872 entry daha
  • atlantis, m.ö 46-126 yıllarında yaşamış plutarkhos’un ‘hayatlar’ eserine de konu olan solon’un ortaya attığı bir iddadır. solon; gezgin, kanun koyucu, şair ve aynı zamanda yunanistan’ın ‘yedi bilge’ olarak kabul ettiği isimlerden biridir. etrafındaki yoğun işleyişten sıkıldığı bir vakit, mısır’dan başlamak üzere bir geziye çıkar ve on senenin sonunda araştırmalarıyla beraber ülkesine döner. mısır halkının ve düşünürlerinin keşfettiği atlantis’i diğer filozoflar ile paylaşır. peki bu bilgiler bizlere nasıl ulaştı?
    m.ö 421 yılının bir sabahında sokrates’in evinde bir oturum düzenlenir. bu oturuma asil ve astronom timaios, devlet adamı ve yazar kritias, bir de bilgin hermokrates katılır. bilindiği üzere sokrates’in yazılı bir eseri yoktur. oturumdaki diyalogları kaleme alan sokrates’in efsanevi öğrencisi platon’dur (eflatun). dört bilginin tartıştığı bir konu da solon’un araştırmalarında yer alan 8. kıta atlantis’tir. bu bilgileri ‘timaios ve kritias’ diyalogları eserinden elde edebiliriz. -hermokrates suskunluğunu korumuş anlaşılan.- platon’un notlarına göre atlantis, birbirini çevreleyen ve bir çemberi andıran on adadan oluşmaktadır. ütopik bir tasviri, aldığım notlar içinde aşağıda mevcuttur.
    ‘’efsaneye göre denizlerin kudretli tanrısı poseidon, ölümlü euenor ve leukippe’ın kızları cleito’ya aşık olur. barbarların cleito’nun ailesini katletmesi üzerine poseidon dalgalarıyla kızı atlantis adasına kaçırır. poseidon bu adaya cleito için bir saray inşa eder. yerden sıcak ve soğuk kaynaklar çıkartır. hiçbir insanın yaşamadığı bu ada bir çiftçiyi andıran poseidon’un uğraşlarıyla kısa sürede doğa harikasına dönüşür. cleito’nun poseidon’dan beş kere ikiz oğlu olur. (1. atlas ve gadiros, 2. ampheres ve evaimon, 3. mneseus ve autokhthon, 4. elasippos ve mesot, 5. azaes ve diaprepes) ada, ismini anne karnından ilk olarak çıkan en yaşlıları atlas’tan alır. -‘????????’ 'atlas’ın adası' anlamına gelmektedir.- doğan bu on çocuk üzerine poseidon depremleri ile bütün olarak duran atlantis adasını on parçaya böler. çocuklarını ise her bir adaya kral yapar. yıllar içinde atlas soyu git gide çoğalır. atlantis, tanrıların bile kıskandığı bir kıta haline gelir. şehrin çatıları kırmızı bakırdan inşa edilir. böylelikle güneş vurduğu zaman her biri göz alıcı bir güzelliğe bürünür. atlas’ın adasına ise fildişi ve gümüşle süslenmiş bir tapınak yaptırılır. poseidon ise oğullarından ve sahibi olduğu ülkeden oldukça memnundur. fakat asla yetinmez, hırs ve güç poseidon’u öyle ele geçirir ki atlantis’i daha şaşalı kılmak isterken yer kürede bir yarık açar. helios’un ışıkları yer kürede açılan bu yarıktan geçer ve hades’in krallığına süzülür. içe kapanık ve asosyal bir karaktere sahip hades ise bu rahatsız edici olaya çok sinirlenir. diğer tanrıların ‘sefil’ olarak nitelendirdiği hayatı, güneş ışıklarıyla gün yüzüne gelmiştir. bunun üzerine hades yetmiş bin kişilik bir yer altı ordusuyla atlantis’e saldırır. hades önderliğindeki bu taruz poseidon soyunu ve atlantis’i yerle bir eder. tanrısal savaşı daha fazla kaldıramayan atlantis, atlantik okyanusu’nun dibinde batık bir uygarlık galiba gelir.’’

    bkz: https://drive.google.com/open
97 entry daha
hesabın var mı? giriş yap