139 entry daha
  • gene bir ton kendini bilmez ukala doluşmuş bir yazarın başlığına, piç etmişler yaşayan efsane yazarın başlığını.

    sizin bu beğenmediğiniz garcia marquez olmasaydı, belki de bugün roman türü olmayacaktı. ya da sadece edebiyat dışı romanlar yazılacaktı; fantastik, polisiye, bilimkurgu gibi. o dönemin (1960'lar) edebi karmaşasını bilmeden atıp tutmayın. roman türünün bittiğini düşünen yeni roman akımı yazarları, fantastik denemelere girişip kahramansız, zamansız, mekansız romanlar yazıyorlardı. üstelik klasik olduğu üzere kraldan çok kralcı olan eleştirmenler bu hevesi övüyorlardı. dolayısıyla fransa'da ortaya çıkan akım gittikçe dünyaya yayılıyordu. tıpkı günümüzde amerikan popcorn sinemasının dünyayı ele geçirmesi gibi. işte böylesi karanlık bir dönemde taa kolombiya'dan çıkan bir roman bütün iddiaları tek başına çürüttü; edebi roman ölmemişti daha. yüzyıllık yalnızlık adeta don kişot, adeta ulysses etkisi yarattı bir anda.

    sadece yüzyıllık yalnızlık romanını yazıp bıraksaydı dahi edebiyat tarihine altın harflerle geçecekti. ama kolera günlerinde aşk, kırmızı pazartesi gibi başyapıtlar da yazdı garcia marquez.

    kısacası edebiyatın fantastik, polisiye ve bilimkurgu'dan öteye geçemediği şu günlerde marquez'le aynı çağa tanıklık etmenin keyfi ve onurunu yaşayın. bir kurtarıcı daha çıkmayabilir.

    edit: vefat etti. şimdi gidin cezmi ersözler, tuna kiremitçiler falan okuyun. marquez neyinize sizin.
578 entry daha
hesabın var mı? giriş yap