12 entry daha
  • 'bu kıtayı baştan başa ele geçirmek daha ilk gemi (mayflower) karaya yanaştığı gün kaderimiz olarak açıkça ortadaydı. bu boş ve verimli topraklar bize tanrının bir lütfu ve onları ele geçirip iyi bakmak da bize verilmiş tanrısal bir görev.'

    işte bu hıyarca bakış açısına ve onun ürettiği politikalara deniyor 'manifest destiny'. her ne kadar bu terimin kullanılması bugün politik doğruculuk olarak kabul görmese de (hani bir kızılderililer vardı ne oldu onlara?), benim şahsi kanaatim hala bu fikrin abd toplumunda, özellikle beyazlar arasında pozitif olarak algılandığı. bu bakış açısını en iyi yansıtan başkanları andrew jackson hala 20 dolar'ın üzerinden sırıtıyor bizlere, bu amcayı başarılı bir başkan kılan en büyük unsurlardan biri de kızılderililerle gençken bizzat savaşması başkan olunca da onları toplayıp 'kızılderili tehciri' ile oklahoma'ya yollaması. 'manifest destiny' doktrini de diyor ki kızılderililerin başına gelenler bizim vahşiliğimizden ziyade tanrı'nın takdiri, zaten çoğu da hastalıktan öldü.

    abd'li gayet aklı başında bir arkadaşla "mars'a insanlar yerleşecek mi?" geyiği yaparken adam

    -"tabii ki, bu bizim 'manifest destiny'miz" dedi.

    -"hoca bize lebensraum lazım desene" dedim.

    -"o çirkin tabiri kullanmak güzel değil" dedi. ironiyi bile farketmedi eleman.

    hasılı, saçma sapan birşeydir, ama abd toplumunun genelinde kötü bir duygu uyandırmaz bu fikir.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap