döne döne
-
kadim zamanlardan beri akdeniz'de öğle uykusu veya siesta (altıncı saat) vardır. yunanlılar daha sadık, ama akdeniz bölgesi'nde köylerde türkler de siestaya uymaya ve uyumaya devam ediyorlar. istanbul'da ünviversite okurken öğle arasında uyumak ister, gevşer, uyuklardım. asistanlık sırasında kamusal uyku çözüm hayali olarak uyku binaları oluşturup öğlenlik kısa uyku için morgtakiler gibi çok sayıda çekmece uyku mekanları (uyku çekmecesi) monte edilmesini düşünmüştüm. istanbul üniversitesi'ndeyim ama kampüs dışında okuyorum, bir keresinde taksim'de gezerken birden canım uyku çekti (rahat bir uyku çekmek deyimini kimler biliyor?). nerde uyumak istiyorum? yanıt, beyazıt kampüsünde. iett ile beyazıt'a gittim, gönlüme göre bir ağaç dibi buldum, döne döne ikindiye kadar uyudum. aha, anılar sökün ediyor, öğle olmayabilir, gene üniversite zamanı eminönü'nde kadıköy iskelesi önündeki bulvarın çimenli tretuvarında, canım çekti diye gündüz vakti uzanıp uyuduydum. bunlar hep uykuseverlik ve siesta geleneği geçmişimden geliyor. (bkz: öğle uykusu/@ibisile)
"bu gerçekleşme* olgusu bir silindir gibi döne döne, ağır bir taş gibi zorla kuyudan yuvarlanıyor." thomas mann - joseph und seine brüder* (yusuf'un gençliği)
(bkz: filliklemek)
(bkz: fellik fellik)
(bkz: tekrar tekrar)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap