74 entry daha
  • hani meşhur bir elma metaforu vardır, kıpkırmızı, kabuğu parlak elmayı kesersiniz içinden kurtlar fışkırır; öylesine çürük, öylesine sağlığa zararlıdır esasen. işte ukrayna bu metafora cuk diye her yönden oturacak üç beş nadir örnekten birisidir. her biri birer afrodit heykeli misali, cefakar ve vefakar kadınlarıyla, yüzlerce katedral, kale, anıt bina vesairesiyle, "avrupanın ekmek sepeti" ünvanını kazandıran bereketli toprağıyla dışardan bakınca öyle ışıltılı öyle güzeldir. o dış kabuğun üstünde şöyle 3-4 gün gezenler, oldukça büyük kısmı esasında sırf "paralı yabancı, yolun!" saikiyle geyşalık eden kadınlarla saf saf teşne olanlar memleketlerine döndüklerinde bu masalları etrafa yayar, mitin devamını sağlarlar. siz ukraynayı bir de burada çalışan işadamlarına, okumak için gelen öğrencilere sorun, bir de onlardan dinleyin. gümrükte malları alenen gaspedilen, devletle yaptıkları kontratları yine bizzat ukrayna hükümeti tarafından anıtsal bir hayasızlıkla "tuvalet kağıdı" olarak nitelenen işadamlarından; her allahın günü militsiya adındaki dünyanın en adi en yozlaşmış kolluk kuvveti, yani ukrayna polisi tarafından taciz edilen, rüşvetlerle soyulan, her türlü hukuki haktan mahrum bırakılan öğrencilerden sorun ukraynayı. gerçi hukuk mukuk ne diyorum ki ben ? ukraynada hukuk yoktur. ukraynalı ne ülkesinin kanununu bilir, ne kanundan korkar ne de kanuna saygı duyar. bir konuda problemi olan sağda solda köşe tutmuş adı adı mafya esası feodal derebeyi olan haydutlara başvurur, onlardan yardım ve şefaat dilenir. bu ülkede can ve mal güvenliği evrensel hukuk normlarına değil bireylerin iyi niyetine bağlıdır. ukraynada kimse işini yapmayı düşünmez, burada iş etiği gibi bir kavram yoktur, sadece kısa yoldan en çabuk nasıl köşe dönüleceği düşünülür. vıcık vıcık, katran karası köylülük bu memleketin toplumsal kodunu öyle bir zehirlemiştir ki "normal" bir ukraynalı ile uzun süreli diyaloğa giren bir yabancı %94'ü üniversite seviyesinde eğitim görmüş ukraynalıların özel hayat kavramından habersiz, sonradan görme kısacası ilkel alışkanlıkları karşısında dehşete kapılır. bu tasvir edilen toplumsal çürümüşlük, toplumsal tükenmişlik post-sovyet travması falan da değildir. bu durumun en büyük nedeni ukraynanın sahteliğidir. ukrayna, rus emperyalizmi tarafından orta avrupa milletlerinden cebren kopartılmış parçalardan oluşan bir frankenştayn canavarıdır. nikita hruşçof'un adına batı ukrayna denilen ve esasında polonyanın ortodoks mezhebine mensup bir parçasından başka bir şey de olmayan bölgeyi yatıştırmak adına 1956 yılında kuruverdiği bu ülke, ortak bir geçmişe sahip olmayan, ortak bir gelecek tasavvur etmeyi de istemeyen birbirine benzemez insan topluluklarına zoraki ev sahipliği yapar. 1990 sonrasında bu yamalı bohçadan bir ulus çıkarmak amacıyla tüketime sokulan ukrayna milliyetçiliği adındaki hilkat garibesi ise, söylemlerinin zavallılığı ve gülünçlüğü bir yana, ülkedeki topluluklar arasında mevcut husumeti iyice körüklemekten başka bir sonuç vermemiştir. ukrayna şimdi bir anarşi ve şiddet patlaması içinde yıkılmıyorsa bunun tek nedeni ukraynalıların 1905-1955 arasında dünyayı yutan vahşet dalgasının tam göbeğinde bulunmalarından mütevellit bezginlikleri, yılmışlıklarıdır. velakin mevcut statükonun böyle devam edip gitmesi garanti değildir. olmadığı gibi durumun daha da kötüleşeceğine dair işaretler bolca mevcuttur. bu acınası ülkeyi çekilir kılan tek şey her şeye rağmen hala bol miktarda bulunan cefakar ve vefakar, düzgün karakterli kadınlarıdır ama tek başına ukraynalı kadınlar koca bir ülkenin sağ kalması için yetmez. ukraynanın, 10 ayda gördüğüm ve hissettiğim kadarıyla, bir geleceği yoktur.
2135 entry daha
hesabın var mı? giriş yap