116 entry daha
  • insana benim derdim ne diye sorgulatan sevimsiz hastalık. sağlıklısınızdır, aileniz sağlıklıdır, mutludurlar. ortada elle tutulur, gözle görülür bi şey yoktur. ama siz durmaksızın olumsuz, kaygılı, özgüvensiz yürürsünüz hayatta. siz böyle oldukça da hayat sizi dünyaya bağlamaz, negatif negatifi çeker. benim şahsım açısından, korkudan çok kaçıp gitme isteğidir. başta asosyallik diye tanımlasam da ilaca başladıkça ve şu anda birden kesip bıraktığım haliyle, ilacın bastıramadığı bi düşünce tarzı olduğunu iyice anlıyorum.

    öyle ki kalabalık sokaklarda her şeyin üstünüze geldiği, ben burada ne yapıyorum, benim hayattaki amacım, misyonum ve yerim ne, ben neden her şey birçok insanın hayallerindeki gibi giderken hep mutsuzum, kulaklarımda, içimde, beynimin en ücra köşelerinde hissettiğim amansız basınç ve gözlerimden süzülen her damla ne için, eğer hep böyle gidecekse ben nerede ya da ne zaman mutlu olabilirim ki diye sorgulatan; geçmeyen, hep büyüyen, ilaçların sadece basit fiziksel tepkileri bastırdığı ama düşünsel olarak hep aynı noktada sektirdiği boktan bi hastalıktır. ya da dediğim gibi bir düşünme biçimi, bakış açısıdır.

    sanki dünyaları verseler, yine de olmayacak gibi hissettiğiniz bi nevi şımarıklık durumudur belki de. çünkü sebebini anlayamadıkça, herkes, her şey iyiyken bu kadar mutsuz, bitkin, umutsuz hissetmek artık şımarıklık gibi geliyor. ama anamlarda suç yok, ben doğuştan böyleydim.
598 entry daha
hesabın var mı? giriş yap