4 entry daha
  • islamın vicdani yönünün yanı sıra bir devlet tatbikatı vardır ve her çağa bir yanıt olma iddiasındadır. çünkü hukuki ve iktisadi emirleri söz konusudur. modern bir rehber olabilmesi için ise öncelikle evrensel bazı değerleri gözetmesi gerekmektedir.

    islamda kolelikten başlarsak; aşağıdaki ayetlerde:

    "irzlarını koruyanlar(...) ancak karılarına ve sahibi bulundukları "cariyelere" başka, çünkü bundan dolayı kınanmazlar." (mearic: 29, 30)

    "ancak, eşleri ve sahibi bulundukları cariyelerine karşı durumları başka; çünkü bunlarla ilişkileri yüzünden kınanmazlar." (müminun:6)

    gibi ayetlerde cariyeliğin "normal" bir şey olarak zikredilmesinin yanı sıra onların efendisiyseniz rahatlıkla onlara "sahip" olabileceğiniz ima edilmektedir. (bkz: islamda cariyelik sorunsalı) elbette 7. asır göz önüne alındığında 'cariyelerin azad edilmesinin teşviki' veya ' onlara (cariyelerinize) iyi davranın' gibi ayetler birer devrim niteliğindedir. ama günümüz evrensel değerleri açısından bakıldığında kölelik pek hoş karşılanmaz.

    başka içsel bir mesele "kadin" meselesidir;

    ayetleri tekrarlamaya gerek yok, çok popüler olan "sahitlik" meselesi ve kurandaki kadınlara karşı genel üslubun biraz sert ve kayıtsız olması, boşanma ayetlerinde erkeklerin muhatap alınması vs.. her ne kadar yine hz. muhammed döneminde kadın için yapılan yenilikler birer devrim niteliğinde olsa da veya bu konularda çok 'modernist' yorumlar az da olsa var olsa da bu konu da bir muammadır ve mevcut uygulamalara bakıldığında (recm cezası vs) olayın vahameti daha iyi görülmektedir.

    başka bir husus, zina'ya ve hırsıza ceza ayetleri:

    "zina eden kadın ve zina eden erkekten herbirine yüz değnek vurun; eğer allah'a ve ahiret gönüne gerçekten inanıyorsanız, allah'ın dinini uygulamada bunlara bir acıyacağınız tutmasın! ayrıca mü'minlerden bir grup cezalandırılmalarına şahit olsun!" (nur:2)

    "hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin! allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir."(maide: 38)

    zinada ceza olarak 100 değnekten bahsedilmektedir ya da el kesmekten.. ama günümüz hukuk sisteminde böyle bir ceza sistemi ve işlerliği yoktur. daha vahimi müslümanların 'zina edene 100 sopa vurulsun' dediklerinde başlarına gelecek olanlar da cabasıdır. yani teknik olarak böyle bir ceza günümüz evrensel sisteminde uygulanmamaktadır ve önümüzdeki yüz yıllar boyunca da -muhtemelen- bu tipte bir cezanın uygulan(a)mayacağı sanılmaktadır.

    işte tam bu noktada şu soru sorulmalıdır: islam, tüm zamanlar için indirilmiş bir kurallar manzumesi değil midir? eğer evetse seküler toplumlarda yaşayan müslümanlar 'bir gün islam devleti kurulacak ve zina yapanlara (4 şahittte olunca) 100 değnek cezası verilecek' hayaliyle mi yaşayacaklardır? hayır, küçümsemiyorum. sadece islamın neden araform bir rehber görüntüsü veremediğini ve "ne kadar günümüze yanıt" olabileceğini sorguluyorum. çünkü kuranda zina edenlere verilecek cezadan bahsederken 'bir gün bu cezanın devlet şekli sebebiyle savunulamayabileceğinden' yahut cariyelikten bahsederken 'cariyelik sisteminin yok olduğu bir çağda ne yapılması gerektiğinden' ya da devlet söz konusu olmadığında müslümanların ne yapacağından bahsedilmiyor? başka bir örnek olarak, namazla ilgili ayetlere baktığımızda (pek çoktur) neden o ayetleri okuyan bütün müslümanların namaz kıldığı varsayımından hareket edilmiştir? sadece 'namaz kılmayan' "münafıklardan" bahsedilir, "iki cami arasında beynamaz" kişilerden bahsedilmez. bunun cevabı peygamber zamanındaki müslümanların hepsinin namaz kılmasıdır, ama günümüz müslümanlarının durumu neden tespit edilmemiştir? bu sorunsal tam da 'islamın evrenselleşemeyeceği' sorunsalıdır. çünkü emirler, değiştirilememekte ve evrensel söylemleri takmamaktadır. müslümanlar ' o zamanki geleneksel ortam şöyle şöyleydi cezai hükümlerde ona göre şekillendi, şimdi farklı cezai metotları savunmalıyız' diyemezler. diyemeyecekleri için de islam çağımızda "evrensel bir rehber" iddiasında olamamaktadır. diyemezler de, çünkü; söz konusu hükümlerin 'tarihsel' olduğuna dair bir ima yoktur kuranda. bu tür cezaları savunmak, iyidir, hoştur, saygı duyulur ama biraz ütopya, biraz günümüz gerçekliklerinden kopmak, biraz da "illegal" olabilir.

    diğer bir nokta tefsirlerdir. ayetlerdeki parantez içleri söylenildiği gibi birer tefsirdir. yani nüzul sebeplerinin bilinmesi gerekmektedir. yani farklı yorumlar olabilir. peki bu ne demektir? tarih boyunca - kimilerince- farklı parantezler açılabilir. peki yaratıcı, indirdiği kitabın sadece bu çağda değil binlerce yıl boyunca okunacağını dolayısıyla bazı söylediklerini "ne" için söylediğini açıklamak gerektiğini ihmal mi etmiştir? ("herhalde bir bildiği vardır" diyelim)

    peki o zaman; kuranın- az da olsa- bir kısmı ilahi değil de insani bir cendereye emanet edilmiş olmuyor mu? çünkü yanınızda olan bir arkadaşınıza bir şey anlatırken ya da kürsüye çıkıp konuşurken bir az önce cereyan etmiş olayla ilgili direkt konuşmaya başlayabilirsiniz ama bu söylediklerinizin bin yıllarca dinleneceğini bilseniz 'şu olaydan bahsediyorum' demeniz gerekmez mi? kaldı ki kutsal kitabının tamamını okumak isteyen sıradan bir müslüman, mealin yanı sıra koca koca ciltleri de mi okumak zorundadır? peki okusa bile o ciltlere neden koşulsuz inansın? eğer onları "yok sayarsa" da bir x ile karşılaşmış olmaz mıyız bir takım mevzularda? o zaman islam bu bulanıklıkla ve yanlış anlaşılmalarıyla nasıl her uygarlık ve dönem için güvenilir bir başvuru kaynağı olabilir?

    her şey bir yana evrensellikten kastımız; bütün toplumlar için uygulanabilir olmaksa; ancak islamdaki ahlaki kriterler (gıybet,yalancılık,güzel ahlak vs.) görücüye çıkartılabilir bunun yanı sıra 'yahudileri dost edinmeyin' tarzı genellemelerle daha doğrusu "insan"ı değil "müslüman"ı muhatap alan bir rehberi, bir "dünyalı"ya uzatamazsınız kolay kolay...

    imla.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap