51 entry daha
  • şu anda kont anton wolfgang von faber-castell tarafından yönetilen şirket.

    geçenlerde yanılmıyorsam (bkz: airport) programında bu adamla yapılan bir röportajı, "faber castell castle"ın uzunca bir gezi videosunu ve bir fabrikalarının gezisini de seyretmiştim. izleyenler varsa hatırlayacaklardır, kalemlere karşı ufacık da olsa bir hassasiyetiniz varsa adeta televizyonun içine girmeniz mümkündü, o kalemlerin üretimi, kurşunlar, silgiler, her çeşit tükenmez kalem falan, büyüleyici bir şey. koskoca fabrikada neredeyse hiç insan çalışmıyor, sadece o robot ve kalem seslerinin tuhaf harmonisi bile insanı etkileyebiliyor.

    ama en güzel yanı şuydu:

    şimdi bu adam, yani wolfgang bir şey bir şey faber castell olan adamdan bahsediyorum, dünyanın en zengin insanlarından biri. şimdi sayısal değer verebilecek kadar araştırmadım ve gerçekmiş gibi görünen küsuratlı sayı da veremeyeceğim ama bu adam varya, adamın dibi dibi. kendi arabasını kendi kullanıyor. evde, ay çok özür dilerim şatoda (kıhkıhkıh) yemekleri karısı yapıyor. oğluyla konuşuyorlar, babam evde gereksiz yanan ışıkları kapatıyor diyor böyle. ulan benim faber-castell şirketim olacak, bir şatoda yaşayacağım ve gereksiz ışıkları kapatmak için evi dolaşacağım öyle mi? adam çok lüks araba almayı gereksiz harcama olarak filan görüyormuş. çiçek ekiyorlar bahçeye karısıyla filan. şu an hatırlamadığım ama o an görüp mütevaziliklerine şaşırdığım öyle şeyler yapıyorlar ki insan helal olsun diyor içinden.

    bizdekiler de işte borç harçla kendilerine şoför tutuyorlar.

    öyle....
82 entry daha
hesabın var mı? giriş yap