aynı isimde "yeraltı" başlığı da var
75 entry daha
  • uyarlama bir film değildir, zeki demirkubuz bahsi geçen romandan esinlenerek böyle bir film çekmiştir. hala "bu nasıl uyarlama, hayal kırıklığına uğradım" diye yapılan eleştirilere anlam veremiyorum. kaldı ki bana göre romanın o kasvetli havası daha iyi bir şekilde de beyaz perdeye yansıtılamazdı. hele engin günaydın o denli mükemmel oynamış ki, kendisine hayran bırakıyor. sadece bunun için bile izlenmeye değer.

    --- spoiler ---

    film boyunca muharrem'in yaşadığı iç sıkıntısı benim de iliklerime kadar işledi. film boyunca onun gibi derin derin nefes alma ihtiyacı hissettim. nedenini bilmemekle birlikte çok gerildim. filmin ankara'da geçmesinden ise ayrı bir tat aldım.

    muharrem'in bir sahnede eve girerken söyledikleri oldukça etkileyiciydi. "eve yalnız döndüğüm böyle zamanlar, hep bir şeylerin olmasını umut ederdim" diye başlayarak söyledikleri... tam cümleleri bulsam sevineceğim.

    yemek sahnesinde muharrem'in söylediğini zannettiğimiz; ancak daha sonra yapamadığını anladığımız sahne bana göre de filmin en iyi sahnesiydi.

    filmin sonunda muharrem'in kendisini kabullenmesi bence güzel bir finaldi. hepimiz yeni bir başlangıç yapmak için sürekli birtakım kararlar alırız, her şey farklı olacak bundan sonra deriz. ama tekrar tekrar hayal kırıklığına uğrarız. en sonunda, ben buyum işte, diyor muharrem. değişmeyeceğini, değiştiremeyeceğini kabul ediyor, iyi olacak belki o; ama bırakmıyorlar. bunu da kabulleniyor. ve acının dibinde yaşadığı o kahredici iç sıkıntısı artık yerini zevk veren bir hüzne bırakıyor. kabullenmesi ve kendi benliğiyle barışması muharrem'e en azından derin acısından zevk duymasını öğretiyor.

    --- spoiler ---
382 entry daha
hesabın var mı? giriş yap