1 entry daha
  • en az şarkının kendisi kadar müthiş bir de klibe sahip çalışma. eğer henüz izlemediyseniz, entry'nin devamını okumadan önce: http://www.youtube.com/watch?v=eudil2g0vlq

    kedi sahibinin kaybolan kedisini çekmecelerin içinde aramasıyla mükemmel bir umutsuzluk tasviri yapan, kahramanın kedisini bulamayıp çaresizce yere çöktüğü karedeki saksı ile kedisiz hayat ve bitkisel hayat paralelliğine değinen klip, tam bir alt metin cenneti.

    her ne kadar şarkının nakaratında "kedimi çaldılar, kutuya koydular" deniyor olsa da, bir sahnede üçüncü bir şahsın kediyi kutuya koyuşunu izlerken, bir diğer sahnede kediyi kutuya kendi kendine girerken görüyoruz. bas bas bağıran schrödinger'in kedisi göndermesini de göz önüne alırsak, sahibi aslında kedisinin çalındığından tam olarak emin değil. bir yanlış yapıp onu kendinden uzaklaştırmış olabileceği düşüncesi içini kemiriyor, sesli şekilde dile getiremese de.

    kedinin içine girdiği kutunun tuborg kolisi oluşu, süphesiz orhan veli'nin rakı şişesinde balık olsam dizesine ve dizeyi barındıran eskileri alıyorum şiirine atıfta bulunuyor. kediyi çekip gitmeye iten buhrana dair bir ipuçları veren bu şiir, aynı zamanda "şiir yazıp eskiler alıyorum/eskiler verip musikiler alıyorum" dizeleriyle, klibin kahramanının kendini dağa taşa vurup şarkı söylemesinin sebebinin acı veren anılardan kurtulmak olduğu konusunda şüpheye yer bırakmıyor.

    klibin sonlarına doğru kedi sahibinin çimlerin üstünde ağıt yakması da, tahmin edebileceğiniz üzere ferdi tayfur'un emmoğlu'suna işaret etmekte. kameranın olağanüstü kullanımıyla, biz izleyiciye kedi sahibinin kuzeni ve dert ortağı olma görevini veren yönetmen, finaldeki çatıdan atlama sahnesiyle eşkıya'ya göz kırparak, çalınan kedinin sadece bir kedi olmadığını, aksine kaybedilen bir eş, ya da kavuşulamayan bir sevgiliyi temsil ettiğini şairane bir sinema dilliyle anlatıyor.
96 entry daha
hesabın var mı? giriş yap