2 entry daha
  • varlıklı bir ailenin çocuğu olarak balıkesir’de dünyaya gelen esat adil; henüz çocuk denilecek yaşta kuvayı milliye hareketi’ne katıldı.

    kurtuluştan sonra ankara hukuk’ta okudu. okulun ilk öğrenci derneğini kuran, başkanlığını yapan “ozan ruhlu bir genç”ti.

    ardından belçika’da deniz hukuku, ceza ve islahevleri üzerine doktora yaptı.

    ülkesine dönüşünde balıkesir halkevi’nin kurucularından biri ve başkanı oldu.

    aynı zamanda günlük “savaş” gazetesini yayımladı. bunun yanında ”savaş kitapevi yayınları”ndan kitaplar çıkardı.

    kuvayı milliyecilik’le belçika’da tanıdığı emile vandervelde’in temsil ettiği ii.enternasyonal sosyalizmi’ni harmanladığı düşüncelerini; kısa sürede yerli, milli ve halkçı bir sosyalist yapıya dönüştürdü.

    bu doğrultuda balya maden işçilerinin grevini örgütleyerek, onlara balıkesir üzerine “açlık yürüşü” eylemi yaptırdı.

    halkevi başkanlığı, gazete ve kitap yayıncılığı, maden işçilerini greve sürükleme gibi düşünce ve eylemlerinin bölgedeki egemenlerin tepkisini çekmesi üzerine; balıkesir’den uzaklaşarak, asli mesleği olan hukuk alanında bazı görevler üstlendi.

    cezaevleri genel müfettişliği’nden, temyiz başsavcı yardımcılığı’na, imralı modern cezaevinin kuruculuğundan müdürlüğüne dek bir sıra görevde bulundu.

    edirne çocuk islah evi’ni kurdu.

    imralı cezaevi’nin müdürlüğünü yaptığı sırada, 1941’de, nazi orduları türkiye’nin bulgaristan ve yunanistan sınırlarına gelip dayandığında mahkumlarla, dışarıdan yardımcı olacak kimi yurtseverlerle birlikte, olası bir alman saldırısına karşı, mudanya dağlarının gerisine çekilerek verilecek bir “gerilla harbi”ni örgütlemeye koyuldu.

    dönemin tek sol muhalif gazetesi tan’da; 31 mart 1945’ten gazetenin tahrip edildiği 4 aralık 1945’e kadar, “adiloğlu” takma adıyla yazdığı kroniklerde; en çok, tek parti diktatörlüğü’nün hukuksuzluğunu göze batırınca, gerçek kimliğini öğrenen milli şef ismet inönü; adalet bakanı’na, “susturun şu köpeği!” emrini verdi.

    tek parti diktatörlüğü’nün güdümlendirdiği 4 aralık 1945 saldırısında; kronikler yazdığı tan gazetesi, kendisinin çıkardığı gün dergisi, kurucubu ve yazarlarından olduğu yeni dünya gazetesi, sahibi bulunduğu lena kitabevi tahrip edildi.

    illegalitedeki türkiye komünist partisi’nin 1946’da, legale çıkan kolu olan türkiye sosyalist partisi’nin kuruculuğuna ve başkanlığına plenum kararıyla getirildi.

    plenum kararına ve protokole rağmen, bir ay sonra, doktor şefik hüsnü değmer, ikinci bir sosyalist parti kurarak esat adil’in karşısına dikildi.

    aynı yılın 16 aralık’ındaki tutuklamalardan sonra açılan davada esat adil’in tkp ile organik bir bağı olmadığı için partisi ve kendisi beraat etti.

    1950 yazında bu kez türkiye sosyalist partisi’ni tkp’yle hiçbir bağlantısı olmaksızın ikinci kez kurup faaliyete geçirdi.

    türkiye sosyalist partisi, 1952 haziranı’nda tekrar kapatıldı, esat adil öteki yöneticilerle birlikte tutuklanıp yargılandı.

    bu davada, partinin üyelerinden şair attila ilhan, esat adil’in ve öteki yöneticilerin aleyhinde “kamu tanığı” olarak ifade verdi.

    esat adil, tahliye olduğu 1953’ten sonra bir yandan avukatlık yaparken; devrimcilerin ve sosyalistlerin davalarına ücretsiz olarak bakıyordu.

    öte yandan, doktor hikmet kıvılcımlı’nın vatan partisi’ne omuz verirken, vatan partililer tutuklanıp yargılanmaya başladığında da onların gönüllü avukatlığını yapıyordu.

    1956 martı’nda, halil lütfü’nün atılım yapan tan gazetesinde bir süre, “avukatınız diyor ki…” köşesini yazıp, “günaydın” sütununda “haydar günay” takma adıyla kronikler kaleme aldı…

    1958 eylülünde şüpheli bir biçimde öldü.

    http://www.mustecap.com/…w=article&id=115&itemid=64
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap