48 entry daha
  • bi kaç parametreye bağlı farktır. evlilik dediğimiz cinsellik olduğuna göre ve cinsellik dışındaki arkadaşlık evlenmeden de ve yaş farkı önemsenmeksizin de yaşanabildiğine göre evlilikte yaş farkının cinsellikle ilgisi diğer her şeyden daha doğrusaldır. burada 3 doğrudan fiziksel parametre vardır.
    1. büluğ çağı ve cinsel olgunluk yaşı: kızlarda erkeklerden 2-3 sene erken başladığı için kızlar kafadan duygusal-cinsel olarak kendilerinden 2-3 yaş büyük erkeklerle denktir ve yaşıtları olan erkekleri çok sallamazlar. (psikolojik bağlamda bu durum ilerleyen yıllarda erkeklerin kendilerini hızlı toparlamasıyla atlatılabilir ve bir erkek yaşıtı olan bir kızı da tavlayabilir. fakat kızların o zaman kadarki ilgileri ve erkek rolünden bekledikleri hep bir "abi" ve "koruyucu" ile de ilgili geliştiğinden kızlar sonraki senelerde de bir yönüyle böyle bir erkek ararlar. ama bunlar psikolojik bariyerlerdir, konumuzla ilgisi yok)

    2. atletik zirve: kızlarda 22 erkeklerde 27 civarındadır. erkek ve kızlar atletik performanslarının doruğuna bu yaşlarda çıkarlar ve bu yaşlarını evlilik içerisinde geçirmeleri, yani mesela 20 ve 25 iken evlenmeleri onların total mutluluğunu arttıracaktır.

    3. menapoz ve andropoz: ilk iki şart erkeğin kadından biraz büyük olmasını öngören şartlardır. buna karşılık konu menapoz ve andropoz olduğunda durum biraz değişir. çünkü erkekler açısından gene mümkün olduğunca erken yaşta ve daha çok çocuk doğurabilecek, aktif kalabilecek bir kızla evlenmek çekici bir tercihken, kızlar açısından da tam tersi yaşanır. saçına ak düşmesi sendromunu yaşadığı andan itibaren ("evlenmiycem 30'uma kadar" laflarının bitişi ve gizli arayışların başlangıcıdır bu olay) kızlar tiktakları duymaya başlarlar, kızlar için de durum erkekler için olduğu gibi mümkün olduğunca genç birini bulmaktır, ama burada toplumsal çatışma başlar, çünkü kız kısmısı geleneksel yaş farkını koruyarak evlenmesi durumunda bu işten zararlı çıkacak tarafın kendisi olduğunu anlar ve bu gibi başlıkların açılma sebebi doğar, çünkü diğer her etken erkeğin yaşının büyük olmasını öngörürken kadınların erken menapoza girmesi sebebiyle kadınların talebi tersine bir eğilim doğurur, bu da tartışmayı ateşler. eğer herkes "erkek ne kadar büyük olsa iyidir" mantığında olsa bu başlık açılmazdı, bu başlığın cevabını en fazla merak edenler kızlardır muhtemelen. hatta şu an işte o merakla bu entry'yi okurken bu cümlede kendine gelen, bön bön "aa, evet ben aynen" diyen ve kızlar da vardır. okuyun okuyun, söylemiycem saçınızdaki o dün gördüğünüz tek teli.

    her neyse, sonuçta toplum (hani o cinselliği tabu saydığını iddia ettiğimiz toplum) buna çook eskiden şöyle bi çözüm bulmuş. erkeğin yaşı büyük olsun evet, bunu öngören bir çok parametre var psikolojik ve fizyolojik, fakat kızın da mümkün olan en uzun dönemini evli geçirebilmesi için evlilikler mümkün olduğunca erken yapılsın. böylece kız da genç yaşından itibaren ve mümkün olduğunca genç bir kocayla evlilik yapmış olsun, hani deyim yerindeyse cinsel anlamda aktif olduğu bütün dakikalar değerlendirilsin.

    fakat bu eski çözüm artık çözüm niteliğini kaybediyor, çünkü evlenmelerin, artık eğitim seneleri sebebiyle son derece geciktiği bu dönemde kızlar accaip uzun bir süre evsiz kalıyor ve bu işten zararlı çıkan gene ve gene onlar oluyor. bu da onların da genç, hatta son dönemde fazlasıyla moda olduğu şekilde kendilerinden bile genç erkeklere yönelmelerine neden oluyor. ama bu eğilim geleneksel yaş farkı anlayışıyla çelişiyor ve tartışma doğuyor.

    yani şimdi işin değişmesinin sebebi artık insanların neredeyse üniversite sonuna dek kendi yaşıtlarından başkalarıyla arkadaş olamamaları. kendi yaşıtın olmayan biriyle 22-23 yaşına dek ancak ve ancak evlilik ya da sevgililik gibi amaçlarla, bunu kafanın bir yerinde tutarak birlikte olunuyor, normal ve doğal olarak tanışılamıyor, insanlar da bu kadar açıktan açığa bir arayış yapmaktan hoşlanmıyorlar. bu yüzden okul süresince birisiyle arkadaş-sevgili-evli olma süreci yaşanamıyor, hep farklı yaşlardaki seçeneklerle "doğal biçimde" tanışmanın da mümkün olduğu iş dönemine bırakılıyor. bu yüzden de okullar bitene dek kimse evlenmiyor, evlilik yaşı ortalaması da bu yüzden gecikiyor.

    geciken yaş ortalaması en çok kızları vuruyor, çünkü az zamanları kalıyor ve bu sefer geleneksel yaş farkını koruyarak evlenmek sinir bozucu bir hale dönüşüyor, bunlarla iletişimsizlik oluşuyor ve kızlar genç aday arayışına giriyor, daha genç adaylar daha da genç kızların "peşinde" oluyor, evlilik niyetindeyse olmuyor ve çocuksu kalıyor.

    bu oyunu kim kazanıyor? oyunu ne yapacağına çabuk karar veren kızlar kazanıyor, geleneksel veya modern rollerden birine süratle karar veren ve onu uygulayanlar yani. mutlaka evleneceğim diye sıkı bi arayışa giren ve adayları hızlı biçimde değerlendiren geleneksel kız kendine uygun birini buluyor ve genelde bu kişi durumu iyi, yaşı büyükçe ama saçlarına pek de ak düşmemiş biri oluyor, bu kızlar okul bitince dakka bir gol bir evlenirler, haberlerini alırsınız. diğer bir hızlı karar veren kız modeli 30 yaşına kadar evlenmeyeceğine "gerçekten" karar veriyor ve kendi hayatını yaşıyor, o zaman geldiğinde de aşık olmadığı ve nereden çıktığını kimsenin bilmediği bir arkadaşıyla evleniyor, hatta deyim yerindeyse herifi şapkadan çıkarıyor, soranlara vardı bu hep diyor, hakkaten de vardır o herif, kızımız herkesle fink atmıştır, ama hiç kesilmemiştir o şam babasıyla uzaktan bi bağlantı.

    kaybedense iki arada kalanlar, geleneksel veya modern rollerden birini süratle benimsemeyenler oluyor. bunlar eğitimli ev kızları olarak güzel bile olsalar evde kalma adayıdır ve ancak 27-28 yaşında yengelerinin gösterdiği bi tanıdıkla pastanede görüşerek mazbut bi evlilik belki yaparlar, belki de yapamazlar.
547 entry daha
hesabın var mı? giriş yap