3 entry daha
  • 9 şubat 1919 tarihli yazının günümüz türkçesine yakın metni aşağıdaki gibidir.

    ‘‘fransız generalinin dün şehrimize gelişi dolayısıyla bir kısım vatandaşlarımız tarafından yapılan gösteriler, türk'ün ve islam'ın kalbinde ve tarihinde sonsuza kadar kanayacak bir yara açtı. aradan asırlar geçse ve bugünkü hüznümüz ve bahtsızlığımız sevince ve mutlu bir talihe dönse bile, yine bu acıyı hissedecek ve bu hüzünle üzüntüyü çocuklarımıza ve soyumuzdan gelecek olanlara nesilden nesile ağlanacak bir miras olarak terkedeceğiz. almanya orduları 1871 senesinde paris'e girdikleri sırada, büyük napolyon'un zaferlerini kutlamak için dikilmiş olan zafer tákının altından geçerlerken bile fransızlar bizim kadar hakaret görmemişti.
    ve bizim dün sabah saat dokuzdan on bire kadar hissettiğimiz üzüntüyü ve azábı duymamıştı. çünki ‘‘fransız’’ námını taşıyan her kişi, çünki yalnız hristiyanlar değil, yahudi fransızlarla cezayirli müslümanlar, o millî matem karşısında aynı keder ve utanç ile ağlamış ve kızarmışlardı.
    biz ise millî varlıklarının ve dillerinin devamını bizim álîcenaplığımıza borçlu olan bir kısım halkın hay-huy şamatasıyla bu aziz matemimize en acı hakaretlerin birer tokat şeklinde atıldığını gördük. ‘‘buna müstehak değildik’’ diyemeyiz. müstehak olmasaydık, bu felákete düşmezdik. her milletin hayat sayfalarında birçok talihler ve bahtsızlıklar vardır. fransa kralı birinci fransuva'yı şarlken'in zindanından kurtarmış ve koca viyana şehrini defalarca kuşatmış bir ümmetin kader defterinde böyle bir kederli satır da gizli imiş. araplar’ın güzel bir sözü var: ‘isbır feinne’d-dehre lá yesbır’ (sen sabret, çünki zaman sabretmez) derler’.

    yukarıdaki yazı aslında yakın tarihimizdeki pek çok olayın bilinçaltını temsil ediyor aynı zamanda.
    trakya'da yahudilere yapılanlar, 6-7 eylül olayları, varlık vergisi, dersim isyanları, kürt sorunu ve hatta yakın zamandaki rahip ve dink cinayetleri de süleyman nazif'in çocuklarımıza ve neslimize miras bırakacağız dediği hüzün ve üzüntünün şiddetle birleşerek yazdıkları utanç sayfaları oldu.
    ondan sonra cemil çiçek dtp ermeni sınırına dayandı dediğinde şaşırıyoruz....
    bu öfke ve korku belleklere öylesine kazındı ki daha uzunca bir süre silinmeyecek...
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap