27 entry daha
  • özellikle bu tür hikayelerde çok sevdiğim ince detaylarla dolu bir dizi. görebildiğim detaylardan bazıları:

    --- spoiler ---

    david elser'in geliştirdiği yapay zeka sahibi "sentetikler"in duyguları birer duygu taklidi değil, gerçek duygu olarak verilmiş. daha sonra satır aralarında da olsa duyguların ve genel olarak zihnin bir veri işlemeden ibaret olduğu anlatılmış. mesela, sentetik niska ile dr. millican'ın konuşmasında, niska yaratıcıları david elser'in yazdığı 17 bin kod ile duyguları ve bilinci kendilerine verdiğini söylediğinde, dr. millican'ın önce insanlığın sadece bir dizi kod ile verilmesine kuşkuyla yaklaşıp arkasından "neden olmasın" demesi bu bakış açısını yansıtıyor.

    sadece bu da değil, yapay zekaya sahip 4 sentetiğin her birinin ayrı bir karakterinin olması ve bu karakterlerin yalnızca birbirlerinden farklı, ama birbirini tamamlayan kodlarla geliştirilmiş olmalarından kaynaklanmaması da güzel bir detay. aslında bu sentetiklerin her biri çocuk "yaşında" ve karakter farklılıklarıyla yaşları arasında bir ilişki var görünüyor:

    sentetik mia, içlerinde en büyükleri (14 yaşında) olarak en olgunları, en insan davranışlarını anlayabileni; sentetik max ise en küçükleri olarak içlerinde en karşılıksız sevgi dolu olanı, en naifleri. tabi bunun nedeni sadece yaşları değil; mia bir bakıcı olarak yaratıldı ve ona göre bir koda sahip, max ise sadece leo'ya bir kardeş olarak yaratıldı ve kardeş sevgisine sahip. leo'nun yarı insan, yarı sentetik olarak, insana en yakınları olduğu halde insanlara en güvenmeyeni olması da anlamlı. yine de sentetiklerin karakterlerinde, kodlarından kaynaklanıyor olsa da kodların ilk çıktılarını aşan bir gelişim de var:

    niska'nın daha david ile başlayan "cinsel istismar"lar karşısında erkek düşmanlığı yoluyla insanlardan, onlara hizmet etmekten nefret etmesi, ama kendisine iyi davranan birini gördüğünde ona yardım etmeyi kabul etmesi, yine bu sayede işlediği cinayetten de pişmanlık duymaya başlaması böyle bir gelişim.

    benzer şekilde sentetik fred de david'in kendisine yaptığı yaralı tilki yavrusu testiyle insanlar hakkında bir fikir sahibi olmuş, insanların doğanın bir parçası olarak sahip oldukları sınırları görmüş ve bu sınırları kabul ederek kendini insanlardan farkıyla tanımlamış. bu tam olarak bir benlik inşası sürecidir. ayrıca insanlarda gördüğü bu sınırlılığı kendi lehine kullanıp kaçarken acımasız davranmaması, eline bir tür şok tüfeğini aldığında, kendisini bir süredir esir tutuyor olmasına ve üzerinde testler yapmış olmasına rağmen doktor kalp pilini gösterince onu bacağından vurmayı seçmesi de önemliydi. insanda olduğu gibi sentetiklerde de "doğuştan", apriori iyi ve kötü olmadığı mesajı veriliyor sanki; yapay zekaya sahip sentetikler yalnızca kendilerine şiddet uygulayana şiddet ile karşılık veriyor.

    bütün bunlar, hikayede, veri işleme hızı veya zekanın tek başına yeterli olmadığını, sentetiklerin bazı davranışları kazanmalarının, karakter gelişiminin, olgunluk ve bilgeliğin tecrübe ile de alakalı olduğu fikrinin işlendiğini gösteriyor.

    bir başka iyi düşünülmüş detay da, laura'nın anita hakkındaki fikirlerinin, anita oğlunu kurtardığında değişmeye başlaması ve anita/mia ile laura arasındaki ilişkinin daha sonraki seyriyle ilgili: mia'nın laura'ya ilk söylediği şey, "annen gibi olmaktan korkuyorsun ama öyle değilsin" oldu ve bu sözler üzerine laura, mia'nın gerçekten hissettiğine ikna oldu. bu şekilde, "robot kadın" ile "insan kadın" arasındaki ilişkinin kadınlık, annelik üzerinden kurulması hoş bir detaydı, zaten gerçekte annelik doğanın, kadınlık da doğa ve toplumun kodlarıyla şekillenir, yapay zekanın kadınlığı da dijital kodlara dayanıyor. bu ilişkinin dışında kalan kocanın sonunda her şeyi berbat eden kazmalığı da buna bir örnekti.

    mia'nın sistem açılışının anita'dan farklı olarak derin bir nefes alma şeklinde olması da ayrıca güzel bir detaydı.

    --- spoiler ---

    konu fazla uzatılabilecek gibi durmuyor. bu nedenle, hikaye iyi bağlanıp en fazla 13'er bölümlük iki sezon ile derli toplu bir şekilde bitirilebilirse en iyi bilimkurgu dizilerinden biri olabilir diye düşünüyorum.
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap