49 entry daha
  • inanılmaz pis bir şehir. sokaklar mütemadiyen b.k kokuyor afedersiniz. insanlar yol kenarlarına da tuvaletini yapmaktan hiç çekinmiyor. rutubetli havayla da birleşince, insanın burnunun direğini sızlatıyor.
    üflesen yıkılacakmış gibi duran derme çatma barakalarda (ev diyemiyorum) yaşayan birçok insan var. allah yardımcıları olsun. gerçi hintlilerin bir kısmı, bu dünyada ne kadar acı çekerse ve kötü yaşarsa, öbür dünyada ruhunun o kadar iyi yaşayacağına inanıyor. (villalar falan da var çok nadiren, bizim yeşilköy'deki evlere benzer evler de var. çoğu demir parmaklıkla örülü ve bekçili. zenginler buralarda yaşıyor. ama gördüğüm kadarıyla sokakta yatan ya da sefalet içinde yaşayan insan sayısı ciddi oranda fazla)
    korkunç bir trafik var. bu tuktuk dediğimiz mini taksiler özellikle, çarpışan arabalar oyununda gibi gidip, sürekli büyük araçlarla burun buruna geliyor.
    sokakta serbest dolaşan inek, keçi, fare ve hatta hamam böcekleri ve onları besleyen insanları görmek mümkün.
    gate of india diye dev bir kapı var gezilecek yerler arasında. buraya giderken mumbai limanı'nı nı da görüyorsunuz. (bu limana princess' necklace da diyorlar bol ışıklı ve sanırım yukardan böyle güzel bir gerdanlık gibi gözüktüğü için) gate of india'da, yerli halk bol bol yanınıza gelip sizinle resim çekilmeyi rica edebilir beyaz olduğunuz için. hele ki beyaz kadınlar, bombay'in diğer çoğu yerinde olduğu gibi burda da ilgi çekiyor. phoenix diye bir alışveriş merkezi var. bizim istanbul capacity avm gibi bir yer. ancak, yürüyen merdivende insanları yönlendiren (sanırım emniyet açısından) bir görevli görünce, elde poşetle çıkılan her mağazada, mağaza görevlisi poşede ve fişe bakıp onay basınca ve bir de en üst katta yemek bölümünde hindistan'da olduğunuzu hatırlıyorsunuz. kailash parbat diye bir samosa'cı var. acıyı ve baharatı seviyorsanız burda yemek yiyebilirsiniz, gerçekten çok lezzetli samosalar yapıyorlar. (kfc, mcdonalds falan da var tabi her yerde) asya vejetaryan yemeği seviyorsanız zaten burda aç kalmazsınız. bol baharatlı bezelye, nohut, karnabahar, irmik, mücver vs bulabilirsiniz çoğu yerde... ancak yedikten sonra bir müddet kokacağınızı da göz önünde bulundurmanız lazım.
    her dinden insan var hindistan'da. ancak sanırım hindular çoğunlukta olduğu ve et yemedikleri için, vejeteryan yemekleri tatlandırmak amaçlı bol baharata buluyorlar ve bu yüzden sadece tuvaletlerde değil, bütün şehirde hatrı sayılır bir baharat kokusu mevcut. bu kokuya insan bir süre sonra alışıp, duymamaya başlıyor.
    bandra bölgesi'nde alışveriş edilecek yerler ve terlik, üst baş satan açık bir pazar var. burda birşey alırken biraz pazarlık etmekte fayda var. bu arada 100 inr (indian rupi), 3,5 tl gibi bir fiyata tekabül ediyor.
    akşam gidilecek mekan olarak carter road üzerinde olive bar&kitchen diye bir yer var. eli yüzü düzgün bir restoran burası. ancak servis bedeli, vergi vs derken nerdeyse yediğinizin iki katı hesap geliyor. ben buraya tavsiyeyle gitmiştim. ancak belki başka düzgün mekanlar da vardır.
    bu şehirde çoğu yerde satılan himalaya isminde ünlü bir kozmetik markası var. oldukça ucuz ve de kaliteli sayılır. cilt bakımı ürünleri ve vitamin, çay gibi şeyler satıyor.
    bir de eczanelerde satılan, kailas jeevan (civan perçeminden geliyor sanırım) isminde bir 'her derde deva' kremi var. bu kremin baş ağrısı veya yanıktan, mide rahatsızlığına kadar her türlü sağlıksal sorunu gidermede sürülebileceği hatta yutulabileceği söyleniyor. (ben yutmam o ayrı!) hintliler bu kremin adeta basit bir placebo olduğunu düşünseler de turistler bu kreme rağbet ediyor.
    kendi aralarında da anlaşmak için de ingilizce konuşuyor hintliler, çünkü yüzlerce farklı dil varmış burda. ortak dil olarak ingilizcede buluşuyorlarmış. sanırım en çok aile fertleriyle konuşurken yerel dillerini kullanıyorlar.
    kişniş yemekle doğru orantılı mı bilmiyorum ama hintlilerin hafızası çok kuvvetli ve inanılmaz alınganlar. o yüzden benim tavsiyem, özellikle onlarla iş yapıyorsanız, onlara ters ve küçümser tavırlarda asla bulunmayınız. ırkçı ve küçümser bir tavır sezerlerse ve bunu sezinleyen kişi özellikle de yüksek mevkiiye gelmiş biriyse sizinle fena uğraşır. güleryüz ve iyi niyetinizi anlarlarsa size zaten alınmazlar. ancak şehir hayatında da dikkatli ve tetikte olunuz her türlü şark kurnazlığına karşı.
    bir de konuyla alakasız ama, aşırı kalabalık ve zeka, güç ortalaması hiç de fena sayılmayan bu halka bakınca, insanların potansiyellerini kullanamadıkları ve organize olup birlik olamadıkları zaman sömürge olduğunu düşünüyor insan. hintlilerin mütemadiyen başlarını sağa sola sallama sebebi olarak da zaten, ingilizlerin zamanında evet deseler de hayır deseler de kendilerine zulmettiği ve bu nedenle hem 'evet' hem de 'hayır' dercesine bu hareketi keşfedip daha sonra da buna alıştıklarını duymuştum.
    hintlilere dair bir diğer ilginç ve bir de üzücü bulduğum şey ise; ailelerin kız bebek istememesi... hintli bir kaptanımızın eşinin yaklaşık 7 aydır hamile olduğunu öğrendiğimde tebrik edip bebeğin cinsiyetini sorduğumda bana bunu bilmediğini, çünkü hindistan'da insanların kız çocuk olacağını öğrendiklerinde çocuklarını düşürmek için uğraştıkları ve kürtaj yaptırdıkları için, bebeğin cinsiyetini önceden öğrenmenin yasak olduğunu söylediğinde bu bilgiyi edinmiştim.
    oysa kız ya da erkek, rengi milliyeti ne olursa olsun çocuklar güzeldir, çünkü tertemiz yüreklidir. bu hintli bıcırıklar da turist olduğunuzu farkedip yanınıza koşarak gelip konuşmaya başladıklarında, çocukların dünyanın her yerinde, bulundukları yeri en çok güzelleştiren varlıklardan biri olduğunu fark ediyorsunuz. benim tavsiyem, (burda gerçi her çocuk fakir aileden gelmiyor ama) sokakta gördüğünüz dilenen veya üstü başı olmayan bu miniklere mümkünse yanınızda varsa çikolata bisküvi vb şeyler vermeniz...
    bir de chatrapati shivaji havaalanı'ndan bahsedeceğim. burası önceden küçük ve köhne bir terminal iken yeni havaalanı ve terminal binasının açılmasıyla, uçaktan inip de körükten terminal binasına ulaşana kadar yerde halı bulunduğu ve valizi bu kocaman upuzun yolda sürüklemenin ölümcül şekilde yorucu olduğu için sinir harbine dönüştüğü bir yer oldu. çok alengirli ve şahane bir iç dekorasyonu var ancak bu işlevsizliği yüzünden eski havaalanını arıyor insan. duty free'si de diğer ülkelere nazaran pahalı ayrıca. uçağa çakmak ve makas gibi kesici aletler sokmak yasak. güvenlik memurları biraz ters gibi dursalar da aslında tek önemsedikleri şey bu. zaten daha önce de dediğim gibi, halkın ortalama maddi geliri çok düşük olduğu için (ayda 50 dolara hizmetçilik yapanını duydum) çalışan insanların çoğu, özellikle de garsonluk vs gibi hizmet sektöründe çalışan insanlar, işlerine çok ihtiyaçları olduğu için inanılmaz kibar, sabırlı ve ilgililer.
    gene konudan konuya atlıyorum ancak söylemeden geçmeyeyim dedim; kadınlar arasında olduğu kadar erkekler arasında da kına yakmak çok revaçta. (saçı kınalı bir dolu erkek var. tek taş yüzük takan bıyıklı amca da gördüm gerçi!) kadınların yüzüne bindiyapıştırması ya da boyatması da, evli olduklarını simgeliyormuş. bir de hintlilerin en çok önemsedikleri festivalin adı diwali. festival zamanında insanlar evlerini mumlar ve lambalarla donatıp her yeri ışıklandırıyorlar, pirinçleri rengarenk boyayıp yerlere kocaman diwali sembolleri yapıyorlar çok sanatsal bir şekilde ve en güzel giysilerini giyiyorlar. her yer çok şenlikli ve hatta bollywood gibi oluyor kısacası.
    bu arada ben bu entry'yi yazarken hindistan'a daha doğrusu mumbai'ye ne kadar çok gittiğimi fark ettim. ev falan mı alsaydım ki acaba ordan?! tamam tamam bitiriyorum entry'mi bir smiley ile...
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap