8 entry daha
  • genel ve muğlak adıyla postmodernizm ve daha spesifik bir yöntem olarak postyapısalcılık üzerine yaptığı çeviriler ile, bürokrasi altında kokuşmuş* türk akademisine darbe vurmuştur. sanırım modernite versus postmodernite kitabında, ona yazılan önsözde, maruz kaldığı dışlamalar hakkında örnekler verilmişti. ne kadar acı ki, sonunda akademiden tamamen atılmıştır.

    postmodern altında anılabilecek çeşitli özgül yöntemler***, türkiye örneği çerçevesinde, aydınlanmanın kritiklerinden* geçmemiş bir ülkede neden olabilecekleri tehlikeler açısından eleştirilirse, bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum. ancak söz konusu yöntemler, kokuşmuş akademinin düşünce üretecek/tartışacak kapasiteye erişememesinden yok kabul edildiğinde, dayanılamaz bir hal söz konusu olmaktadır. belli düşünürlerin fikirlerini ders kitabını aşamayacak kapasitede, gülünç biçimler halinde sunarak profesör olanlar söz konusu. çeşitli alanlar arasındaki sınırları yıkmayı geçtim, kendi alanına bile hakim olamamış kişilerin en başta yer aldığı bir akademi bu. bu akademiden postmodernin yıkıcılığını beklemek ne kadar absürt ise, aydınlanmacı kritiği beklemek de bir o kadar hayaldir. maalesef teorik gelecek ve onun yansıyacağı pratik kapasite buna işaret ediyor.

    bir kaçaktan, ancak bu kadar "gelecek vaat eden" sözcükler çıkabilir. genç yaşta ve zamansız ayrılan mehmet küçük, umarım, direnme gücü olanlara söz konusu akademiyi yıkmak için örnek teşkil edebilir.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap