44 entry daha
  • hikayeyi bilenler bilir.
    mimar sinan edirne'ye gidiyor iki yamakla. selimiye'nin inşaasi konulu panel için. yapının arazisinde başlıyor gezmeye. bir köşeden atlıyor, birinde zıplayor. bi yerde durup kafasını göğe kaldırıyor falan ağzından çıkacak her sözü not almakla görevli yamaklar birbirine bakıyor. "sen bişi anladın mi?" "hayir. sen?" ... "ciks"

    sonunda ağaoğluların ahmet adlı çırak cesaret edip soruyor; "kıymetlim siz birseyler anlattiysaniz da biz yazamadık. ne yaptınız söyleyin kurban olalım." sinan diyor ki; ne yapıcam bre idiyıt. camiiyi bitirdim içinde geziyorum...

    yani hutbemizin mevzuu şu;

    eğer elinizde bir başlangıç değil bir sonucunuz varsa, gerisi kalem işçiliğidir. tuğla ve harçtır... tabi her yapı da selimiye olmuyor, o ayrı bir meziyet.

    kitap yazmak kolay. zorluğun ne olduğunu söyleyeyim ama; demet akalın'ın köşe yazısı yazdığı bir toplumda, o kitabı okutmak...
304 entry daha
hesabın var mı? giriş yap