155 entry daha
  • geçenlerde, jonathan rhys meyers'ın oynadığı elvis'in hayatını anlatan filmi seyrettim. film içinde elvis olan her şey gibi güzeldi. ama jonathon'ı elvis yapmak kimin fikriyse helal olsun diyorum çok doğru bir seçim. inanılmaz benziyordu elvis'e. dünyanın en sefa düşkünü pezevengi 8. henry'i layıkıyla canlandıran jonathan'ın yer yer elvis'te zorlandığını gördüm. ama hak verdim çocuğa tek kralı, gerçek kralı oynamak kolay değil. yine de elvis'i onun oynaması çok güzeldi, olabilecek en iyi elvis'i oynatmışlar. ikisi de çok yakışıklı adamlar ikisinin de bakışlarında müthiş, böyle garip bir gizem var.

    onu benim gözümde hepsinden ayıran, eşsiz kılan öyle çok şey var ki! onlardan bir kaçı: annesine olan sevgisi, ona olan düşkünlüğü onun rahat bir hayat yaşamasını istemesi, yokluğun ne olduğunu bilmesi ve bu bilinçle etrafındaki insanlara yardım etmesi hatta tanımadığı insanlara araba alacak kadar cömert olması, bunu o insanların yüzündeki mutluluğu görmek için yapması, hayranlarından kendini asla esirgememesi...
    ki bu esirgememe durmunu that's the way it is belgeselinde hayranlarının arasına girip isteyenleri öpmesinden hem de hiç çekinmeden yapmasından anlamak mümkündür hatta yaşlı başlı bir hayranına soruyor'' ateşli bir öpücük mü olsun yoksa geçiştirelim mi ?''diye. cevabı söylememe gerek yok tabi*. pek çok ünlü geldiği yeri hazmedemez, götü kalkar elvis bu konuda tektir, kendine olan güveni haranlarına olan sayısından, yüreğinin güzelliği onlara olan sevgisinden anlaşılıyor.

    dünyanın en yüce gönüllü insanlarından biriydi. allah'ın bazı insanları çok sevdiğine inanıyorum elvis onlardan biri. onun masumiyetini anlayabilmek için gözlerine bir kere bakmak yeterli.

    elvis'i düşündüğüm zaman içime çöken hüznü sözcüklerle ifade edebilmem öyle güç ki! ünlü olduğu ilk yıllarda gözlerinin içi gülen, o genç ve mutlu çocuğu, dünyanın en mutsuz adamı haline getiren şeye aklım ermiyor. ölmeden önceki kayıtlarında gözlerinde ölmeden önce öldüğünü görebiliyor insan. ve onu bu hale getiren dünyayı anlamaya çalışmak öyle anlamsız geliyor ki. böyle bir adamın her şeye sahipken hiçliği görmesi, onun yüreğini anlayabailecek tek bir allah kulunun bile olmayışı, milyonlar ona tapıyorken yaşadığı yalnızlık... bunları düşününce insan kafayı yiyecek gibi oluyor. elvis belki intihar etmedi ama yaşadığı hayat uzun soluklu bir intihardı aslında. bazı ruhların dünya için fazla ince, fazla güzel olmalarındandan kaynaklı bu hayata tahammül edemediklerine inanmışımdır hep.

    velhasıl-ı kelam elvis çok güzel bir adamdı ve ondan önce hiç bir şey olmadığı gibi ondan sonra da hiç bir şey yok...
286 entry daha
hesabın var mı? giriş yap