bir türk filmcinin dünya yolculuğu

• biraz önce irlanda bölümüne denk gelip 45 dakika dayanamayıp kapattığım belgesel.
  
  bu narsist, artist ve şekil herif kim bilmiyorum ama belgesel sanırım yürüyüşü ve pozları üzerine.
  uzaklara dalıyor. denize bakıyor.
  yakın plan kendini çekiyor, yürürken kendini çekiyor, yürürken ekrana sığdırmadığı elini falan çekiyor.
  range rover kiralamış direksiyonu çekiyor. yine ellerini çekiyor.
  
  bunları yaparken de hiç konuşmuyor kendisi.
  (bkz: poz kesmek)
  belgeseli seslendiren biri var ki, o da evlere şenlik. buğulu kısık bir sesle, türk belgeselciliğinin hastalığı olan 'edebiyat parçalamak' anlatımını yapıyor. nat geo izlemesek kendilerini belgeselci diye yutturacaklar.
  
  bir tane drone almışlar bir de. kısa sahnelerle ordan oraya uçuruyor kamerayı.
  
  sinemacı değilim, sıradan bir izleyici olarak yorumluyorum. büyük ihtimal 'siz ne anlarsınız'cılardan kendisi. ama renklerin ayarlarıyla oynayıp , kısa kısa geçişler yaparak irlanda gibi bir ülkede bok gibi bir iş çıkarmış.
  
  ha bir de kayalıklarda 'drone'la çekim yaparken arka plandaki ses şunu söyledi:
  "bu çok rüzgarlı havada çekim yapmak oldukça güçken, büyük bir risk alıyor ve...
  (es veriyor)
  havalanıyoruz".
  
  "hahahasiktir" dedim. sanki bana helikopter kiralamış ak şekilcisi.