli boyutlarıyla ele alınan mesele dört yüz yıl önce shakespeare'in de mesele ettiği önemli bir konuydu, yüz elli yıl önce turgenyev'in de.
    dostoyevski ciddi sorunlar yaşadığı babasıyla romanlarında hesaplaşmayı tercih ediyordu, kafka'nın "merhametsiz bir zorba" şeklinde nitelediği babasıyla olan ilişkisinde yaşadığı problemler ise gerçek boyutlarıyla "babaya mektup"unda açığa çıkıyordu.

    yusuf atılgan ana kahramanı c'ye "bende gördüğün her şey babamla başlar." dedirterek babasıyla olan ilişkisine gönderme yaparken, oğuz atay'ın romanlarındaki karakterlerin tutunamayışının en önemli nedeni babalarıyla olan ilişkilerine bağlanıyordu.
    23 yaşındayken baba katili olup on beş yıl hapis cezasına mahkum edilen halikarnas balıkçısı'nın müthiş edebiyatına bu korkunç travmanın etki etmediğini kim iddia edebilir.
    veya oğluyla olan "şiddet" içerikli hummalı ilişkinin cemal süreya'nın şiirine yansımadığını.
    çocuğunun çocukluğunu sürekli giriştiği intihar girişimleri ile zehir eden ümit yaşar oğuzcan'ın, 17 yaşına geldiğinde galata kulesi'ne çıkıp kendini aşağı bırakarak ilk denemesinde başarılı olan ve “baba öyle intihar edilmez, böyle edilir.” diye not bıraktığı söylenen oğluna, o raddeye gelene kadar yaşattıklarına ne demeli...

    baba-oğul çatışması veya hesaplaşması edebiyata yansıdığı gibi sinemaya da sayısız defa aktarıldı. can yakıcı olabilen bu ilişkinin yerli sinemada son yıllarda çoğunluk, tepenin ardı, beş vakit, nuh tepesi gibi filmlerde, yabancı sinemada da her ikisi de enfes filmler olan the judge ve c.r.a.z.y., hearat shulayim gibi örneklerde nitelikli tarzda işlendiğini söyleyebiliriz.

    edit: halikarnas balıkçısı'na dair bilgi düzeltileri için @zaman sokaklarda kayboluyordu'ya teşekkür ediyorum.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap