2 entry daha
  • diş hekimliği fakültesinin ilk senesinde, üniversiteye yeni başlayan hemen hemen herkes gibi büyük bir hayal kırıklığı yaşanır.ancak diğer okullardan farklı olarak kayıt gününde hisseder insan garip bir durum olduğunu.sonuçta geldiği yer , bir kampüs değildir.ağaçların altına uzanmış sevgililer yoktur.beton bina aslında hasta ve hekimlerden oluşan, kenarına da birkaç sınıf ve preklinik laboratuarı sıkıştırılmış bir hastanedir!
    birkaç aydan sonra kantinde hastalarla beraber tostunuzu yemeye alışır,sürekli üst sınıflara bakar, "bir gün o pijama benzeri beyaz önlük ve beyaz pantolon ikilemesini giyebileceğim günleri görebilecek miyim" düşüncesiyle vakit geçirirsiniz.
    sosyal hayatınızın kısıtlanması ya da seçmeli derslerinizin olmaması birinci sınıfta size batsa da ,değerini bilmek gerekir.zira tüm diş hekimliği eğitiminiz içinde alışma kısmını çıkarırsak,en kolay senedir,bu sene...
    gelelim eğitim kısmına...mesleki ilk ders okulun ilk günü,ilk saati karşınıza dikilir.ilk dakikalardaki latince bombardımanından ürkseniz de ertesi saat preklinik laboratuarında yaşayacağınız bol sabunlu dakikalardaki şaşkınlığınızdan daha büyük olmayacaktır,bu ilk tanışma anları.
    evet,birinci sene sabundan diş yapmakla geçen, sabun kokusuna karşı tepki geliştireceğiniz,gözlerinizin kıpkırmızı olacağı, heykeltıraşlıkla tanıştığınız senedir.ilk başta ben nasıl bunları yapayım derken, sene sonunda "mumdan,sabundan fil bile yaparım hıh" mertebesine ulaşırsınız.teorik dersler ise sizi yormaz,bütünlemesiz geçebileceginiz tek sene de bu senedir,güzel bir yaz tatili yapabilirsiniz, eger biyokimya ile iyi geçindiyseniz.
143 entry daha
hesabın var mı? giriş yap