77 entry daha
  • kült olabilme şansını birtakım özensizlikler yüzünden kaybetmiş olan pek güzel ve karmaşık kurgulu film. izlenimlere geçecek olursak:
    --- spoiler ---
    -matt'in şirket evliliği esnasındaki öksürüğü her şeyi çok güzel anlatıyordu aslında. evlilik kelimesini duyunca bu hallere düşen bir adamın rebecca ile bir hayat süremeyeceği çok belliydi. esasen burda kafama takılan nokta şu oldu: film boyunca seyirciye ve matt'e en uzak olan karakter müstakbel eşiydi. gerçek hayatta da insanlar bazı şeyleri yakalamak uğruna sevmediği kişilere katlanmıyor mu?
    -luke'la matt'in karşılaştığı sahnede,luke'un iki dakika boyunca arabasını çekmesi için korna çalan adamlara karşı tepkisizliği düşündürmedi değil. aynı hareketi ve rahatlığı istanbul'da sergilese ne olurdu acaba?
    -matt'in,mağaza kapısında beliren lisa için tezgahtarlığa bürünmesi ve şapşallıklarının ardından luke'un "unutma,komik değilsin" diye tekrar kadının karşısına çıkartması filmin en eğlenceli sahnesiydi.
    -lisa'nın "benim fotoğrafımı çek,bugün kendimi güzel hissediyorum"derkenki bakışı ve kendini matt'e teslim edişi aşık olduğunun en güzel kanıtıydı.
    -filmin kırılma noktası bence alex'in ilk görüşte aşık olduğu adamın dükkanına girerken,onun lisa'yı seyrediyor oluşuydu. büyük ihtimalle; kadınsal dürtüler,kıskançlık ve istediğini alma hissi tam da burada devreye girdi.
    -luke'un alex'e kapı ardından söylediği "psikopat kızdan kurtulmuş" söylemi alex'in artık matt için değerinin olmadığını ve boşa çabaladığını hissettiren en önemli ibareydi.ve alex için üzüldüğüm tek sahneydi.
    -alex'in mektup,mesajları imha ettiği gibi bir de iftira atması takıntılı bir insanın ne kadar vicdansız olabileceğini kanıtlar nitelikteydi.bunun yanı sıra; vicdansızlık,empati yoksunluğu ve bencilliğini, restauranttaki;"kız belki en baştan beri aşıktır,onun durumunu bilmeden konuşmamalısın,aşk insana aptalca şeyler yaptırır" sözleriyle meşru konuma getirmeye çalışması aşkın yeri geldiğinde ne kadar kör olabileceğine dair güzel bir örnekti.
    -ve dayanamadığım,sinirlerimi alt üst eden,"biraz daha dikkat edilse ne olurdu sanki" diye hayıflandığım o kritik ve tek hata...
    son yarım saate mükemmel bir şekilde giren film,başta da belirttiğim gibi kült olma ihtimalini bu dakikalarda kaçırdı;zira devamlı ulaşılamayan mesajlar insanı bir yerden sonra "telefon var ,internet var,yapmayın etmeyin" konumuna getiriyor ve bu kadar başarılı bir senaryonun bu özensizlikle heba edilmesi insanı gerçekten üzüyor.
    -finalde verilen mesaj ise kim ne kadar klişe bulursa bulsun;aşka inananları sevindirecek tipte; zira bu filme göre;
    "iki insan birbirini seviyorsa mutlaka kavuşur"
    --- spoiler ---
    özetlemek gerekirse;sürükleyiciliği,kurgusu ve aşka inanan insanları yüz üstü bırakmayışı üst düzeyde olan bu film;izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor. "inanılmaz bir film" klişesini ise;çok basit ve seyirciyi üzecek cinsteki bir özensizliğiyle yıkıyor.
    tüm bu eleştirilerin yanı sıra,wicker park; izleyip de bir şey kaybetmeyeceğiniz,aşka inancınızı kuvvetlendirecek,mükemmel bir kurguya sahip,başarılı bir film.
52 entry daha
hesabın var mı? giriş yap