clockers

• uyuşturucu trafiğini kontrol eden madafaka niggaların ve bu trafiğin sebep olduğu cinayetlerin izini süren white trash aynasızların dünyasını anlatan '95 yapımı spike lee filmi.
  
  --- spoiler ---
  
  kısır bir döngü içinde dolaşıp duran konu, basmakalıplaşmış olan ırkçılık, işsizlik ve önyargının suça yol açmasını işliyor. "zenciler böyledir, bırakalım birbirlerini öldürsünler; bu mahalle böylece kendiliğinden temizlenmiş olacak. zencilerin doğası böyle..." diyen beyaz polislerin içinden, alışılageldik, sıradan bir cinayeti kurcalayan, idealist ve doğrucu biri çıkıyor.^* siyahlar ise, beyazların sığ ırkçılığını haklı çıkarırcasına birbirlerini zehirlemekten ve bilgisayar oyunu oynar gibi öldürmekten geri durmuyolar. kemikleşmiş önyargılar, kısa yoldan parayı bulma isteği, hayatta kalmanın zor olduğu bir çevre... dürüst yoldan para kazanıp, hayatını düzgün bir şekilde idame ettirmek isteyen, victor gibi bilinçli bireyler dahi önünde sonunda suça bulaşmaktan geri duramazken; rüzgar nereye götürürse oraya sürüklenen cahil cühela veletlerin şu hayat yolunda hiç şansı olmadığı vurgusu, dürüst bir polisin idealist tutumu sayesinde, "her zaman bir çıkış yolu vardır" felsefesine evriliyor.
  
  --- spoiler ---
  
  95 yılı için özgün sayılabilir miydi bilmiyorum ama, yıllar bu filmi, içi dolu olmayan, sığ bir suç filmine dönüştürmüş. toplumsal ayrışmanın gözümüze gözümüze sokulduğu, bu kolektif travmanın yıllar içinde çok iyi bir şekilde analiz edildiği yapımlardan sonra pek bi yavan geldi. belki de psikolojik altyapının ve karakter okumalarının yetersiz kalması itibariyle, o yıllar için de yeterli değildi; bilemedim.