39 entry daha
  • ufoların, kayıp kıtaların büyük meraklısı olduğum lise yıllarımın ilk senesinde bir şekilde ulaştığım dernek. ama görmeliydiniz o zaman beni. bir elimde bilim teknik bir elimde mu, atlantis haritası. bir elinde kuran, bir elinde şarap gibi mide bulandırıcı bir sentezdi. neyse ben bu elemanları duymuştum. bizim validenin de küçükken ateşli hastalık geçirip akl-i dengesini kaybeden çocuklar gibi akıl melekelerini yıllarca çıkamadığı menepoz nedeniyle kaybeden bir arkadaşı vardı.
    bir ara bizim valideye sardı bu teyze. görseniz ama bir yalakalıklar, bir davetler, fasikül vermeler falan. fasikül de kutsal kitap adını verdikleri bir zamazingonun fotokopiyle çoğaltılmış bölümleri.
    ağdalı bir dilin bilimsel terimlerle yedirilmeye çalışıldığı bu fasiküllerde, dünya'nın yörüngesindeki gemisinden mesajlar ileten kaptan riviera ve altın çağı ile açılacak alfa kanallarımız hakkında söylenenler hafızamda sağlam yer edindiler kendilerine.
    biraz saçma gelmeye başlamıştı ki bir fasikülde karşılaştığım "papatya düzeni" gibi bir şey beni tam uyandırdı. plana göre, titan türü bir örgütlenme ile grup üyeleri açılacak ortak hesaba para yatıracaklar. paranın çekiliş şartlarında da sanırım rütbe olayının bir güzelliği vardı. mevlana, kardeşlik derken para olayı maskelerini düşürdü zaten.
    zaten papatya dediler mi kıllanacaksın aga. semra özal'ın papatya kadınları, teoman'ın "oğğ papatya" şarkısı derken bir de bu 3 etti.
    zaten nerde var kuş kafa kız; sorsan hepsi "en sevdiğim çiçek papatya" diyor. "pahalı bir güldense bir demet taze kır papatyası benim için daha güzeldir" diye nkızdan korkarım ben arkadaş. papatya gibi çimenden hallice bir çiçeğin arkasına saklanıp kendisine temizlik, zariflik imajı pompalayan insan ayakta siker adamı, ruhu bile duymaz. neyse ya.

    ben ve benim gibi meraklı bir arkadaşım baktık bu elemanlar yalancı dolancı, o anda bitirdik muhabbeti demek isterdim ama lise 1'deydik arkadaşlar. o yaşta bir ergenin aklının yarısının sürekli ne düşündüğü malum. biz de "olum burs ayarlarlar, ne bileyim şaraplı partiler vardır" gibi bahanelerin yanına en amiyane tabirle "sikiş de vardır aga. sosyete tarikati bu. offf şahane olur. grup seks falan ahıhıh" gerekçesini öne sürerek bağlantı kurmaya karar verdik.
    bizim aile dostu deli teyzeye yanaştım usulca. hafiften zarflayarak ilgimi belli ettim. teyzeye değil lan! derneğe ilgimi belli ettim. töbe töbe. neyse annem de "aa bizim oğlan da meraklıdır böyle şeylere" diyerek oğlunu onaylayan tipik anne görevini yaptı. teyze de antalya/soğuksu taraflarında yerlerinin adresini verdi pek sevinerek. arkadaşla bir kaç kere gittik. genç menç yoktu. paso sıkılmış ev hanımları, öğretmen emeklileri. bir tane üniversiteli ağabey vardı. onun da kendine hayrı yoktu. "neyse bigün içeriz di mi abi?", "ee hiç kız arkadaş yok mu burada?" gibi sorularımız duvardan sekti döndü. pek ısrarcı, hırslı bir insan olmadığımdan dolayı da bu hikaye burada bitti. bitti.
112 entry daha
hesabın var mı? giriş yap