38 entry daha
  • is sex and the city oldugu zaman, kendim icin bilirkisi desem cok da abartmis olmam. diziyi ilk ciktigi yillarda izlemeye baslamistim, ardindan teker teker dvd'lerini satin aldim, su anda 6 sezonun da dvd'si karsimda bana siritiyor.

    sex and the city dedigimiz dizi -seversiniz sevmezsiniz o ayri bir konu- kurgusal olarak, bolum ismi icerik iliskisi olarak, yaratilan karakterlerin inandiriciligi olarak kendi icinde cok mantikli ve cok basarili, cok zeki bir dizidir efendim.

    amma ve lakin uzun metraj dizi gibi degil ki; sen 25 dakikada hikaye anlatma yetisine sahipsin diye aynisini sinemada da yapabilirsin demek degil. nitekim sex and the city 2 bunun kanli canli bir kanitidir.

    her seyden once ben bu kadinlari ayagi bir cukurda bir sekilde oradan buraya haddinden fazla sasaali kostumler icerisinde kostururken gormekten hic hoslanmadim. o kiyafetler new york'a, hamptons'a yakisiyor, abu dabi'ye degil.

    haydi onu gectim, insan bir konu bekliyor ama bulamiyor. onun yerine kendi capinda bir defile, o ani kurtarmaya calisan diyaloglarla geciyor tum film. nerede benim replikleriyle vay be dedirten samantha'm, nerede frennemies gibi bir kelimeyi turetebilen carrie'm? bu kadinlar bizim kulturumuze gore asifte olabilirler ama kafalari calisan egitimli kadinlar hesapta; o yuzden ezan duyunca alik alik etraflarina bakinmalari diziye ihanet benim gozumde. ustelik bu bir espriyse hic de komik degil. zaten kalan espriler de komik degil, yeterince bayagi ve aptal isi. uzadikca uzayan ciklete donen bir filmden daha fazlasini beklemek en buyuk aliklik belki de, ama elimizde 6 yillik muhtesem bir miras varken insan daha fazlasini bekliyor.
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap