22 entry daha
  • babaların kaçak pall mall içtiği, akşamları yemekten sonra ailecek televizyon izlenen günlerdi. semt pazarlarından ellerinde filelerle dönerdi alışverişe çıkanlar ya da büyük alışverişler için "beyoğlu'na çıkılır"dı. gazeteler siyah beyaz, dünya ise rengarenkti. trt 1 izlenirdi...

    küçüktük ufacıktık, top oynamış acıkmıştık. ertesi sabah okul var mıydı? önemi yok, mızırdanarak yataklarımıza yollanmıştık. geceyi renkli rüyaların koynunda geçirmiştik. uyandığımız sabah ise siyah beyaz bir sabah oldu.

    - baba polis amcalar niye gelmişler?
    - polis değil, jandarma onlar.
    - hımm, ne kadar kalabalıklar...
    - şimdi evi aramaya gelecekler. indirelim şunları bodruma haydi...
    - neden? neden arayacaklar evimizi? ne arıyorlar? kitapları niye indiriyoruz bodruma?
    - darbe oldu. herşey değişti, sonra anlatırım. tut şunların ucundan haydi. hazinemizi saklıyoruz onlardan şimdi, tamam mı?

    kaçak sigaraları da sakladık bodruma kitaplarla birlikte. saklambaç oyunun ebesi çoktu. hepsinin silahları vardı. çok heyecanlıydı! bodrum kapısını kamufle edecek koca kilimi dekorasyon malzemesi olarak kullanmak benim fikrimdi. bakalım bu abiler bulabilecekler miydi bizim gizli hazinemizi? belki sonra da dekman oynardık hem... geldiler, heryeri aradılar... bodrum kapısının önünden geçip durdular. ama kitaplarımızı ve sigaralarımızı bulamadılar...

    sokakta oyun oynayamayacağımızı öğrendik. evin içinde oyunlar icat ettik biz de... bir zaman sonra, hazinelerini iyi saklayamamış ya da saklamamış ailelerin çocukları belirsiz bir süre babasız kaldı. kadınlar, çocuklar ve yaşlılardan oluşan bir köyde yaşadık 12 eylül gününden sonraki yıllar. alıştık... belirsiz bir süreliğine, herşeye.
758 entry daha
hesabın var mı? giriş yap